Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TIHV) Diyarbakır Temsilciliği ve Hak İnisiyatifi, Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in tutuklanmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Diyarbakır Tabip Odası’nda düzenlenen toplantıda konuşan oda başkanı Elif Turan, pandemi koşullarında bulaş riskine rağmen gözaltı ve tutuklamaların yaşanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Turan, “Dr. Gökalp tanımadığını beyan ettiği bir yalancı tanığın ilk ifadelerinde yer almamasına rağmen TTB Merkez Konseyi üyesi olarak ‘savaş bir halk sağlığı sorunudur’ dedikleri için yargılandıkları dönemde, yalancı tanığın ilk ifadelerinden üç yıl sonra asılsız, hiçbir somut delile dayanmayan, sunulan resmi kurum belgeleri ile yalan olduğu açıkça kanıtlanan beyanları esas alınarak tutuklanmıştır” dedi.
Bu tür ifadelerin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi kurumlar tarafından kanıt değeri taşımadığına yönelik kararlarına rağmen tutulmanın gerçekleştiğine dikkati çeken Turan, Gökalp’in mesleki etiğine bağlı aynı zamanda insan hakları örgütlerinde çalışmalar yapan bir hak savunucusu olduğunu ifade etti.
Turan, “Ülkemizde hüküm süren antidemokratik, haksız-hukuksuz uygulamaların bir örneği olarak TTB’nin en saygın kurullarından birinde görev alan Dr. Şeyhmus Gökalp’ın tutuklanması, meslek örgütü özerkliğine müdahale ve COVID-19 pandemisinde gerçekleri dile getirdiği için hedef alınan TTB’ye ve son dönemde tüm sivil toplum örgütlerine ardı ardına yapılan saldırıların devamı niteliğindedir” dedi.
Bu operasyonun aynı zamanda TTB ve sivil toplum örgütlerine yapılan saldırıların da devamı olduğunu vurgulayan Turan, Dr. Gökalp tutukluluğuna bir an önce son verilmesi çağrısı yaptı.Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın da, mesleğinin yanı sıra hak savunuculuğu yapan birçok insanın bu tür operasyonlarda kurban seçildiğini söyledi. Son dönemlerde sıklıkla karşılaşılan bu tür operasyonlar için hukuksuz demenin bile az kalacağını belirten Aydın, “Ortada suç ve ceza bağlamında yürütülen bir operasyon yoktu.
Operasyon son derece basit iddialar üzerine bina edildi. Bu operasyondan bir süre sonra iki meslektaşımızın kovid testi pozitif çıktı. Muhtemelen bu virüsü gözaltı sırasında kaptılar. Bu operasyonda bir yandan hukuksuzluk bir yandan da sağlıklı yaşama hakkını ihlali vardı. Hekimlere bu kadar yoğun ihtiyaç duyulan bir zamanda bir hekimin cezaevine konulması büyük bir ayıptır. Bu ayıbın kısa bir zamanda giderilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kulandı.
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun ise mesleğinin gereğini yapmanın soruşturma konusu olmanın son mağdurunun Şeyhmus Gökalp olduğunu ifade etti. DTK soruşturmasının başladığı günden bugüne kadar çok sayıda hukuksuzluk örneği ürettiğine işaret eden Zeytun, yargının evrensel hukukun emsal kararlarını da dikkate almadığını aktardı. Gökalp’ın suçlandığı olayları resmi evraklarla çürütmesine rağmen tutuklandığını belirten Zeytun, yaşanan bu ağır hukuksuzluğun bir an önce giderilmesinin hukuki bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Fotoğraf: Gazete Duvar