Makaleler

Ortak şekilleniş

Proletarya partilerinin sağlam bilimsel bir dünya görüşüne sahip olması kadar kapsamlı ve zengin bir toplumsal kurtuluş programına sahip olması gerekir. Sınıflara bölünmüş toplumda proletarya partisinin ezilen, sömürülen tüm emekçilerin kurtuluşunu güvence ve garanti altına almak kadar, çeşitli milliyet ve inançlara sahip olanların, emekçi kadınların, kendilerini farklı cins kimlikleriyle tanımlayanların yaşam haklarını savunmak, korumak ve güvence altına almak gibi de bir sorumluluğu ve görevi vardır. Proletarya partisinin ezilen, sömürülen, horlanıp dışlanan tüm kesimleri kapsayan kapsamlı ve zengin bir kurtuluş ve özgürlük programı gibi doğayı ve çevreyi korumayı esas alan güçlü devrimci sorumluluğu da vardır.

Partiler sadece bir teorik-ideolojik birikim, bilinç, deneyim merkezi değildir. Aynı zamandayeni bir yaşam biçimini, yeni bir insan tipini, yeni bir sınıf ahlakı ve terbiyesi yaratma yeridir. Proletarya partilerinin savunduğu devrim davasına, gerçekleştirmek istediği toplumsal değişikliğe, kurmak istediği demokratik topluma uygun insan tipini yaratmak gibi yüksek bir sorumluluğu ve ağır görevleri vardır. Teori-ideoloji-program sorunlarıyla uğraştığı kadar yeni bir kişilik, yeni bir yaşam yaratma, yeni insan ilişkileri kurma meselesine ciddiyetle eğilmek ve bu sorunu çözmek amaçlı yoğunlaşmak, derinleşmek, gelişmek zorundadır. Devrimci çalışmasının merkezine yeni insan yaratmayı koymak zorundadır. En az önemsenen en az tartışılan en az kafa yorulan konuların başında gelen “devrimci kişilik-devrimci yaşam” yaratma meselesidir. Bu sorunun sınıf savaşımının merkezinde, orta yerinde olduğunu anlamak-kavramak buna uygun bir yönelim, bir yoğunlaşma ve çalışma içine girmek, Demokratik Halk Devrimi’ni garanti altına almak, sürdürmek için zorunludur. 

Her sınıf her sistem kendi dünya görüşüne uygun bir toplum ve insan tipini yaratır. Proletarya kendi insan tipini, yani kendi davasını her yerde ve her koşul altında korkusuzca savunacak, haklılığı için cesaretle mücadele edecek, kitleleri kendi sorunları etrafında örgütleyip savaştıracak çok sayıda yetenekli ve nitelikli insan yaratmak zorundadır. Bu görevin örgüt biliminde karşılığı “kadro ve militan” eğitip, yetiştirmek, hazırlamaktır. İdeoloji-program belirleme, oluşturma sorunu çözüldükten bunu başarıyla pratiğe uygulayacak olan örgüt-önderlik yaratma sorunu gelir. Bu sorunların merkezinde, orta yerinde ise kadro-militan eğitip-yetiştirme görevi gelir. Tayin edici düzeyde önemli bir yerde duran sürekli, sistemli, örgütlü yürütülmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden açıklığa ve netliğe kavuşmadan somut-maddi bir güce dönüşerek devrimci bir çizgi haline gelmeden ideoloji-program somut bir güce dönüşemez, anlaşılamaz, geniş kitlelere mal edilemez. 

Bugün devrimci örgütlerin temel sorunların çok önemli yerinde kendi ideolojisine uygun insan (kadro-militan) tipini yaratamamak gelmektedir. Davasına inanmış, inandığı dava uğruna kendini feda edecek,davası için kendini koşulsuzca adayacak, sonsuz bir fedakarlık ve çalışkanlık örneği gösterecek, sözüne güvenilen örnek insan tipi yaratmak, görevlerin merkezinde durmaktadır. İşçi sınıfı içinde, köylüler, gençler, kadınlar, Kürt, Alevi emekçiler, ezilen-sömürülen tüm kesimler içinde devrim davasını örnek bir şekilde temsil edecek, örgütleme yeteneği ve beceresi ortaya koyacak, yaşamda ciddi bir ağırlığı olacak, sözüne güvenilen, saygınlığı olan bilinçli-yeni insan tipi yaratmak devrimci sorunların ve görevlerin başında gelmektedir. Ancak bu sorunun çözümü için yeterli ve etkili bir şekilde kafa yorulduğu,çözümü için yeterli ve gerekli çalışmalar yürütüldüğü söylenemez. Yeterli zaman ve olanaklar olmasına karşın mücadeleye katılan militanlar, içinde yer aldığı örgüt içinde yeterli ve gerekli temel bir devrimci eğitimden-örgütsel ortak bir şekillenişten geçerek, sürece katılım göstermiyor.

Devrimci görevleri layıkıyla ve başarıyla yerine getirecek devrimci özelliklere sahip insan yetiştirme konusunda ciddi sorunlar, sıkıntılar ve farklılıklar yaşanmaktadır. Merkezi bir stratejik eğitim politikasına göre yani demokratik halk devriminin görevlerini layıkıyla yerine getirecek halk savaşı stratejisine hizmet edecek, partiye ve illegaliteye göre şekillenecek, disiplini esas alacak bir eğitim içine girilemiyor. Yaşama güçlü bir katılım gösterilmediğinde güçlü bir görev anlayışına sahip olunmadığında örgütlü olmaktan, örgüt yaratmaktan, kitleleri örgütleyip savaştırmaktan bahsetmenin fazlaca bir anlamı ve önemi olamaz. Her faaliyet alanı devrimci görev ve sorumluluklarını yerine getirecek merkezi bir eğitim ve çalışma programına ciddi bir ideolojik sorgulama-eğitme bilincine sahip olmalıdır ki, insanlarını bu perspektife göre eğitip, şekillendirsin. Sorumluya-bireye-ortama-anlık duruma göre değil, partilerin demokratik halk devrimi programına göre eğitilip, şekillenmelidir. Bu temel şekillenişle birlikte faaliyet yürüttüğü alanın sorunlarına ihtiyaçlarına görevlerine yanıt olacak bir düzeye ve niteliğe kavuşturulmalıdır.

Tüm faaliyet alanları kendi görev ve sorumluluklarını yürütecek, çalışmalarını başarılı bir şekilde gerçekleştirecek özgün bir merkezi eğitim programını ve anlayışını yaratmak için çalışmalar yürütmelidir. Stratejik-güncel, genel-özel, temel-özgün,eğitim programlarını yaratmalıdır. Tüm bu çalışmaların merkezinde demokratik halk devriminin sorunları ve çalışmaları olmalıdır.

Bir militanı anlama-tanımanın merkezinde onun yaşamı, yaşamı içinde ortaya koyduğu çalışmalar ve yaptıkları durmaktadır. Bir militan nasıl yaşıyor? Yaşama katılımı nasıldır? Görev ve sorumluluklarına yaklaşımı ne düzeydedir? Yoldaşlarına ve halka yaklaşımı nasıldır? Hata ve eksikliklerine nasıl yaklaşmaktadır? Devrim ve sosyalizm davası karşısında ki duruşu nasıldır? Unutmamak gerekir ki; her yaşam tarzında bir ideoloji gizlidir. “İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür” anlayışında hangi sınıfa ait yaşam biçimi sürdürdüğü ortaya çıkar. Her militan sahip olduğu sınıf bilinci ve devrimci sorumluluğuyla yaşama katılım gösterir, görevlere yaklaşır. Ya proleter tarzda yaşayıp göreve yaklaşır ya da küçük burjuva tarzda yaşar ve görevlere yaklaşır. Üçüncü bir yol, çizgi yoktur. Görev bir militan ve kadro için her şeydir. Görevini başarıyla yerine getirme sözü verdiğinde bunu başarmak için bütün emek ve fedakarlığı ortaya koymak zorundadır.

İmkansızı gerçekleştirmek için bütün çaba ve iradesini ortaya koyar. Kendini en üst düzeyde örgütlemeye disipline etmeye, yaşama katmaya çalışarak, görevlere yaklaşır. Kendisinde olan bir şey, yanındaki yoldaşında yoksa bundan rahatsızlık duyar. Her şeyin en iyisini yoldaşı ve halkı için ister. Dünyanın her hangi bir yerinde acı çeken bir halkın acısını yüreğinde hisseder. Devrimci mücadelede hiçbir kişisel çıkarı, beklentisi ve talebi yoktur ve olamaz. Ne bir ün ne bir yetki ne de bir mevki talebi olmaz. Bu niteliklere ve özelliklere sahip çok sayıda insan eğitip yetiştirildiğinde demokratik halk devrimi gelişim ve ilerleme gösterir. Aksi durumda yerinde sayma ve gerileme yaşanır.

(Bir ÖG okuru)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu