Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) Sivas katliamının 29. yılında yaptığı açıklama ile katliamı lanetleyerek, katliamda yaşamını yitirilenleri andı.
ATİK, “Türkiye’nin aydınlık yüzünü karartmak için, devlet tarafından ellerine tutuşturulan ateşle, Madımak oteline sığınan devrimci demokrat, sanatçı, yazar, bilim insanlarını yakarak katleden kitle, dinci faşizmin kitle tabanını oluşturmak üzere dizayn ediliyordu.
Onlar güruh halinde hareket ederek yakmayı, linç etmeyi deneyimlediler. Korkaklıklarından halk düşmanı cesaret çıkardılar. Emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri büyük sermaye sahipleri daha azgın bir sömürü düzeni oluşturabilmek için planladıkları dinci faşist sistemin hazırlığı olarak devlet destekli katliama giriştiler. Televizyonlarda canlı yayınlarla tüm Türkiye’ye izletilen bu vahşi katliamla toplumsal bir gözdağı verilmek istendi.” şeklinde sözlerine başladı.
“Alanda katliamı yönlendiren ve yöneten dinci faşistler cezasızlıkla, onları savunanlar meclise sokularak ödüllendirildi. Kimisi de başta Almanya olmak üzere, bir çok Avrupa ülkesine gönderilerek ödüllendirildi. Halkın vicdanında bir yara olarak duran bu cezasızlık sonsuza kadar böyle kalmayacaktır.” diyen ATİK açıklamasının devamında;
“Osmanlı’dan günümüze, azınlıklara karşı katliamcı tutumuyla halk güçlerini bölmeyi amaçlayan egemenler için Aleviler ve Kürtler her zaman hedef durumundadır. Maraş, Çorum Sivas ve Gazi, Roboski, Hendek katliamları, ihtiyaç halinde acımasızca tekrarlayacakları katliamlar olarak tarihin kara sayfalarında durmaktadır. Türk devletinin tekçi anlayışı bugün, dinci-faşist kliğin en acımasızca uygulamaları, ekonomik krizin çözüm yöntemidir.
Onların halka verecekleri başka bir şey yoktur. Azgın sömürü, bir kliğin sermayesini güçlendirme çabası sonucu gelişen vurgun sistemi, halkın daha çok yoksullaşmasına neden olmuştur. Daha düne kadar AKP MHP iktidarının yarattığı sistemden yararlanan bir kesim dahi, artık yaşanan ekonomik çıkmazdan şikayet etmektedir. Devletin bu hoşnutsuzluğu bastırmak için tek silahı, baskı zülüm ve katliamdır. Katliamlarda bugüne kadar olduğu gibi hedef, Aleviler, Kürtler ve devrimci demokrat siyasi muhalefettir.”
Açıklamada, Baskı zülüm ve katliamlardan korunmanın biricik yolu tüm işçilerin emekçilerin birleşik mücadelesidir, güçlü bir birlik, mücadelede zaferin teminatıdır. Tarihten doğru ders almak demek, tüm kurumların ortak mücadelede birleşmesi demektir.
ATİK olarak bizler, Sivas katliamının 30. Yılında bir kez daha lanetliyor, katliamda hayatını kaybedenleri anıyoruz. Avrupa’daki demokratik kamuoyunu Sivas katliamının hesabını sormaya çağırıyoruz.” denildi.