İstanbul: Yaklaşan yerel seçimlere paralel Barış Ve Demokrasi Konferansı Koordinasyonu tarafından düzenlenen “Barış ve Demokrasiyi Yerelden Kurmak…” konferansı Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Kampüsü Ayhan Şahenk Salonu’nda gerçekleşti.
“Yerel demokrasi, Yerelden ve yerinden yönetim, Katılımcılık ve demokrasi” gündemlerinin tartışıldığı konferansa; HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, HDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya önder ve Levent Tüzel, BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak, HDP Yürütme Kurulu üyeleri Garo Paylan, Gençay Gürsoy, Ender İrmek, yazar Murathan Mungan’ın yanı sıra bir çok akademisyen de katıldı.
Konferansın ilk oturumunda konuşmayı Murathan Mungan yaptı. Kürt sorunu ve “çözüm” süreciyle birlikte yaşanan gelişmeleri değerlendiren Mungan konuşmasında “Yarın için umutlarımızdan başka tutunacak gücümüz var mı?” diye sorarak “Evet, bence iki gücümüz var. Gezi Parkı, uykudaki güçlerin rüyası. İkincisi ise erkeklerin başlattığı savaşı ısrarlı bir şekilde barışa dönüştürmeye çalışan kadınlar. İyi ki varsınız. Gezi Parkı bir yuvarlak masaydı, iktidarın anlamadığı bu. Tarih yeni bir siyaset istiyor.” İfadelerine yer verdi.
İlk oturumun bir diğer konuşmasını da Sebahat Tuncel gerçekleştirdi. Tuncel konferansın Öcalan’ın çağrısıyla yapılan konferansların bir ayağı olduğunu belirterek sürecin getirilerinin mücadelenin kazanımı olduğunun altını çizerek “Birincisi Kürt sorununun çözümü konusunda yaşanan süreç. Öcalan’ın Amed Newroz’unda başlattığı süreç dünya siyasetini etkileyecek. İkincisi ise Gezi direnişi ile başlayan süreç. Artık insanların eskiyi kabul etmediği bir süreç. Yeni bir süreç, yeni bir siyaset gerekiyor. Bunu, gücünü toplayan bir güç yapar. HDP’nin böyle bir gücü var. Bu hayalimizi gerçekleştirmek için mücadeleyi büyütmek durumundayız. Eski tarz siyaset, uslupla siyaset yapmak mümkün değil. Buna yanıt olursak kazanırız, aksi durumda kaybederiz. Değişmezsek tarihin çöp sepetinde yer alırız. Böyle bir lüksümüz yok, halklarımıza yeni seçenek sunmak zorundayız.” Dedi.
İlk oturumda bir diğer söz alan da Haluk Ağabeyoğlu oldu. Ağabey oğlu seçim sürecinin Gezi’den doğru örgütlenmesinin yerelleşme teminatı olacağını belirterek “bir kent kadınların kenti nasıl olur, işçilerin kenti nasıl olur?” sorularının gündemleşmesi gerektiğini belirtti.
Levent Tüzel’in de konuşma yaptığı birinci bölümün ardından geçilen ikinci oturumda BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak özerk yerel yönetim anlayışı üzerine konuştu.
Türkiye’deki hukuki ve idari yapılanmanın halkın yönetimini gasp etmek üzere kurgulandığını belirten Kışanak; yapılanmanın halkın katılımını sınırlayarak egemen olanın iktidarını tesis etmek için kurgulandığını belirtti.
Konuşmasında “ Türk-Sünni-Erkek bir toplum isteyenler ötekileştirilenlerin yerel yönetimlere katılmasını engellemek için özerklikten kaçınılıyor” ifadelesine yer veren Kışanak, AKP’nin son belediye yasası ile merkezi iktidara yereli monte etmeye çalıştıklarını belirtti.
İkinci bölümde sunumu ise Bekir Ağırdır gerçekleştirdi. Gerçekleşen sunumda yerel yölnetim anlayışı öneri ve formüller üzerinden anlatıldı. Konu özgülündeki yaklaşım sıkıntılarını aktaran Ağırdır “Türkiye’nin sorunu devleti ve yönetimi yeniden yapılandırmak ve hukuku da baştan dizayn etmek sorunudur” şeklinde konuştu.
Yönetimin yerellerin inisiyatifini geliştirecek ve yerel yönetimleri teşvik edecek yasal dönüşümleri gerçekleştirmesi için yapılması gerekenler şeklinde önerilerle biten konuşmanın ardından ise Sırrı Süreyya Önder konuştu.
Önder konuşmasında AKP’nin yerel yönetim anlayışı üzerinden yaptığı yasal dönüşümleri anlatan Önder, “ Devrimciler 20 gün de olsa bu iplerin nasıl kopacağını gösterdiler” dedi
Konferansın üçüncü bölümünde “Yerel yönetimlerde cinsiyet eşitliği” konusunda İlknur Üstün sunum yaptı.
Sunumda kadınların yerel yönetimlerde söz sahibi olamadıklarını belirten Üstün aynı yerelde yaşayan kadın ve erkeklerin koşullardan aynı şekilde etkilenmediğini belirterek “Tüm politikalar cinsiyet eşitliği perspektifinden geçmeli. Barış sadece tarafların müzakeresi, ittifakı değildir, kadınlar için şiddetin durması demektir” dedi.
Son oturumda Güneydoğu Belediyeler Birliği Yöneticisi ve Mezopotamya Ekoloji Derneği üyesi Erdal Balsak, “Yerel yönetimler ve ekolojik belediyecilik deneyimi” üzerine sunum yaptı. Sunumda çeşitli belediyelerin prariklerinden örnekler veren Balsak konuşmasında “Öğreten konumunu reddedip, öğrenen konumunda olmamız gerekiyor. Doğaya saygı topluma saygıdır. Saygımızı yitirmemeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Çeşitli konular üzerine de sözlerin alınarak tartışıldığı konferans sonuç bildirgesi taslağının okunması ile birlikte son buldu. Bildirge daha sonraki bir tarihte kamuoyuna açıklanacak.