Kültür&Sanat

Aydınlar türkü söyleme yasağına karşı Dersim’de

Dersim’in Nazimiye ilçesinde bugün (24 Temmuz) düzenlenen festivalde sanatçı Pınar Aydınlar’la Dersim ve Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin önemi üzerine bir röportaj gerçekleştiren Yeni Demokrat Gençlik okurlarının söyleşisini yayınlıyoruz:

– Dersim deyince aklınıza neler geliyor?

– Dersim deyince insanın aklına 1938 geliyor. Dersim deyince aklıma yuvalarından, yaşamlarından, kültüründen, kimliğinden, toprağından koparılmış katliamlarla kırılan koca bir halk geliyor. Dersim dediğimiz zaman Munzur, Gözeler, Peri, Peri’nin büyük aşkı dağlar geliyor aklıma. Dağlardaki yaşamlarını halk uğruna feda edenler geliyor aklıma. Dersim deyince çok büyük bir aşk geliyor aklıma; halka duyulan aşk, insana, kavgaya, devrime olan inanç, bağlılık.

Dersim deyince aklıma çalınan hayatların çalınan emeklerin göz ardı edilen insanların mücadelesi, kavgası geliyor. Köylünün emeği geliyor. Dersim dediğimiz zaman baktığınızda devletin bu kadar çok korktuğu bu kadar çok katliamlar yaratıp göçlere zorladığı yurdundan göçen halkın ıssız yüreği geliyor aklıma. Dersim’in kayıp kızları geliyor. Düzgün Baba’nın, Ana Fatma’nın ocağı… Dersim bizim için çok büyük kavgalarla çok büyük mücadelelerle dağlarında hala çığlıkların isyan çığlıklarını hissettiğimiz, Munzur’da akan kanların her gün başka rengi bürünerek çağladığını hissettiğimiz ve ikrarın ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

 

“Festival kitlesel geçecek”

– Munzur festivalinin sizin için önemi ve beklentileriniz nedir?

– Dersim’de türkü söyleme yasağım var. Bu Munzur festivalinde üç yıllık yasağımı delip ilk defa burada türkü söyleyeceğim. Çünkü bu topraklar bizim topraklarımız biz koca bir halkız. Bugün halklar üzerine yağan bombalar, katliamlar, zulümler, F tipleri, işkenceler, tecritler yoğunlaşırken; Munzur festivaline dünyanın dört bir yanından sadece Dersimlilerin değil; Dersim’e, bu yola, bu inanca, bu ilke ve felsefeye bağlı olan arkadaşların geleceğini biliyorum. Kitlesel olacağını da tahmin ediyorum.

– Biliyorsunuz İstanbul’da yapılması planlanan üçüncü köprü, Dersim’de HES projesi ve barajlar var. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Munzura inatla baraj yapma derdi insanları köylerinden, topraklarından etmek; insanları göçe zorlamak aynı 38 sürecinde olduğu gibi bir katliamdır. İnsanlar dört bir yana savruldular ve şimdi de Munzur’a böl-parçala mantığıyla barajların yapılması ya da bugün Karadeniz’den tutun bütün bölgelere kadar HES’lerin inatla yapılması da aynı şekilde…

Ben Munzur Çevre Derneği üyesiyim; bugüne kadar HES’lerin inatla yapılmasışöyle değerlendiriyoruz: Bunlar farklı boyutuyla füze kalkanı yapılması insanların yaşamlarına kast edilen doğaya karşı açılan bir savaştır. Doğaya açılan savaş insan üzerinde şekillenir ve insan bu çürüyen toprak içinde kaybolur. 3. köprü projesi de bugün AKP’nin kendi yandaşlarına peşkeş çektiği, nice ağaca kıyıldığı, nice yaşamı yok etmeye çalıştığı ve Alevileri katleden bir zihniyetin adamı Yavuz Sultan Selim’in adının verilme çabası faşizmden başka bir anlam ifade etmez.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu