Aydınlı: Gün geçmiyor ki işçi sınıfına yönelik saldırılar devam etmesin. Süreç ilerledikçe egemen sınıflar işçilerin zamanında direnerek kazandığı hakları bugünlerde parça parça yok ediyor. Son dönemlerde artan saldırılar arasında işçi sınıfının hakları listenin en baş sıralarında oluyor. Bir çok yönden saldıran egemenler şimdi de işçilerin en meşru hakkı olan Kıdem Tazminatına göz dikmiş durumda. Gündemi sürekli değiştirerek, saldırılarını yoğunlaştıran AKP iktidarı bugün ve yarında aynı politikayı izleyerek, kazınılan bir çok alandaki hakları bu şekilde yok etmeye devam edecek, tabi bizler izin verirsek. Kıdem tazminatını fona aktararak işçilerin emeğinin üzerine konarak karları kar katmaya ve haklarımızı daha da aza indirgeyerek yok etmeye çalışıyorlar.
Egemenler bu kadar yoğun saldırırken bizlere düşen görev…
İktidar bu kadar yoğun ve sistematik saldırırken, bizlere düşen görev ise bu saldırıları iyi kavrayarak, bu duruma karşı örgütlenerek mücadele yürütmek. Aynı zaman da bizlerin bildiğini kitlelere aktarmak.
Bizlerde bu bilinçle harket ederek Aydılı’da DDSB’liler olarak bir çalışma yaptık. Tuzla-Aydınlı’da kıdem tazminatı için 5 Kasım günü saat 14.30’da stant kurduk. DDSB’liler olarak kurduğumuz stantta; bildiri, gazete ve imza fönünden oluşan materyallerle Salı Pazarı girişinde çalışma yürüttük.
Kıdem tazminatı ile ilgili çıkan bildirilerimizin pazar girişinde dağıtımını yaptık. Dağıtım sırasında birçok insanla sohbet ederek fon adı altında gerçekte oynanan oyunu anlatmaya çalıştık. Sohbetlerimiz kitlenin ilgisi ve sorularıyla çok verimli geçti. Standımıza olan yoğun ilgi bizleri heyecanlandırmasının dışında bu tür çalışmalarımızı yoğunlaştırmamız noktasında bizleri yeni planlar yapmaya itti.
İkili yaptığımız sohbetlerden aktaracak olursak; Aslında haberlerde, TV programlarında bize güzel birşeymiş gibi anlatılan getirisin çok olduğu söylenen kıdem tazminatının götürdüklerini, geleceğimizi yok ettiğini aslında bu parayı alamayacağımızı ve işçilerin bu yolla işten çıkartılacağını anlattık. Ayrıca halkımız imza fönüne imza atmayı da unutmadı. “Size destek olmayacağız da kime olacağız, sofrada bizim de tuzumuz bulunsun, işçi değiliz ama işçilere destek oluruz” şeklinde de söylemlerde bulundular. İmza atanların arasında öğrenciler, işçiler, ev emekçileri, sendikacılar vardı. Aralarından en dikkat çekici olansa bir patronun imza atmasıydı. Kendisinin de bir patron olduğunu ama kendini halktan ayrı tutmadığını işçilerin yanında olduğunu ve nerde ezilen biri varsa orda olacağını dile getirdi.
İlginin yoğun olması bizleri çok sevindirdi. Bu sevinçle inancımıza daha bir bağlandık ve yaptığımızın, doğru birşey olduğunu bir kez daha anlamış olduk. halkın yanımızda olması, bu duruma ilgisiz kalınması, duyarlı olması bir kez daha bizleri umutlandırdı.
Aydınlı’dan DDSB’li
[widgetkit id=368] |
