İstanbul Güngören’de 25 Ağustos 2019 tarihinde sistematik şiddet gördüğü ve evli olduğu Kadir Ören’i, özsavunma hakkını kullanarak öldüren Hülya Halaçkay’ın, 24 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın 4.duruşması Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Hülya’nın ailesinin yanı sıra Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Onursal Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Meral Danış Beştaş, yazar Hülya Osmanağaoğlu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri, birçok avukat ve çok sayıda kadın örgütü de izleyici olarak katıldı. Hülya ve avukatı Meriç Eyüboğlu duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya katılımcı kısıtlılığı getirildi.
Duruşmada söz alan avukat Meriç “Adli Tıp Profesörü Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın dinlenmesini talep ediyoruz. Kendisini hazır ettik huzurda, özellikle otopsi raporunun izahatı için. Kendisi hazırlıkta yaptı” dedi. Meriç’in talebi mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme, esas hakkında savunmanın verilmesi istendi. Bunun üzerine Meriç, “Savunma hakkımızın kısıtlanması anlamına geliyor” diyerek tepki gösterdi.
‘Maktulün karakolda ki ifadeleri var’
Meriç savunmasının devamında, Doktor Şebnem K. Fincancı tarafından hazırlanan slayt çıktılarının elinde olduğunu belirterek, “Bunu mahkemeye sunmak istiyorum. Maktüldeki yaralanmaların ne anlama geldiği insan bedeni üzerinde numara yapılarak anlatılmış. Aslında öldürme kastı ile darbeler yapılmamıştır. Bu raporda yaranın şekli bilimsel olarak anlatılmıştır. Bir tanesi kola gelmiş, Kendisini savunmak için bıçak darbesini savurmuş. İşin uzmanı gelsin anlatsın demiştik. Şiddete maruz kaldığına dair belgeler var. Maktulün karakolda ifadeleri var. Karşı tarafın tanıkları da müvekkilimin yaşadığı şiddeti anlatmışlardır. Maktulün çalışma arkadaşı Hülya Ören darp edildiğini söylemişti. Karşı tarafın getirdiği komşusu tanık, evde kadın sesi ve bağırma sesleri geldiğini söylemişti” şeklinde konuştu.
‘Haksız bir saldırı söz konusu’
Meriç olay mahallindeki bulgulara dikkat çekerek, “Müvekkilimin saçlarından tutarak sürüklemiştir. Müvekkilimin anlattıkları olay mahallinde olanları doğruluyor. O zaman müvekkilim öldüğünü anlamamış, ambulans çağırmış. Karakolda öğrenmiş. Haksız bir saldırı söz konusu. Vücut bütünlüğünü korumaya çalışmış. Savunma zorunlu” dedi.
‘Ölmemek için yaptı’
Ölmemek için öldürmenin zorunlu olduğunu kaydeden Meriç, “Bize mezar ya da cezaevi seçeneği sunan sisteme hayır diyoruz. Müvekkilimin durumu, sadece tek darbenin o da tesadüfü gerçekleşen bir yerde olması göz önünde bulundurulmalıdır. Meşru müdafaa şartları oluşmuştur” diyerek meşru müdafaadan karar verilip beraatını talep etti.
‘Şiddet uygulandı’
Daha sonra söz alan Avukat Cansu Demir meslektaşı Meriç’in beyanlarına katıldığını belirterek, “Somut olayın koşulları burada en başından beri müvekkilimizin daha önce gördüğü şiddetin tarafının yapılan araştırmalarla neticelendirilmesini talep ettik. Bu taleplerimizi kabul etmediniz. Ama burada unutulan bir şey var. Tanıklar, karşı tarafın tanıkları tarafından şiddete uğradığını duydunuz” dedi.
Ardından söz alan Hülya, öldürme kastının bulunmadığını ve ölmemek için kendini savunduğunu belirtti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Hülya’ya 18 yıl hapis cezası verdi. Ardından ‘iyi hal’ indirimi yaparak cezayı 15 yıla düşüren mahkeme, Hülya’nın tutukluğunun devamına karar verdi.
Hülya hakkında verilen 15 yıl hapis kararının avukatları tarafından bir üst mahkemeye taşınacağı öğrenildi. (Kaynak: Jinnews)
