Amed’de 2017 yılındaki Newroz kutlamasına katılan üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polis tarafından öldürülmesi anına ilişkin kamera kayıtları ortaya çıktı. Görüntülerde kolaylıkla etkisiz hale getirebilecekken polisin Kurkut’u öldürme yolunu seçtiği açık biçimde görülüyor.
H. Merkezi: Amed’de 21 Mart 2017’de yapılan Newroz kutlaması için Malatya’dan kente gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un (22) alanın girişindeki polis kontrol noktasında öldürülmesi anlarına ilişkin görüntüler Mezopotamya Ajans’ı tarafından yayımlandı.
Vurulma anları an be an kaydedildi
Cinayetin üzerinden bir yıl geçtikten sonra olayın yaşandığı Evrim Alataş Caddesi üzerinde kurulan basın ve protokol girişindeki zırhlı polis araçları ve çevrede bulunan sitelerin güvenlik kameralarından toplanan görüntülerde Kurkut’un vurulma anlarının an be an kaydedildiği tespit edildi. İncelenen görüntüler, dava dosyasına eklendi.
Kameraların kaydettiği görüntüler, Kurkut cinayetini birçok boyutuyla gözler önüne sermeye yetti.
Polisin olaya ilişkin tuttuğu tutanaklarda, Kurkut’u arama noktasında bulunan polislere “Bütün Amed buraya toplansın”, “Hepinizi patlacağım”, “Yaklaşmayın ulan” ve “ Öldüreceğim hepinizi” şeklinde sözler söylediğini ileri sürülmüştü. Tanık sıfatıyla alınan ifadelerinde de aynı yönde beyanlarda bulunan polisler, Kurkut’un neden bu şekilde tepki gösterdiği, öncesinde neler yaşadığı konusuna değinmedi.
Bıçağı kendisine doğrulttu
Güvenlik kamerası kayıtlarına göre ise, olayın yaşandığı caddede koşar adımlarla polis kontrol noktasına ilerleyen Kurkut, bir ara durup üstündeki hırkayı çıkartıp yere attıktan sonra devam ediyor. Bu sırada sivil polis olduğu anlaşılan bir kişi, Kurkut’u arkasından takip ediyor. Arama noktasında bekleyen polisler, sol elinde su şişesi, sağ eline bıçak, yarı çıplak olan ve bıçağı göğsüne doğrultan Kurkut’un kendilerine doğru geldiğini görünce bir anda hareketlenmeye ve silahlarını çıkarmaya başlıyor. Silahları çıkaran bazı polisler, havaya ateş ederken, bazı polisler ise silahlarını Kurkut’a doğrultuyor.
Elindeki bıçağı kendisine doğrultmuş halde arama noktasına yönelen Kurkut, yaklaşmaya çalışan polislere bedeniyle ani bir hareket yapıp, bir şeyler söyledikten sonra alana doğru koşmaya başlıyor. Polisler ise Kurkut’u silah doğrultarak takip ediyor. Bu sırada bazı polisler havaya bir kaç el ateş ediyor.
Kukurt’un ayaklarına değil, direk vücuduna nişan alıyor
Kurkut arama noktasını geçtiği sırada 5-6 metre sol tarafında bekleyen sanık polis Y.Ş., silahının namlusunu Kurkut’un ayaklarına değil, direkt vücuduna nişan alarak üst üste 2 el ateş ediyor.
Can çekişen Kukurt’u izliyorlar
Kurkut, göğüs kafesi hizasında aldığı mermiyle yerinden bir anda sıçrıyor. Eliyle vurulduğu yere dokunup, baktıktan sonra yavaşlamaya başlıyor. Kurkut’un karşısında bulunan TOMA’nın önünde bekleyen polisler de yine havaya ateş ediyor. Arkasındaki polisler ise elleri tetikte Kurkut’u takip ediyor. Merminin isabet ettiği ve kanayan sol tarafını tutan Kurkut, TOMA’nın yanında bulunan tümseğe sendeleyerek çıkmaya çalıştıktan birkaç saniye sonra bilincini kaybedip, önce dizlerinin üstünü çöküyor, daha sonra da tümsekten yuvarlanıyor. Bu sırada Kurkut’a ateş eden sanık polis Y.Ş., elindeki silahı yere doğrulttuktan sonra sakin bir şekilde Kurkut’un düştüğü yere doğru gidiyor. Polisler bir süre yerde can çekişen Kurkut’un üzerine gidip elindeki bıçağı alıp, üstünü arıyor. Bir süre sonra ilk yardım yapılan Kurkut, olay yerine çağrılan ambulansa bindirilip, hastaneye götürülüyor.
Kurkut, götürüldüğü Memorial Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
Görüntülerde, Kurkut’un infaz edilme anını çeken gazeteci Abdurrahman Gök’ün de aralarında bulunduğu bazı gazetecilerin TOMA’nın önünde üst aramasından geçirildiği, fotoğraf makinelerinin kontrol edildiği ve daha sonra olay yerinden uzaklaştırıldığı da yer alıyor.
Ancak Kurkut’un neden arama noktasından dönüp kasaptan bıçak aldığı, üstündeki elbiseleri neden çıkardığı, olay öncesinde arama noktasında bulunan polislerle arasında nasıl bir tartışma yaşandığına ilişkin kayıtlar ise yok.
Morgun suyunu kestiler, mezar yeri vermediler
Polis tarafından vurularak öldürülen Kurkut için Valilik ilk olarak “canlı bomba” açıklaması yapmıştı. Ancak vurulma anına dair dihaber’in servis ettiği fotoğraflarda gerçeğin ortaya çıkmasıyla çark edilmiş ve soruşturma başlatıldığı duyurulmuştu.
Defnedilmek üzere memleketi Malatya’ya götürülen cenaze, Alibaba Mezarlığı’nda yıkanmak istenmiş, ancak morgun suyu Battalgazi Belediyesi görevlilerince kesilmişti. Belediye yetkilileri, cenazeyi kendi imkânlarıyla yıkayan aileye, cenazenin babasının mezarının yanında kazılan mezara defnedilmesine izin vermemişti. Belediye, Kurkut için cenaze aracı ve çadır da tahsis edilmeyeceğini bildirmişti. Bütün engellemelere rağmen Kurkut’un cenazesi morg önünde bulunan bir yurttaşın minibüsüne alınarak Topbaş Mezarlığı’nda ağıtlarla toprağa verilmişti. Sonrasında ise Kurkut’un, 109 sivilin DAİŞ tarafından katledildiği 10 Ekim Ankara Gar katliamından kurtulduğu ortaya çıkmıştı.
Adli kontrol ile serbest bırakıldı, 3 ay sonra da görevine döndü
Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kurkut’a ateş eden 2 polis hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan polislerden Y.Ş. (32) tutuklanma istemiyle sevk edildiği hâkimlik tarafından adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Olayla ilgili başlatılan idari soruşturma kapsamında görevinden uzaklaştırılan sanık Y.Ş., 3 ay sonra tekrar görevine döndü. Başsavcılık, Kurkut cinayetinden 7 ay sonra soruşturmayı tamamlayarak tutuksuz yargılanan sanık polis hakkında “Olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle iddianame hazırladı. Olay yerinde toplam 13 adet 9×19 mm çapında mermiye ait kovan bulunduğunu belirten Savcı, Kurkut’un sol el parmağına isabet eden mermi çekirdeğine ait gömlek parçasının şüpheli polis Y.Ş’nin kullandığı silaha ait olduğunu tespit etti.
Öldürmeye “mont biraz kabarık” savunması
Sanık polis Y.Ş., savcılık ve mahkemedeki ifadesinde, Kurkut’u ilk gördüğünde sağ elinde büyük bıçak, üstünün ise çıplak olduğunu, uyarı atışı yapmadan Kurkut’un ayaklarına doğru iki el ateş ettiğini savundu. Ancak savcı, olay anına ilişkin kamera kayıtları incelendiğinde şüpheli Y.Ş’nin Kurkut’un ayaklarına doğru nişan almadığını, kolunu vücut hizasında kaldırarak maktule ateş açtığı tespitine yer verdi.
Kurkut’un vücut bölgesine nişan almadığını savunan Y.Ş. ise, üzerindeki mont biraz kabarık olduğu için kolunu kaldırıp, bileğini hafifçe aşağıya bükerek nişan alıp ateş ettiğini iddia etmişti.
Görüntüleri silmeye çalışan polislere soruşturma
Sanık Y.Ş. ile birlikte gözaltına alınan diğer polis O.M. hakkında ise, Kurkut’un vücudunda çıkan mermi çekirdeklerinin silahından çıkmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında duruşma savcısı, sanığın tutuklanması yönündeki talebine rağmen mahkeme sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Davanın 2’nci duruşması ise 26 Nisan’da görülecek. Kurkut ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, sanık polisin delilleri karartabileceği ve kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına ilişkin defalarca yaptığı itiraz reddedildi. Olayla ilgili yanlış bilgi veren ve gazetecilerin cinayet anına ilişin çektiği görüntüleri silmeye çalışan polisler hakkında “görevi ihmal” ve “suç delillerini karartma ve gizleme” gerekçesiyle başlatılan adli soruşturma ise devam ediyor.