DünyaGüncel

ATİK-ANALİZ | Almanya Türkiye Vatandaşı Binlerce Mülteciyi İade Edecek

"Mevcut hükümet, mülteciler üzerinden Almanya’da ırkçı ve faşizan siyaseti geliştirmektedir. Alman devletinin Türkiye ile mültecilerin geri iadesi sözleşmesi de bunun bir ispatıdır"

Almanya Türkiye Vatandaşı Binlerce Mülteciyi İade Edecek

Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerinden kaynaklı hayati tehlikesi olan binlerce politik insan her yıl Avrupa ülkelerine gelerek mültecilik başvurusunda bulunmaktadır. Türkiye’nin insan hakları karnesinin ne kadar karanlık olduğunu birçok insan hakları kuruluşunun araştırmalarıyla ispatlanmış durumdadır.

Türkiye’de İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) yayınladığı raporlarda da bu durum görülmektedir. Türkiye ve T. Kürdistan’ı ezelden beri muhalif kesimler için güvenlikli bir ülke değildi ve devletin değişmeyen faşist niteliğinden kaynaklı da güvenlikli bir hale geçecek gibi görünmemektedir. Buna rağmen, Almanya yaklaşık 16.000 bin Türkiye vatandaşını, iade etme kararı aldı.

Erdoğan-Scholz Görüşmeleri Sonun Başlangıcı Oldu

Erdoğan ve Scholz ABD’de NATO zirvesinde bir araya geldi. 27 Eylül’de yaptıkları ortak görüşmenin önemli bir gündemi de Türkiye vatandaşı mültecilerdi. Almanya, güvenlikli ülke olmamasına rağmen; Afganistan, Suriye, Irak, Türkiye gibi ülkelerden gelen mültecileri iade etme noktasındaki tutumu çerçevesinde Erdoğan ile yapılan görüşmede bu konuda ortak bir görüşe vardıkları basına yansıdı. Her ne kadar Türkiye tarafı bunu inkâr etse de konu Alman basınında birkaç kez yer aldı.

Almanya İçişleri Bakanı (SPD) Nancy Faeser yapılan görüşmeden sonra Funke Media grubuna konuya ilişkin verdiği demeçte “Almanya’da kalma hakkı olmayan Türk vatandaşlarının Türkiye’ye iadesinin hızlı ve efektif olması konusunda Türkiye ile antlaştık” diyerek, bunun büyük bir adım olarak değerlendirmişti.

Scholz’un 19 Ekim’de Türkiye’ye yaptığı ziyarette göçmen mülteciler tekrar önemli bir gündem oluşturmuştur. Türkiye’yi ‘göçmen vadisi’ olarak ele alan Almanya, Ortadoğu ülkelerindeki işgallerden kaynaklı yaşanan göçün Avrupa’ya akışını durdurmak için Avrupa Birliği kasasından Türkiye’ye sürekli sıcak para aktarmaktadır. Aynı şekilde Almanya’da, Türkiye’ye büyük miktarda para aktarmaktadır. Son yapılan ziyarette de göçün durdurulması ve Almanya’da yaşayan Türkiye vatandaşı mültecilerin geri iadesi karşılığında, TC’nin savaşta kullanmak için ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmatları talep ettiği Alman basınında yer aldı.

Erdoğan yapılan görüşmeye ilişkin, „Savunma sanayi ürünlerinin tedariki bağlamında geçmişte yaşanan bazı sıkıntıları artık geride bırakarak iş birliğimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz” açıklamasında bulundu.  Almanya Başbakanı Scholz ise yapılan basın toplantısında, „Türkiye bir NATO üyesi ve bu nedenle de somut sevkiyatlar konusunda karar almamız gerekiyor… Bu gayet doğal ve kısa bir süre önce bu yönde kararlarımız oldu. Buna yenileri de eklenecek“ diyerek, görüşmenin asıl amacının ne olduğunun altını çizdi.

Bundan kısa süre önce Alman devleti birkaç milyon değerinde Türkiye’ye silah satışında bulunduğunu açıklamıştı. Bu görüşmede esas meselelerden birisi de Türkiye’nin satın almayı istediği Eurofighter savaş uçakları, İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya’nın oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından üretiliyor. Türkiye uzun zamandır bu savaş uçaklarını almak istese de üreten ülkeler bu konuda hem fikir olmadığı için bu durum gerçekleşememektedir.

Pazarlık Konusu Olan 16.000 Mültecinin Geri İadesidir

Avrupa parlamentosu Nisan 2024’de karar altına aldığı yönelim yasalarıyla, mültecilerin ülkelerine geri iadesini kolaylaştırmıştı. Bu yasayla da ülkelerine geri gönderilemeyenlerin üçüncü bir ülkeye iadesini kolaylaştırdı. Aynı yasayla; mültecilere ilişkin Avrupa’da merkezi bir bilgi bankasının oluşturulması, mültecilerin ilk geldikleri Avrupa ülkesinde parmak izlerinin ve biyometrik bilgilerinin burada toparlanmasını öngörmektedir. Sunulan bu yasa tasarısı parlamentodaki milletvekillerinin çoğunluk kararıyla onaylanıp, yürürlüğe girdi.

Bu kararın onaylanmasıyla birlikte, Alman hükümeti de kısı süre önce parlamentoya sunduğu torba güvenlik yasasıyla, mültecilik hakkını kısıtlayan birçok yasa onaylandı. Bunların en önemlisi Suriye, Afganistan, Libya ve Türkiye başta olmak üzere; baskı ve katliamların yoğun yaşandığı bu ülkelere mültecilerin iadesinin kolaylaştırılmasıdır. Uluslararası mültecilik hukuku, Avrupa’ya gelip iltica başvurusu yapan bir insanın, geldiği ülkede baskı, katliam, askeri diktatörlük ve faşizm varsa ve yaşam hakkı tehlikede ise buraya iadesini yasaklamaktadır. Fakat yeni çıkarılan bu yasayla, Almanya imza attığı bu yasayla sözde uluslararası hukuku bile ayaklar altın almaktadır.

Almanya’ya, Türkiye ve T. Kürdistan’ından gelen ve mültecilik hakkında yararlanmak isteyenlerin sıyısı giderek artmaktadır. Özellikle son yapılan Parlamento ve Cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra bu sayı daha da artmıştır. Gelen mültecilerin ezici çoğunluğu, hakkında soruşturma açılmış, kesinleşmiş cezası olan öğrenci ve akademisyenlerden oluşmaktadır.

Almanya’da mülteciler dairesinin istatistiklerine göre, 2024 yılının ilk yarısında 9500 Türkiyeli iltica başvurusunda bulunmuş. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 7861, 2022’de ise bu rakam 6198. 2023 yılında toplam olarak 16430 insan gelip Almanya’da mültecilik başvurusunda bulunmuş. Verilerden de anlaşılacağı gibi bu sayı giderek artmaktadır. Fakat yapılan başvurularda mültecilik hakkı kabul edilenlerin oranı ise yüzde 1,5 civarında ve geri kalanların başvurusu ya ret edilmiş ya da sürüncemede beklemektedir.

Söz konusu olan Türkiye vatandaşı mültecilerden 16.000’i iade edilmek istenmektedir. Bunlardan 13.000 iltica başvurusu ret edilmiş ve geçici ikametgâh olan “Duldung” oturumuna sahip olanlardır. Diğerleri ise tamamen oturma hakkı olmayan, mültecilerden oluşmaktadır.

Almanya Türkiye ile yaptığı son anlaşmaya göre haftada 500 mülteciyi geri iade edecektir. Almanya parlamentosunda verilen bir soru önergesindeki yanıta göre, 2024 yılının ilk yarısında 441 mülteci Türkiye’ye iade edilmiş. Türkiye’ye 2023 yılında ise 1300 mülteci geri iade edilmiş. Bu rakamlar göstermektedir ki, sınır dışı edilmeler yoğun bir şekilde, uluslararası sözleşmelere aykırı olsa da yapılmaktadır.

Remigation Pratikte Uygulanmaktadır

Almanya’nın Potsdam şehrinde bu yılın başında yapılan bir toplantıda bir araya gelen, çeşitli ülkelerden ırkçı-faşist siyasetçiler, iş insanları ve gazetecilerin üzerinde çalıştıkları göçmenlerin, geldikleri ülkelerine geri gönderilmesi siyasetini bugünkü iktidarlar zaten uyguluyor ve uygulamaya devam edecektir. O toplantıda “Remigation”un (geri gönderme) gerçekleştirilmesi konusunda nasıl adımların atılacağı tartışılmış ve ona uygun kararlar alınmıştı. Bu kararların basına yansımasıyla birlikte yüzbinlerce insan sokak gösterileriyle bunu kınamıştı. Fakat yukarıda da değinmeye çalıştığımız gibi, “Remigation” pratikte zaten uygulanmaktadır.

Almanya’daki mevcut koalisyon partileri, alınan bu kararların ırkçı olduğu konusunda peş peşe verdikleri demeçlerle kitlelerle nasıl dalga geçtikleri pratikte bir kez daha açığa çıkmıştır. Mevcut hükümet, mülteciler üzerinden Almanya’da ırkçı ve faşizan siyaseti geliştirmektedir. Alman devletinin Türkiye ile mültecilerin geri iadesi sözleşmesi de bunun bir ispatıdır.

ATİK’in “Emperyalizme ve Faşizme Karşı; Ayağa Kalk Geleceği Kazan” kampanyası vesilesiyle, mülteciler üzerinden geliştirilen ırkçılığa karşı ortak mücadele çağrısının önemi bir kez daha açığa çıkmıştır. Mülteciler üzerinden geliştirilen bu saldırıya karşı, yerli ve göçmen demokratik güçlerin birleşik mücadelesiyle karşı duruş örgütlenmelidir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu