Rojava’da emperyalist destekli bölge gericiliğinin kuşatma ve ezme saldırılarına karşı direniş genç, kadın, yaşlı ve erkeklerin yükselttiği silahlı mücadeleyle sürüyor/şekilleniyor. Filistin’de zafer adım adım taş generallerin nasırlı ellerinde büyüyor.
Emperyalistlerin planı bozulmak için vardır ve Ortadoğu’da yükselen zafer bayrakları bu planın dikiş tutmadığını gösteriyor. Bizler; Rojava’da ve Filistin’de gelişen/yükselen direnişe koşulsuz destek vermekle yükümlüyüz. Filistin ve Rojava’da süren direniş ve mücadele, Ortadoğu ve Türkiye halklarının demokratik halk devrimi ve sosyalizm mücadelelerinin “kopmaz” bağlara sahip parçalarıdır. Dünyanın bütün coğrafyalarındaki devrim, halk demokrasisi ve sosyalizm kavgalarının dolaysız bağlar edindiği günümüz şartlarında, bölgemizde ve ülkemizdeki komünist, devrimci, demokrat, ilerici güçlere aktif biçimde “müdahil” olma görevi yüklediği açıktır.
Açgözlü emperyalistlerin bütün varlıklarıyla üzerine çullandıkları, kanını emdikleri ve egemenliklerini kan üzerine inşa etmekle meşgul oldukları topraklardır Ortadoğu. Zengin petrol ve doğal gaz rezervlerinin sahibi olmak istedikleri Ortadoğu’da kan döken, zulüm saçan egemenlerin kara ve hava saldırılarıyla, kitle imha silahlarıyla bastırmaya çalıştıkları halkın direnişi, taşlarla, sapanlarla, silahlı direnişle sürmekte, yüreklerinde biledikleri kin ve öfkeyle kuşatma ve ezme saldırısına barikat olmaktadır.
Zafer Filistin ve Rojava halkının…
Yıllardır kan gölüne dönen Ortadoğu’da artık uyanan halklar egemenleri birer birer alaşağı ediyor ve edecektir. Bu tarihin kaçınılmaz gerçekliğidir. Bizlerde Rojava’da ve Filistin’de yükselen emperyalist müdahaleye, gericiliğe ve faşizme karşı enternasyonalist bayrağı her alanda yükseltmeli ve bütün gücümüzle savaşa ve direnişe pratik bir destek tavrı içerisinde olmalıyız.
Ortadoğu’da emperyalizmin bölge gericiliği eliyle taşları yeniden dizayn ettiği, kitlesel katliamların yaşadığı bir süreç gelişirken ülkemiz egemenleri de timsah gözyaşları dökmeye devam etmektedir. Katliamcı geleneğe sahip TC devleti Rojava’da Filistin’de yaşanan katliamın parçası, emperyalist politikaların bölgedeki uygulayıcısı ve uşağı durumundadır.
Kürecik’teki Füze Üssü kapatılmadan, İsrail ile askeri ve ticari anlaşmalar fesih edilmeden, İŞİD çetelerine askeri ve lojistik destek her kademede kesilmeden bu timsah gözyaşlarının halkımız nezdinde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Kurulduğu günden bugüne halkımıza katliamlarla kan banyosu yaptıran TC devletinin, emperyalizmin tetikçiliğine soyunmuş bölge gericiliğinin kuşatma ve saldırıları halkın direnişi karşısında yenilmeye mahkumdur. Halkların isyana durduğu Ortadoğu’da direnenler, emperyalizmin köleleştirici politikalarına karşı mücadeleyi yükseltenler kazanacak, zafer Filistin ve Rojava halkının olacaktır.
Bir Partizan okuru
