Kartal: 2015 yılı bütçe tartışmaları ile birlikte işçi ve emekçiler asgari yaşama koşullarına, açlık ve yoksulluğu egemenlerce mahkum edilmeye çalışılırken güvencesiz çalışma koşulları da yaygınlaşıyor. Patronların taşeron dayatmalarına karşı sendikal örgütlenmeye giden işçi ve emekçilerin, yaşanan sürece dair tepkilerinin patlak verdiği yerlerden birisi de Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi oldu.
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde asgari yaşam koşullarını kabul etmedikleri için Dev Sağlık-İş’te örgütlenen işçiler, sendikal faaliyetlerden ötürü işten çıkartıldı. İşten atılan 98 işçi Hastane önünde direniş çadırı kurup eylem başlatırken biz de Özgür Gelecek Gazetesi olarak direniş alanına giderek işçilerden Zeki Demirel ile söyleşi gerçekleştirdik.
Özgür Gelecek: Bize buradaki sürecinizi anlatır mısınız?
Zeki Demirel: bizim burada 9. Ay zam ayıdır. Zam ayından önce hastane yönetimi gelerek “size bu yıl iyi oranlarda zam yapacağız” demişti. Daha önceki yıllarda zamlar 5 TL, 10 TL düzeyindeydi, hatta bir arkadaşa geçmiş yılların birinde 50 kuruş zam yapmışlardı.
Son zamanlarda da bu yıl iyi zamların olacağını söylediler. Zam ayı gelince de 20-40 TL civarlarında zamlarla karşı karşıya kaldık. Hastane yönetimine giderek biz de “Bize böyle söz vermiştiniz, neden yerine getirmediniz” dedik. Hastane müdürü ise “İstiyorsanız çalışın, istemiyorsanız işte kapı” dedi. Gayet tehditvari, hakaretvari bir üslüpla yaklaştı.
Biz de bunun üzerine bir araya gelerek haklarımız için mücadeleye başladık. 9. Ayda zam ayımız vardı, bu ay içerisinde ilk etapta 50 kişi sendikaya üye oldu. Bu sürecin devamında da insanlar 10’ar, 5’er üye olmaya devam etti. Bunun üzerine de “bu örgütlüyor” diyerek beni işten attılar.
Ben işten çıkarıldım ama bırakmadım peşini. Her gün buraya gelerek arkadaşlarla görüşmeye devam ettim. İçeri almadılar. Bu çevredeki banklarda falan insanlarla görüştük. Zaten biliyoruz ki, direndiğin zaman kazanıyorsun, kaybetme korkusu yenilgi yaratıyor.
Bu süreçte de 3 arkadaşı daha işten çıkarttı, hastane yönetimi. Biz de sendikada bir toplantı alarak, bu işe müdahale edelim dedik. Gittik ve Hüseyin Şimşek’le (Maltepe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı) görüşme yapmak istedik. Onun yok olduğunu, rektörle görüşebileceğimizi söylediler.
Rektöre gittik ve “buraya kötü amaçla gelmedik. Buyurun konuşalım. Kimsenin malında-mülkünde gözümüz yok. Haklarımızın peşindeyiz” dedik. Rektör ise hiçbir hakkımızı kabul etmeden bizi gönderdi.
Biz de Cuma günü alkışlı protesto yaptık iş çıkışında. Ertesi gün ise 94 kişi daha işten çıkartıldı. Biz de Pazartesi basını çağırdık ve çadırımızı kurduk. Orada dedik ki “biz çadırı kurup direneceğiz. Her bir işçinin hakları geri alınarak sendikamız kabul edilene kadar direneceğiz.”
Peki çalışma koşullarınız nasıl? Hastane emekçilerinde genelde sendikalaşmanın önüne geçmek için insanlar başka yerlerde çalışıyormuş gibi gösteriliyor. Burada var mıydı böylesi uygulamalar?
Burada da vardı, benzeri uygulamalar. Düşünün ki, 2 hastane var ancak toplam sağlık çalışanı 70 kişi gözüküyor. İŞ_KUR’dan araştırdığımızda, Ameliyathane hemşiresi arkadaşımız bahçıvan olarak gözüküyor. Ben teknik servis çalışanıyım ama Güzel Sanatlar büro elemanı gözüküyorum. Buna benzer bir sürü evrak sehteciliği de yapılmış. Bununla ilgili Çalışma Bakanlığına şikayet ettik. Bunun üzerine bir gecede 414 kişiye çıktı, hastane çalışanı kayıtta. Sorduğumuzda ise “farkında değildik” dediler.
Örgütlenme süreciniz nasıl geçti? Kısa bir sürede bir kitleye ulaştınız ve atılmaların ardından ise direnişe başladınız. İçerisi ile bağlarınız ve refleksler nasıl?
Bizim çok haklı bir başlangıcımız vardı. Bu nedenle örgütlenmemiz de daha kolay oldu. Hem verilen sözler tutulmamıştı, hem de insanlar başka yerlerde çalışıyor gibi gösteriliyorlardı. Bu da bayağı etkiledi arkadaşları, hırslandırdı ve sendikal faaliyeti hızlandırmış oldu.
Peki destekler nasıl? Sizin çalışma alanınızın özgünlüğü olarak, aynı yerde örgütlenen doktorlar da var. Ya da burası bir üniversite ve öğrenciler var. Nasıl bu katılım?
ilk gün geldiler. Öğrenciler ve diğer kitle örgütleri geldiler ve sürekli desteklerini ilettiler. Bu desteği görüyoruz.
İçeri ile alakalı desteğimiz de iyi. İçeride çalışan arkadaşlar da bizim haklılığımızı biliyor. İçerideki arkadaşlar sendikanın bir hak olduğunu, bir işçinin sendikalı olduğunda nasıl hakları elde ettiğini biliyorlar. Bizi çıkarttılar ama içeride bu bilince sahip bir sürü arkadaşımız var.
Önümüzdeki sürece dair planlarınız nedir?
Biz haklıyız. Biz gerçekten çok masum ve temel bir hakkı; yaşama hakkını istiyoruz. Hastane yönetiminden talep ettiğimiz şey, belediyenin de belirlediği 170 TL yol parasının verilmesiydi. Biz hakkımız olanı istiyoruz. İnsanca yaşamayı talep ediyoruz.