H. Merkezi: çocuk emeği sömürüsü sorunun üzerine gidecek ciddi politikaların üretilmesi amacıyla Eğitim-Sen Genel Merkezi ve ILO işbirliğiyle düzenlenen “Çocuk Emeği ve Sömürüsüyle Mücadele Çalıştayı” son oturumun ardından yapılan değerlendirmeler ve tartışmalar ile son buldu.
Amed’de çocuk emeği üzerine düzenlenen panel 25-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. “Çocuk Emeği Kullanımının Engellenmesi Yolunda Eğitimin Rolünün Tartışılması” başlığı adı altında gerçekleşen oturumda ilk olarak konuşan Eğitim-Sen eski uzmanı Handan Çağlayan, Batı ve Karadeniz bölgelerine giden Kürt mevsimlik işçilere, gittikleri bölge halkı tarafından “terörist” gözüyle bakıldığından dolayı öteki olma duygusundan kaynaklı büyük travmalar yaşandığını belirterek, bu ailelerin çocuklarının eğitim noktasında da ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti.
Öğrencinin eğitimden bir süre uzak kalmasından dolayı başarısız bir performans sergilenmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Çağlayan, ailelerin de çocukların emek gücünden yararlanma isteğinin çocukların o bölgede okullara gidememesinin en büyük sebeplerinden biri olduğunu dile getirdi. Öğretmenlerin de bu tür öğrencilerin eğitiminde sıkıntılar yaşamasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Çağlayan, eğitim alanında yaşanan sıkıntıların giderilmesi noktasında eğitim merkezlerinin faydalı olabileceğini dile getirdi.
“ ‘Çocukların sevgilisi’ Nutella’nın fındıkları çocuklardan…”
Oturumda sunum yapan Alman Eğitim Emekçileri Sendikası GEW temsilcisi Monfred Brinkman, çocuklar tarafından çok sevilen dünyaca ünlü Nutella marka çikolatalarının üretiminde bile çocuk işçilerin çalıştırıldığını, bunların başında da Afrika ve Almanya’da yaşayan çocukların geldiğini vurguladı.
Firmanın milyon dolarlık reklamlar yaptığını hatırlatan Brinkman, bu firmanın üretimde kullandığı fındıkların bir kısmının da Türkiye’de Kürt çocukları tarafından toplandığına dikkat çekerek, bu konuda hazırlanmış olan Almanca “Türkiye’de fındık” isimli film hakkında kısa bilgilendirmede bulundu. Brinkman son olarak Almanya’daki çocuk işçiliğine değindi.
“Sendikalara çok iş düşüyor”
Daha sonra konuşan Hollanda Eğitim Sendikası temsilcisi Trudy Kerperien de bir eğitimci olarak Hollanda’daki çocuk işçilerin karşılaştığı sorunlara ilişkin deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
Sendikaların çocuk işçilerin yaşadıkları sorunları giderme noktasında büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Kerperien, “Kürt sorununun çözülmesi durumunda çocuk işçiliği sorununun bölgede çözüleceğini duydum; ancak bu sorunların çözümünden sonra da çocuk işçiliği yine kısmi şekilde devam edecektir. Fakirlik temel sebep değildir sadece katkı sunmaktadır. Çocukların çalışmasında siyasi iktidarın tutumu, ailenin ve çevrenin rol oynadığı birçok neden var” diye konuştu.
“4+4+4 çocuk emeğini yeniden formüle ediyor”
Eğitim Sen Ankara 2 Nolu Şube üyesi Nedret Güzelordu ise meslek eğitimi noktasında Türkiye’de yaşanan sorunları dile getirdi.
Mesleki eğitimdeki öğrencilerin cinsiyetçi, ırkçı ayrımcılığın devam ettiğini ve şiddete maruz kaldığını kaydeden Güzelordu, 4+4+4 eğitim sisteminin çocuk emeği sömürüsünü yeniden formüle ettiğini dile getirdi. Bu sorunların giderilmesi noktasındaki önerilere ilişkin konuşan Güzelordu, “BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen çocuk haklarına dair sözleşmenin 1. maddesi yerini bulduğu şekilde ‘18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır’ kararına bağlı kalarak çocukların çalışma hayatından uzak tutulmasını savunmalıyız. Her çocuk için kamusal, bilimsel, laik, demokratik ve anadilde eğitim hakkını savunmalıyız. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için okul türlerinin ortadan kalmasını sağlamak gerekiyor. Çocuk emeğinin sömürüsünü eğitimden kaldırmak devrimci sosyalist eğitim emekçilerinin vazgeçilmez kılavuzu olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Görüş ve tartışmaların ardından çalıştay son buldu. Çalıştayın sonuç bildirgesinin ise önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.