Güncel

SÖYLEŞİ | “Ecevit Piroğlu ve Onun Gibi İnsanların İadesi Durdurabiliriz!”

Sırbistan’da tutsak olan ve Türkiye’ye iadesi söz konusu olan Ecevit Piroğlu’nun avukatı ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Avukatı sorularına verdiği yanıtlarda süreci, iadeyi durdurma kampanyasını ve etkilerini aktarırken, Piroğlu’nun sürdürdüğü açlık grevinde kritik süreçte olduğuna dikkat çekerek, kampanyanın büyütülmesi ile iadenin durdurulabileceğini vurguladı.

– Sırbistan’da tutuklanan Ecevit Piroğlu’nun, Türkiye’ye iadesi söz konusu. Piroğlu 2 ayı aşkın bir süredir açlık grevinde. Bu süreci kısaca aktarabilir misiniz?

– Öncelikle hepinize merhaba. Bildiğiniz gibi Ecevit Piroğlu, Sırbistan’da 24 Haziran 2021 tarihinde uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Türkiye’ye iade edilmek üzere tutuklandı. Ecevit Piroğlu, eski İHD İzmir Şube yöneticisi ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Merkez Komite Üyesi’dir.

Türkiye’de sadece 2013 yılında yapılan Gezi Parkı Eylemleri’ne katıldığı için bile 30 yıldan fazla ceza almakla karşı karşıyadır. Başka bir neden ise gizli tanık ifadeleriyle IŞİD’e ve IŞİD’e destek verenlere karşı mücadele etmiş Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri (DKP/BÖG) üyeliğidir.

Türk devlet makamları tüm dünyanın bildiği üzere yaptıkları kurgular ile IŞİD’e karşı duran herkesi terörist ilan etmiş ve haklarında çeşitli bahanelerle adil olmayan uluslararası yakalama kararları çıkarmıştır. Ecevit Piroğlu’na da gerek etnik Kürt kimliğinden, gerek sosyalist oluşundan, gerekse IŞİD’e ve IŞİD’i destekleyen güçlere aldığı tavırdan dolayı bütün evrensel hukuk kurallarını çiğnenerek, cezalandırılmak üzere Türkiye tarafından uluslararası yakalama kararı çıkartılmıştır.

Piroğlu’nun, Türkiye’ye iade edilmek üzere Sırbistan mahkemeleri tarafından yargılanması sırasında birçok hukuksuzluk ve provokatif olay yaşanmıştır.  Hatırlanacağı gibi ilk mahkeme, Türkiye’ye iade edilmesi kararı vermişti. Daha sonra üst mahkeme itirazımızı değerlendirmeye almıştır.

Türkiye Konsolosluğu’nda çalışan tercümanın bilerek yanlış çeviriler yapması ve bunun ortaya çıkması sonrası Piroğlu’na ve avukatlarına tehditler ve hakaretler ederek provokatif girişimlerde bulunmuştur. Yapılan kampanyanın etkisiyle kamuoyunda oluşan tepkiler sonucu Birleşmiş Milletler İşkence Karşıtı Komite, Piroğlu hakkında Sırbistan Hükümeti’nden iadeyi durdurmasını talep etmiştir.

AİHM, Sırbistan Temyiz Mahkemesi’nin iadenin onanması durumunda son AİHM kararı beklenmeden iadenin gerçekleşmemesi için taraf olduğu uluslararası sözleşmeler nedeni ile Sırbistan Hükümeti’ni uyarmıştır. Bu gelişmelerin yaşandığı 3 Haziran 2022 tarihinde ise Piroğlu, dünyanın dört bir yanındaki enternasyonalistleri selamlayarak fiziki tutsaklığını bitirmek ve iade talebini durdurmak için bedenini açlığa yatırdığını açıklamıştır.

Piroğlu’nun 3 Haziran 2021’de görülen mahkemesi gerek yaşanan provokatif olay gerek enternasyonalistlerin yaptığı kampanyalar sonucu BM ve AİHM’in açıklamaları sonrası 17 Haziran 2022 tarihine ertelenmiştir.

Kaçınılma sebebi ise 24 Haziran 2022’ye yani Piroğlu’nun ilk tutuklanmasından geçen sürenin üzerinden tam bir yıl geçmesi üzere kurulmuş bir oyundu. Bilindiği gibi bu tip yargılamaların her ülkede farklı azami yargılanma süreleri vardır. Sırbistan’da bu süre bir yıldır. Sırbistan mahkemeleri, geri gönderme davalarında bir yıl içerisinde karara varmak zorundadır. Ancak yaşanan süreçte de göründüğü gibi Sırbistan makamları karara varmaktan bilerek kaçınarak belirsiz bir ortam yaratmıştır.

Anlaşılacağı gibi normal şartlar doğrultusunda mahkeme, Ecevit Piroğlu hakkında bu bir yıl içerisinde bir karara varmak zorundaydı. Ancak enternasyonalistlerin yapmış olduğu kampanyalardan doğan baskıdan kaynaklı mahkeme bu kararı bilerek zamana belirsiz bir tarihe öteletmiştir. 24 Haziran 2022 günü Piroğlu, iç hukuk gereği bir yılını doldurması sonrası serbest kalması gerekirken adı “kapalı kamp” olan ancak ağır hapishane statüsü ve koşullarında olan başka bir yere sürgün edilmiştir. Sürgün sırasında avukatlarına dahi günlerce bilgi verilmemiştir.

Piroğlu, girdiği açlık grevini yeni sürgün edildiği yerde de devam ettirdi. Onun bu kararlı direnişi sonrası kamp idaresi tekrar telefon hakkını vermek zorunda kaldı ve koşulları kısmi olarak iyileştirildi. Kısmi olarak diyoruz çünkü, hala insanlık dışı bulduğumuz uygulamalar devam etmekte. Refakatçisi olmadan sadece günde 2 saat avluya çıkmasına veya haberleri izlemesine izin verildi. Haftada birkaç defa hastaneye götürülüp sağlık kontrolleri yapılıyor.

Kısmi olarak açlık grevinin gerektirdiği ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Ancak bilindiği gibi açlık grevi 60. gününü geçti. Kaldığı tek kişilik hücrede lavabo, tuvalet ve banyonun olmaması, refakatçi olarak yanında yardımcı olabilecek, acil durumlarda müdahale edecek birinin bulunmaması ve kronik rahatsızlıkları olduğu için birçok ihtiyacını endişe verici bir şekilde karşılayamamaya başladı.

– Sırbistan devletinin iade kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye ile bir pazarlık söz konusu mu?

– Bilindiği gibi AKP iktidarı, 2016 darbesi sonrası muhalif kesimlerin tamamına karşı yeni ve güncel bir cadı avı başlattı. AKP özellikle kendi burjuva sınıfının iş yaptığı Balkanlar’da Fetullahçılardan boşalan yerleri birçok lobi çalışmasıyla doldurma ve Balkan devletlerinin içinde MİT’in de yardımıyla yeni klikler yaratma girişimlerinde bulundu.

Bunu bir ölçüde de yarattı. Osmanlı’dan kalma tarihsel rolü de olan Türkiye, AKP burjuvazisi kullanarak Sırbistan’ın ihtiyaçlarına göre yeni pazar alanlar yaratmakta ve bu pazar alanlarını kullanarak birçok askeri, siyasi, bürokratik konuda Sırbistan gibi Balkanlar’da bulunan ülkelerde görünmeyen ses/karar mekanizmaları içinde rol oynamaktadır.

Sırbistan’ın yıllardır Türkiye’den gelen Kürtlere, sosyalistlere, solculara, göçmenlere gerçekleştirdiği uygulamalar ortadadır. En son bilinen örneklerden hatırlanacağı gibi; Kürt siyasetçi Cevdet Ayaz’ı 2018 yılında Türkiye’ye iade etmiştir. Sırbistan’ın yıllar içerisinde Cevdet Ayaz gibi birçok Kürt, sosyalist, Türkiye’de mevcut iktidara karşı olan muhaliflere karşı aldığı iade kararlar bilinmektedir.

Köşeye sıkışmış AKP iktidarı, bu kararları kendine karşı olan muhaliflere ve Türkiye halklarına psikolojik propaganda aygıtı olarak kullanırken, Sırbistan devleti bu karar mekanizmalarını Türkiye devletine karşı ekonomik, siyasi pazarlık kozu olarak kullanmaktadır.

 Sırbistan makamları da kriz içindedir!

– Piroğlu’nun sağlık durumu hakkında da bilgi verebilir misiniz?

– Ecevit Piroğlu’nun açlık grevi 2. ayını geride bıraktı. Zaten kamuoyuna da açıklandığı gibi Ecevit Piroğlu’nun kronik akciğer rahatsızlığı gibi birçok rahatsızlığı bulunmakta. Piroğlu için artık kritik sürece girmiş bulunmaktayız. Son görüşmelerimizde sağlık durumunun her geçen gün kötüye doğru ilerlediğini, baş ağrılarının, baş dönmelerinin, kemik ve kas ağrılarının arttığını, yürümekte zorlandığını belirtti. Kendisine aylardır yardımcı olacak refakatçi olmadığından kaynaklı da her an hayati tehlike anlamında olumsuz bir sürece girebilir.

– Çeşitli ülkelerinde Ecevit için eylemler yapılıyor. Bu tarz eylemlerin etkisi nedir? İadeyi durdurmak için ayrıca neler yapılmalıdır?

– Belki biz kampanyanın etkisini fazla gözlemleyemiyoruz ama belli zamanlar içerisinde Sırbistan kamuoyunda gündem olan “Ecevit Piroğlu’na Özgürlük” kampanyası nedeniyle Sırbistan karar makamları büyük bir kriz halindedir. Bu zamana kadar geçirdiğimiz süreçte Sırbistan’da yayın yapan birçok gazete ve televizyonda Piroğlu hakkında haberler yapılmıştır. Sırbistan’da halkın birçoğunun artık “Ecevit Piroğlu’na Özgürlük” kampanyasından haberdar olmuştur ve bu da Sırbistan makamlarının karar alma alanlarını daraltmıştır.

Örneğin Piroğlu’nun kaldığı kampta görevli olan memurların birçoğu “Ben olası bir iade kararı olursa, iade edileceği o gün izine çıkacağım” demektedir. Piroğlu’nun iade konusunda yetkin olan kamuoyunca tanınmış avukatları “Biz ilk defa böyle bir davada böyle bir süreç yaşıyoruz” demekte ve yapılan kampanyanın etkisi nedeniyle Piroğlu Davası’nda yaşanan krizi gözler önüne sermektedirler.

Şu anda Ecevit Piroğlu davasında ve açlık grevinde kritik bir süreçte olduğumuz hepimizin rahatlıkla anlayabileceği gibi gözler önündedir. İadeyi tamamen durdurmak için özellikle dünyanın dört bir yanında bulunan özellikle IŞİD ve onu destekleyen güçlere karşı olan enternasyonalistlerin, demokratların bulunduğu her alanda farklı eylem tarzlarıyla bulunduğu alandaki halka değinecek şekilde onları “Ecevit Piroğlu’na Özgürlük” kampanyasına katarak büyütmesi gerekmektedir.

Ancak bu şekilde kesin olarak Piroğlu ve onun gibi insanların iadesi durdurabiliriz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu