Devlet artık bir mekanizma haline getirdiği rantsal dönüşüm çalışmalarıyla her geçen gün bir yoksul gecekondu mahallesine saldırmakta, işgal etmekte ve bir şekilde işgal ettiği alanı satmaktadır. Yine Gebze’de birçok mahalleyi ihaleye açılarak pazarlık masasına oturan “önce mülkiyet, sonra insanlık” düşüncesiyle hareket eden Gebze Belediyesi, aynı yıl içerisinde seçim vaatleriyle mahalle mahalle gezip “tapularınız çekmecede, seçimden sonra vereceğiz” diyerek halkı yalan, içi boş söylemlerle kandırarak üstü kapalı bir şekilde “oy verirseniz evlerinizde yaşayabilirsiniz, oy vermediğiniz müddetçe evlerinizi elinizden alacağız” diye tehdit ederek seçim sandığını göstermişti. Seçim sonrasında ise ilk iş olarak mahalleleri ihaleye açarak harekete geçen Gebze Belediyesi ilk olarak Kirazpınar Mahallesi için yıkım kararını üstü kapalı duyurulmayacak bir şekilde onaylamış ve bir sabah vakti yıkım araçlarıyla mahalleye gelmişti. Orada, mahallede yaşayan insanların direnişi ile karşılaşan belediye işkence ile insanları gözaltına almış ve mahalledeki evleri yıkmıştı. Mahalleli tapuları elinde hukuksuz bir şekilde yıkılan evleri için seslerini duyurmaya çalışırken orada yaşayan 15 yaşındaki Dilan Oğul’un söyledikleri herkesin hafızasında yer almıştı. Oğul ; “Sırf zenginleri mutlu edebilmek için biz fakirleri evimizden ettiler. Beni bile gözaltına aldılar. 15 yaşında kız öğrenciyim ben. Babamı, amcamı ve buradaki herkesi copladılar. Kadın, erkek ayırt etmediler. Hepimizi dövdüler. Ne için iki üç kuruşluk para için. Değer mi iki üç kuruşluk para için bizi evimizden etmeye. Benim babam 13 yaşından beri inşaatlarda çalışıyor bu daireyi yapabilmek için” diye konuştu. Tüm bunlar olurken Gebze Belediyesi durmaksızın rantsal dönüşüm çalışmaları yapıyor ve mahalleleri sırasıyla ihaleye açıyordu. Kirazpınar Mahallesi’ndeki yıkımdan sonra Hürriyet ve Yavuzselim mahalleleri hakkında yıkım kararı konuşuluyordu. Derken Gebze Belediyesi’nin rantsal dönüşüm çalışmaları sonrasında bu mahaller için de yıkım kararı onandı. Bunun üzerinde halk Gebze Belediyesi’nin önünde toplanarak seslerini duyurmak ve yalan vaatler ile onları kandıran Adnan Köşker’le konuşmak istediler. Sloganlar atarak, coşkuyla saatlerce belediyenin önünde bekleyen halk “kararı erteledik” denerek oyalandırıldı. Şuan yıkım kararı onanan tam üç mahalle bulunmakta ve halk huzursuz bir şekilde 3aydır evlerinin ellerinden alınması endişesi ile yaşamaktadır. Adnan Köşker tam üç yıl önce tapu vaadiyle halkı kandırırken şimdi oylarıyla seçildiği mevkiiyle halkın elinden evlerini yaşam alanlarını almak için bütün gayretiyle çabalıyor. Mahalleli milletvekillerinin de katıldığı birçok toplantı ve eylemlikler düzenlerken konu meclise taşındı. Adnan Köşker sosyal medya hesabında , “Kentsel Tasarım Müdürlüğü’müzün Köşklüçeşme Mahallemizde ki çalışma ofisinde ekip arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz… Çalışma arkadaşlarımızla sık sık bir araya geliyor, Gebze’mizin güzel geleceği için projeler üretiyoruz” diyerek aslında bu mahallerde yaşayan binlerce insanı ve senelerdir yaşam alanları rantlaşmaması için mücadele eden halkı görmezden geldiğini belirtmiş oldu. Ancak mahalleli asla yılmadı. 2014 yılında mahallede yaşayanlarla kurulan Rantsal Dönüşümle Mücadele Platformu 14 Ocak Pazar günü Beylikbağı Ahmet Pembegüllü Kültür Merkezinde bir kez daha avukatlar ve mahalleli ile toplantı düzenledi.
Bizler mahallenin kurucuları ve hak sahipleriyiz!
Saat 14.00 te Ahmet Pembegüllü Kültür Merkezinde toplanan mahalleli : “Karın tokluğuna çalışıp, yoksulluk ve bin bir güçlük içinde, dişimizden, tırnağımızdan ve çocuklarımızın kursağından eksilttiklerimizle başımızı sokacak ev yaptık. 1985 yılından sonra bu üç mahallede, 775 sayılı ve 2981 sayılı 2/B kanunu gereğince hak sahibi kabul edilmiştir. Yaklaşık 30 yıldır oylarımızla seçilen belediye başkanlarından mevcut duruma göre imar uygulaması yapıp tapuların verilmesini beklemekteyiz. Her seçim öncesi mahallelere gelen siyasetçilerin, mağduriyetimizden faydalanarak vaatlerle bizlere sandığı işaret etmelerinden bıktık usandık” diyerek tepkilerini dile getirmiştir.
Bizi yönetenlere soruyoruz!
Geçtiğimiz Pazar(14 Ocak) gerçekleşen toplantıda “Hep birlikte bizi yönetenlere soruyoruz !” diyerek “1999 yılında 17 ağustos depreminde bir cam kırılmayan ve kimsenin zarar görmediği mahallemize 6306 sayılı afet yasasına göre hangi kriter ve gerçeklerle rezerv yapı alanı veya riskli alan ilan edilmek isteniyor?” dendi. 99 depremini 2018 de gerekçe gösterip mahallelerin yıkım kararı alınması akıllarda birçok çelişkiyi doğurdu.
“Tokinin mahallemizde ne işi var?” diyen mahalleli “Rantçı, işgalci, bizleri sürgün edenlere karşı asla pes etmiyor ve tüm bu dayatmaları reddediyoruz. Özel ticarethanelere, vakıflara, tarihi değeri olan alanlar bedavaya veriliyor, fakat sıra halka gelince güçlerimiz yetmeyeceği rakamlar dayatılıyor” diye belirtti.
Taleplerimiz
-6306 yasa gereğince riskli alan veya rezerv yapı alanı ilanından vazgeçilmesi
2981 sayılı yasa gereğince mevcut fiili duruma göre parselasyon yapılarak imara açılmasını
-Tapu tahsis belgesi sahibi,6292 sayılı yasa kapsamında 2/B hak sahiplerine ve 20 yıldan fazla zilyet olanlara, arsa bedelini ödemiş olanlara bedelsiz, kısmen veya hiç ödememiş olanlara da emlak beyan değeri üzerinden tapularının verilmesini talep ediyoruz.
Taleplerin söylenmesinin ardından avukatlarla mahallenin hukuksal hakları, ve bundan sonraki süreçte yapılacaklar konuşuldu. Yaşam alanlarını asla terk etmeyeceklerini dile getiren mahalleli mücadelelerine devam edeceklerini vurgulayarak toplantıyı bitirdiler.
Gebze’den Özgür Gelecek okuru