GüncelKadınKültür&Sanat

17. Uluslararası Gezici Kadın Filmleri İzmir’e forumla veda etti

Bu yıl 17.si yapılan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 6-7 Nisan’da İzmir’deydi. İzmir’deki festival, “Kadınların Seçimi; Yerel Adımlar, Geniş Alanlar” başlıklı forumla sona erdi.

Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin son etkinliği olan moderatörlüğünü Jülide Ateş’in yaptığı “Kadınların Seçimi; Yerel Adımlar, Geniş Alanlar” forumunda konuşmacı olarak Nesrin Nas, Hülya Gülbahar ve Pelin Erda vardı.

“Ailenin ne yapacağına, karar vereni genelde baba ve koca oluyor”

Forumun ilk konuşmacısı ANAP eski Genel Başkanı ve ekonomist Nesrin Nas, iktidarın kadını toplum mühendisliğinde bir araç olarak kullanıldığını söyleyerek, kadınların etrafının yavaş yavaş çevrildiğini, kadınların da kötü durumlarla karşılaşmamak için kendilerine otosansür uyguladığına değindi. Seçimler bağlamında, kadınların taşınabilir seçmen olarak kabul edildiğini söyleyen Nesrin Nas, “Ailenin ne yapacağına, karar vereni genelde baba ve koca oluyor. Baba ve kocanın işaret ettiği yere oy veriliyor. Kadınlar taşınabilir oy pozisyonundan çıkarılmadıkça hem sosyal hem ekonomik hem de siyasal hayata aktif katılımı sağlanamaz” dedi. Nas ayrıca OECD verilerine göre kadının ekonomik yaşama katılım oranının yüzde 38 olduğunu ve bu oranın giderek düştüğünü ifade etti.

“Kadınlar için kaynak ayrılması gerekirken, zaman bile ayrılmıyor”

Ardından söz alan Avukat Hülya Gülbahar ise, Türkiye’de her gün en az 5 kadının katledilmesine rağmen yerelden merkeze tüm yöneticilerin konuya ciddiyetle eğilmediğini söyledi. Kadınların eşit ve özgür yaşamak istediği için katledildiğini ifade eden Hülya, “Yerel yönetimlerde, sivil toplum kuruluşlarında, mahallelerde, parlamentoda kadınlar için kaynak ayrılması gerekirken, zaman bile ayrılmıyor. Her belediyenin sığınma evi, şiddet kriz merkezi, çocuklar için koruma alanları olmalı. Muhalefet partisinin de iktidar partisinin belediyeleri de bu anlamda adım atmıyor” ifadelerini kullandı.

Her belediyenin kendi bulunduğu yerde kadın ve çocuklara dönük tecavüz kriz merkezi, şiddet kriz merkezileri açması gerektiğini belirten Hülya, yasalarda sığınma evlerinin zorunlu olduğunu aktardı. Hülya, “Bu merkezler kolayca ulaşılabilirlik mesafede olmalı. 7-24 çalışan bir mekanizme olmalı. Onun dışındaki her şey boş laftır. Kürt nüfusunda olan yerleri HDP’nin kazandığı yerleri ayırmak zorundayım. Ne yerel yönetimlerde ne de diğer yerlerde uygulamalar yok. CHP’li belediyelerin bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar yerinde iyi uygulamalar var. Nilüfer Belediyesi söz vermesine rağmen hiç açmadı. Nüfusu 100 bini geçen her yerleşim yerinde belediyelerin sığınma evi açması yani binlerce sığınma evi açması lazımken, 32 belediyede sığınma evi var, devlete ait 110 tane, göçmen idaresi ve Mor Çatı’nın 1’er tane” dedi.

“Belediyelerin sığınma evleri bakanlıktan bağımsız olmalı”

Son konuşmacı olan Avukat Pelin Erda ise, çalışma yaptığı Karabağlar ilçesindeki semt merkezini anlattı. Semtte yaşayan kadınların hayatına dokunan kültürel ve sosyal etkinlikler yaptıklarını söyleyen Pelin, semtte sığınma evi yapılması için çalışma yürüttüklerini ve yakın bir zamanda gerçekleştireceklerini bildirdi. Pelin, belediyelerin sığınma evlerinin bakanlıktan bağımsız olması gerektiğine dikkat çekerek konuşmasını bitirdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu