Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) “örgüt ile iltisaklı” olduğunu iddia ederek, mal varlığının dondurulmasına karar verdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in imzasını taşıyan kararla birlikte 39 kişi ve 19 kuruluşun malvarlığı dondurulurken, karar Resmî Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
GÖÇİZDER, söz konusu karara ilişkin Bahçelievler ilçesinde bulunan dernek binasında basın toplantısı düzenledi. “Savaşsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünya inşa edelim” pankartının açıldığı toplantıda, dernek üyelerinin yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Kürt Araştırmaları Derneği, Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı, İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı üyeleri de yer aldı.
Toplantıda ilk söz alan Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı’ndan Mine Buse, iktidarın GÖÇİZDER’in mal varlığının dondurulması kararıyla beraber sivil toplum örgütleri üzerinden baskı ve tehdit girişimlerini devam ettirdiğini belirterek, “Ama biz bu baskıların sonuçsuz kalacağını biliyoruz. Bugün savaşın sömürünün devam ettiği bu düzende GÖÇİZDER çalışmalarına devam edecek. Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı olarak biz de şunu belirtmek istiyoruz; GÖÇİZDER çalışmalarına tek başına devam etmeyecek. Bu karar karşısında emekten, demokrasiden yana olan tüm herkesin söz konusu mal varlığının dondurulması kararına karşı GÖÇİZDER’le dayanışma göstermesi çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Ardından konuya ilişkin basın metnini okuyan GÖÇİZDER Eşbaşkanı Kamile Kandal, derneklerine yönelik baskıların ilk olmadığını söyledi. Dernek üyelerinin geçmiş dönemlerde de benzer gerekçelerle yargılandığını anımsatan, söz konusu yargılamaların tamamından beraat edildiğini vurguladı.
Buna karşın dernekleri hakkında verilen “Mal Varlığını Dondurma” kararının, dernek ve üyelerinin kişilik ve anayasal haklarına bir saldırı olduğunu ifade eden Kandal, “Ayrıca aynı yargılama içerisinde, terörle iltisak bağı kurulmaya çalışılarak örgüt üyeliğinden aynı mahkeme tarafından beraat kararı verilmiştir. Fakat buna rağmen tekrardan Hazine Bakanlığı tarafından yayınlan bu kararla terörle iltisaklı denmesi; açıkçası bizleri kasıtlı olarak hukukun üstünlüğü ilkesinin bir yana bırakılarak siyasal saiklerle hareket edilmiş olduğu kanaatine götürmektedir. Buna ilişkin söyleyebileceğimiz şey; siyasi kararlar değil hukuki kararlar alınmasıdır” diye belirtti.