Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekolojik Meclisi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu, Kaz Dağları’nda 270 gündür devam eden oturma eyleminin salgın gerekçesiyle engellenmeye çalışılmasına karşı çıktı. Yapılan ortak açıklamada, iktidarın “korona fırsatçılığı” yaptığı ifade edilirken, bu yasaklamadan vazgeçilmesi ve nöbete dokunulmaması çağrısı yapıldı.
Nöbet tutanların Çanakkale İl Hıfzıssıhha Müdürlüğü tarafından alınan kararla oradan çıkarılmak istendiğine yer verilen açıklamada, nöbet tutanların alanı terk etmemeleri halinde para cezası uygulanacağını ve zorla çıkarılacağına dikkat çekildi.
Yeni katliamlar planlanıyor
270 gündür sürdürülen nöbetin “Su ve Yaşam Nöbeti” olduğunun altın çizilen açıklamanın devamında, “Nöbet tutanlar, ormanın savunucularıdır. Bir şirketin kârı uğruna ormanın tarumar edilmesi için teşvik verenler, su ve yaşam nöbetinden rahatsızlar. Daha önce de defalarca, çeşitli bahanelerle yaşam savunucularına cezalar verildi. Şimdi, korona nedeniyle karantina yasakları fırsata çevrilerek ormanın bekçileri nöbet alanından zorla çıkarılmak istenmektedir. Tıpkı İstanbulluların aylardır karşı çıktıkları Kanal İstanbul Projesi’nin ilk ihalesinin yapılması, insan ayağının bile değmemesi gereken Salda Gölü’ne kamyonlar, kepçelerle dalınıp kumulların bozulması, Bursa Yenişehir’de ağaç kesimine başlanması, Artvin Yusufeli’nde HES inşaatına başlanması gibi, korona bahanesiyle Çanakkale valiliğinin aldığı bu karar da, Kaz Dağları’nda yeni orman katliamlarının planlandığının işaretidir” denildi.
Salgın bahanesi gaflet
Nöbet alanının şehirden izole bir yerde bulunduğu ve salgının bulaşma ihtimalinin olmadığına yer verilen açıklamada, Su ve Yaşam Nöbeti’ni sürdürenlerin bu bahaneyle alandan çıkarılmasının “gaflet” olduğu ifade edildi.
Açıklamamanın devamında şunlar kaydedildi: “Milyonlarca insanın açlıkla virüs arasında seçim yapmaya zorlanarak çalışmak zorunda bırakılmasında gördüğümüz gibi görüyoruz, Kaz Dağlarının savunucularına kapatılması siyanürcü madencilere açmak içindir. Çanakkale valisi Alamos Gold’un ve maden şirketlerinin memuru gibi davranmaktan vazgeçmelidir. Kirazlı’da 270 gündür çadırlı nöbet tutanların tahliye kararı geri çekilmelidir. Kaz Dağları’ndaki şirketlerin orman kıyımını görüntülemesini engellemeyi amaçladığı belli olan ormanda drone uçuşu yasağı kaldırılmalıdır. Çanakkale’deki tüm madencilik faaliyetleri ve termik santrallar durdurulmalıdır. Buralarda çalışanlara ücretli izin verilmelidir. İktidarın yirmi yıllık doğa düşmanı uygulamalarına karşı her yerde direnen bütün yurttaşlarımızı, Kirazlı’da, Kaz Dağları’nda yeni bir orman katliamının olmaması için su ve yaşam nöbetindeki direnişçilere destek olmaya, sahip çıkmaya çağırıyoruz.”