DünyaGüncel

SÖYLEŞİ | “Piroğlu’nun İadesini Engelleyen, Onun Direnişi ve Gelişen Dayanışmadır!”

Üç yıldır Sırbistan devleti tarafından tutsak edilen Ecevit Piroğlu’nun mücadele arkadaşı ile bu süreci konuştuk.

– Enternasyonal devrimci Ecevit Piroğlu özgürlüğünden neredeyse 3 yıldır yoksun. Öncelikle Sırbistan hükümetinin Piroğlu’na yönelik bu tavrının politik nedenleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

– Ecevit Piroğlu yoldaşın 3 yılı aşkındır Sırbistan’da esir olarak tutulmasının temel nedeni, onun 35 yıla yaklaşan kesintisiz devrimci var oluşudur. Piroğlu, 12 Eylül faşizminin devrimci hareket üzerinde yarattığı ağır yıkımın ve tahribatın ortasında devrimci saflara katıldı.

12 Eylül Askeri Diktatörlüğü’ne karşı öğrenci gençliğin, işçi sınıfının ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin çeşitli hamleler geliştirdiği bir süreçte mücadeleye katılan Piroğlu, o günden bugüne devrimci hareketin farklı mücadele alanlarında kesintisiz yer aldı.

Öğrenci gençliğin demokratik mücadelesinden işçi sınıfının hak alma mücadelelerine örgütlü bir devrimci militan olarak hep ön safta bulundu. Amerikan emperyalizminin Afganistan ve Irak işgallerinden sonra İstanbul’da düzenlenen NATO zirvesinde Amerikan başkanı Bush’u ve NATO şürekasını İstanbul’u bir barikat şehre dönüştürerek karşılayan devrimcilerin öncüleri arasında Piroğlu yoldaş yer alıyordu.

AKP’nin Türkiye halklarını faşist cenderenin içine hapsetme hamlelerine karşı gelişen Gezi Ayaklanması’nda en direngen barikatların gerisinde Piroğlu yoldaş yer almıştı.

Türkiye halkları barikatların gerisinde faşizme teslim olmayacaklarını haykırırken Piroğlu yoldaş öncülüğün gereklerini yerine getiriyordu. 1990’lardan itibaren devrimci hareket üzerinde çok ciddi etkiler yaratan liberal rüzgarlara karşı ideolojik, politik ve örgütsel direniş geliştiren devrimci öncüler arasında tereddütsüz yer alan Piroğlu yoldaş, Marksizm-Leninizm’in ülke toprağında yeniden devrimci bir tarzda üretilmesi mücadelesine katkı sundu.

Devrimci harekette gelişen tasfiyeci eğilimlere karşı net bir tutum aldı. Ortadoğu halkları Cihatçı çetelerin katliam tehdidi altına girdiğinde, Kürt Özgürlük Hareketi’nin direniş güçleriyle siper yoldaşlığına yürüyen Türkiyeli devrimcilerin öncüleri arasında Piroğlu yoldaş vardı.

Rojava’daki direnişin öncüleri arasındaydı, IŞİD çetelerinin yenilgiye uğratılması sürecinde bir kez daha devrimci öncü kimliğiyle var olmuştu. Faşist Türk devletinin Piroğlu yoldaşı ele geçirme ve cezalandırma ısrarının gerisinde onun özetlemeye çalıştığımız devrimci kimliğinin bütünlüğü vardır.

Faşist Türk devleti Gezi’de ve Rojava’da iki önemli yenilgi almıştır; bu yenilgilerin öcünü almak istemektedir. Piroğlu yoldaş, devrim ve sosyalizmde ısrarın sembolüdür. O Orhan Yılmazkaya’nın Bostancı’da yükselttiği devrimci bayrağı yere düşürmeyen, Ulaş Bayraktaroğlu ve ölümsüz yoldaşlarının Rojava’da yaktıkları ateşi harlayan bir devrimcidir.

Böyle olduğu için de emperyalist-kapitalist dünyanın efendilerinin önde gelen düşmanı, etkisiz hale getirmeye çalıştıkları bir devrimci kimliktir. Sırbistan devleti emperyalist-kapitalist dünyanın bir parçası olarak bu süreçte yoldaşımıza karşı üzerine düşen görevi yerine getirmektedir. Sırbistan zindanlarında uluslararası işçi sınıfının devrimci iradesi bir kez daha emperyalist-kapitalizmin iradesiyle ölümcül bir savaşa girdi.

Piroğlu yoldaşın kararlı direnişiyle uluslararası işçi sınıfının iradesi düşmanı ininde yenilgiye uğrattı. Piroğlu yoldaşın direnişçi kimliği etrafında oluşan uluslararası devrimci dayanışma bu direnişe önemli katkılar sundu.

Piroğlu yoldaş, Sırbistan zindanlarındaki devrimci direnişiyle, Che’nin özgün ifadesiyle “iradesini bir sanatçı titizliğiyle parlattığını” dostlarına da düşmanlarını da gösterdi. Faşist Türk devleti Piroğlu yoldaşı, Sırbistan’dan alabilmek için elindeki her imkânı kullandı.

Türk devleti Piroğlu yoldaşı ele geçirebilseydi, bunu bir zafer olarak kutlayacak, devrimcileri nerede olurlarsa olsunlar alacak ve cezalandıracak güç ve imkanlara sahip olduğunun propagandasını geliştirecekti.

Bu propaganda savaşını Piroğlu yoldaş üzerinden tüm devrimci ve demokratik güçlere karşı yükseltecekti. Piroğlu yoldaşın direnişi Türk devletinin taleplerinin gerçekleşmesini engelledi.

 

Ezilen ve sömürülenlerin sahip oldukları temel dinamik dayanışmadır!

– Sırbistan hükümeti, mahkeme kararına rağmen yani tıpkı TC devletinin yaptığı gibi Anayasaya, kanunlara veya mahkeme kararlarına uymamakta ve Piroğlu’nun Türkiye’ye iadesini bir tehdit olarak sürdürmektedir. Devrimci, enternasyonal kamuoyu bunu nasıl ve hangi yollarla durdurabilir, nasıl bir karşı koyuş örgütlemelidir?

– Emperyalist-kapitalizmin derin bunalımı şiddetlenerek devam etmektedir. Sosyalist sistemin varlığı koşullarında kapitalist ülkelerin kendi sistemlerini savunma amacıyla emekçilere sunduğu bazı ekonomik ve politik haklar, bunlara bağlı olarak oluşan hukuk sistemleri artık tarihe karışmıştır.

Son 35 yıl, bu kazanılmış haklara karşı yürütülen kesintisiz saldırılar dönemi olarak da ele alınabilir. Derinleşen bunalımı emperyalist-kapitalizmi yeni bir büyük savaş konjonktürü içine sıkıştırmıştır; bunun anlamı, sadece “orman kanunları” çerçevesinde yol alınacağıdır. Uluslararası işçi sınıfı ve öncüleri bu gerçekliği kavrayıp, buna uygun hareket etmek zorundadır.

Piroğlu yoldaşın pratiğinde görüldüğü gibi en sıradan demokratik kazanım bile bedel ödemeyi gerektirmektedir.

Emperyalist-kapitalizmde belirleyici olan kağıt üzerinde yazılı olanlar değildir. Keskinleşen sınıf mücadelesi koşullarında belirleyici olan direniş ve mücadelenin büyütülmesidir. Piroğlu yoldaş üzerindeki iade tehdidinin kaldırılması ve özgürlüğünü kazanmasının temel yolu sokakta büyütülecek dayanışmadır.

Vurgulamak gerekir; Piroğlu yoldaşın iadesini engelleyen temel unsurlar, onun direnişi ve gelişen dayanışma kampanyalarıdır. Bu durum bize, yürünecek yolu ve doğrultuyu göstermektedir.

Piroğlu yoldaş etrafında gelişen devrimci-demokratik dayanışma, ezilen ve sömürülenlerin sahip oldukları temel dinamiğin dayanışma ve ortak mücadele olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Piroğlu yoldaşın direnişinin en önemli kazanımlarından birisi de bu olgunun bir kez daha görünür hale gelmesi ve ilham vermesidir. Ortak mücadele ve direniş iradesinin her koşulda kazandırıcı olduğu açık biçimde ortaya çıkmıştır.

 

“Onun her kazanımı, devrimci-demokratik güçlerin kazanımıdır!”

–  Piroğlu direnişine ara verdi, sağlık durumu bilindiği üzere kötü, siz daha yakından bir tanık olarak bilgi verir misiniz, durumu şu an nasıl?

– Bilindiği üzere kendisine yapılan çağrıya karşılık olarak 136. günde açlık grevi direnişine ara verdiğini duyurdu.

Piroğlu yoldaş toplamda iki yıl içinde ikisi de 136 gün süren yani 272 gün açlık grevi direnişi yürüttü. Son direnişinde 43 kiloya düşmüştü. Açlık grevi süreçlerinde uygulanacak tedavi, direniş geleneği itibariyle Türkiye tıp protokollerinde geniş bir deneyime sahip.

Ancak direniş geleneğine bağlı olarak bu tecrübeler Sırbistan’da mevcut değil. İkincisi Piroğlu yoldaş azımsanmayacak bir tutsaklık süresini kendi dilinde iletişimden yoksun bir tecrit altında yaşadı. Zorlu koşullar altında onun bedenen zayıflamasına rağmen bilincinin canlı olmasının altında yatan en güçlü şey ideolojik netliktir.

Şimdi ne tür kalıcı hasarlar oluştuğu/oluşacağı konusunda yeterli verilere henüz sahip değiliz, bunu ilerleyen günlerde değerlendirmek mümkün olacak. Ancak sağlık durumunun kısa sürede normalleşmeyeceğini öngörebiliyoruz.

Şu an tedavi başlamasına rağmen ağır komplikasyon riskleri mevcut. Ağrıları ve bazı fonksiyonlarındaki kayıplar sürmekte.

Burada uyarıcı olan şudur; tüm deneyim aktarımlarına rağmen yanlış ve tecrübesiz bir tedavi süreci riski sürmektedir.

– Piroğlu’nun özgürlüğü için mücadele edenler, başta Avrupa Demokratik Güç Birliği başta olmak üzere, bundan sonra neler yapmalıdır. Ve de Piroğlu’nun serbest bırakılması için bundan sonra nasıl bir yol izlenmelidir?

– Piroğlu yoldaşın özgürlüğünü kazanmasının temel koşulu, uluslararası dayanışmanın büyütülmesidir.

Bugüne dek kampanyalara önemli katkılar sağlayan Birleşik Mücadele Güçleri ve Avrupa Demokratik Güç Birliği’nin daha geniş zeminli ve daha yaygın bir kampanyayı süreklileştirmesi yoldaşın özgürlüğünü getirecektir.

Bu noktada vurgulanması gereken unsur, Piroğlu yoldaşın direnişinin tüm devrimci-demokratik güçleri temsil etmesidir. Böyle olduğu için, onun her kazanımı devrimci- demokratik güçlerin kazanımıdır.

Piroğlu yoldaşın özgürlüğünü kazanması için yürünecek yol kısalmıştır. Bu noktada, Birleşik Mücadele Güçleri’nin dayanışma eylem ve etkinliklerinde yeni bir hamle geliştirmesi önem kazanmıştır.

Alanını ve yoğunluğunu artıran eylem ve etkinlikler yolun daha hızlı kat edilmesini sağlayacaktır. Yaratılan kamuoyunun genişletilmesi, Sırbistan’ın resmi temsilciliklerinin önünün eylem alanına dönüştürülmesi, Sırbistan hükümeti üzerindeki baskıyı artıracaktır. Avrupa’nın değişik kentlerindeki Sırbistan temsilcilikleri önündeki eylemlerin etkileri bilinmektedir.

Bunların yaygınlaştırılması ve heyetlerin Sırbistan’a taşınması önemlidir. Yoldaşın nezdinde yüz yüze gelinen hukuksuzluğun nedenlerini önceki sorularda yanıtlamaya çalıştık. Son dönemde iadelerdeki artış ve başka hukuksuzluklar sertleşen koşulların ürünüdür.

Piroğlu yoldaşın özgürlüğüne kavuşması bu gelişmelere karşı bir hat örmek açısından da önemli bir deneyim ve kazanım olacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu