Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi tarafından düzenlenen “Uluslararası Cezaevleri Sağlık Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi yayımlandı. İstanbul’da düzenlenen çalıştay, uluslararası sağlık kuruluşları, hak örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Basına kapalı gerçekleşen etkinliğin sonuç bildirgesi, HDK Sağlık Meclisi üyesi ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ tarafından okundu.
Bildirgede, hapishanelerinde özellikle politik tutsakların maruz kaldığı sağlık hakkı ihlallerine dikkat çekildi. Tutsakların sağlık ve yasal haklarına erişimin ciddi ihlallerle karşı karşıya olduğu vurgulanarak, “Politik mahpusların içinde bulundukları sağlık koşulları, infaz rejimindeki ayrımcı uygulamalar, başta aileleri olmak üzere toplum üzerinde belirsizlik ve güvencesizlik duygusunu büyütmektedir” ifadeleri yer aldı.
‘İmralı, iktidarın laboratuvarı’
İmralı Ada Hapishanesine özel bir vurgu yapılan bildirgede, Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar hakkında dört yıldır herhangi bir bilgi alınamadığına dikkat çekildi. Bildirgede, “İmralı Ada Hapishanesi, adeta iktidarın bir laboratuvarı durumundadır. İmralı’daki uygulamalar kara hapishanelerine ve sonrasında tüm topluma bir yönetim biçimi olarak yayılmaktadır” denildi.
‘Sağlık hakkı temel bir insan hakkıdır’
Çalıştayda sağlık hakkının temel bir insan hakkı olduğu vurgulanarak, hapishanelerde yaşanan sağlığa erişim sorunlarının, “fiili ölüme terk etme rejimine” dönüştüğü belirtildi. Bildirgede, hapishanelerinde binlerce ağır hasta mahpusun bulunduğu, bu mahpusların sağlığa erişim haklarının derhal sağlanması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, uzun tutukluluk süreleri nedeniyle mahpusların “umut hakkının” ulusal ve uluslararası sözleşmeler ışığında tanınmasının önemine değinildi.
Sonuç bildirgesinde ayrıca, işkencenin her türüne karşı durulduğu ve hapishanelerde yaşanan ihlallerin uluslararası dayanışma ile mücadele edilmesi gerektiği belirtildi. “Başta İmralı Ada Hapishanesi olmak üzere, temel insan haklarının, yaşam hakkının ve dünya halklarının özgürlük hukukunun çiğnendiği hapishaneler gerçeği karşısında uluslararası dayanışmanın büyütülmesi ve bir mücadele ağının oluşturulması önemlidir” ifadeleriyle çağrı yapıldı.