İstanbul: “Yine bir Haziran, yine bir dönüm noktasındayız. Sorumluluğumuz sandıktan büyüktür.” diyerek yola çıkan 10dan Sonra Seçim İnisiyatifi, HDP’nin seçimlerde barajı aşması için kampanya yürütüyor. 10dan Sonra aktivisti Necdet Ülker ile 10dan Sonra’nın ortaya çıkış hikâyesini, yaptıklarını ve yapacaklarını konuştuk.
—10dan Sonra Seçim İnisiyatifi nasıl var oldu, hikâyesini anlatır mısınız?
—Caferağa Dayanışması içindeki insanların -dayanışmanın kendi faaliyeti olarak değil ama- seçime dönük planları vardı. Başta 8 kişilik bir ekip olarak başladık. Yaklaşık 1.5 ay belki daha uzun süre 8 kişilik ekip toplantılar alarak, bu işi nasıl genişletiriz, büyütürüz diye konuşuyorduk.
—O zaman daha HDP parti olarak girme kararını kesinleştirmemişti…
—Evet, henüz belli değildi. Ama biz karar ne şekilde olursa olsun bu işe başlayalım dedik. Dediğin gibi parti olarak mı bağımsız olarak mı girileceği belli değildi. O dönem bu işe girişmeyi uygun gördük. Ve 1.5 ay boyunca çerçeveyi çizmeye çalıştık. Çerçeve de şöyleydi, örneğin; biz 2014 yılında çok yoğun bir politik faaliyet sürdürmüştük. Hem Caferağa İşgal Evi olarak, hem Caferağa Dayanışması olarak çok yoğun bir faaliyetimiz olmuştu ama hem yerel seçimlerde hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçime dönük bir çalışmamız olmamıştı. Bu sefer daha 2015’in başında aslında seçim çalışması yapmanın zorunluluğunu gördük. Bu da aslında karşılaşacağımız seçimin Türkiye’nin en kritik seçimlerinden biri olacağını gösteriyor. Bu yüzden öncelikle HDP’nin barajı geçmesi için gerekli olan şeyleri ortaya koyduk. Biz bunun neresindeyiz, ne yapabiliriz bunu ortaya koyduk. Zaten hem yapı olarak, hem mevcut imkânlarımız olarak biz belli bir kitleye hitap edebiliriz. Bu belli kitle de HDP’nin ulaşamayacağı kentli, aydın ya da HDP’nin ikna etmekte zorlanacağı yerler olacak. Bu da işte zaten batı illeri, İstanbul’daki belli başlı semtler vb. yerlerde faaliyet gerektiren bir şey. Bu maksatla 1,5 ay boyunca kampanyayı nasıl örebileceğimizi tartıştık. 10dan Sonra ismi de zaten 1. ya da 2. toplantıda belirdi. On, baraj felan derken bir anda belirdi…
—Bir anda yaratıldı yani…
—Evet, bir anda yaratıldı. Hemen logosu da ortaya çıktı. Logosunda bir apostrof vardı onu sildik sadece. Onun dışında geniş toplantılarda da hiçbir itiraz gelmedi. O şekilde başladık. İlk geniş toplantımızı Mart başında aldık. Ardından haftada bir giderek büyüyen bir şekilde toplantılarımızı almaya devam ettik. Şu an İstanbul’un 3 bölgesinde ayrı ayrı toplantılar alınıyor. Bunun haricinde İzmir ve Ankara’da toplantılar alınıyor, Eskişehir ve Mersin’de de oldu. Ve mümkün mertebe Karadeniz’de, Denizli’de, Antalya’da ilişkiler üzerinden bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
—Nasıl ulaştınız peki diğer illere?
—Sonuçta arkadaş çevrelerimiz var. Bir de biz ilk etapta çağrıyı yaparken en yakın çevremizdeki insanları çağırdık. Dayanışmalardan arkadaşları… Onların bağlantıları, onların bağlantılarının bağlantıları derken bir anda genişledik. Zaten bu seçim kritik bir seçim. Seçimin birçok insan açısından oy vermek dışında emek harcamak yönünde de bir karşılık bulacağını biliyorduk. Keza öyle oldu. Dediğim gibi 4–5 ilde ve buralar arzuladığımız yerlerdi. Ve bu kampanyayı Karadeniz’e Antalya’ya yayabilirsek çok iyi olacak.
Dediğim gibi başlangıç itibariyle 8 kişiyle başladı ama işi kendinden çıkarmak istedi, kalabalıklaşmak, çoğalmak istedi. Hedef HDP’ye bir şekilde oy kazandırmaktı. Biz de işçi havzalarında yoksulların yaşadıkları yerlerde değil, kent merkezlerinde yaşayan insanlarız. Buralara dönük neler yapabiliriz diye konuştuk. Mesela HDP’ye sadece AKP’yi geriletmek için oy verebilecek insanlar var. Öte yandan HDP’ye ikna olabilecek insanlar var. Bunlara yönelik materyaller geliştirmek önemli. Diğer taraftan Ondan Sonra’nın içerisinde bulunan ve gerek Gezi Parkı’nda gerek diğer toplumsal muhalefet alanlarında mücadele yürütmüş arkadaşlar var. Onlarda sonuçta politikaya bakış açılarını 10dan Sonra içerisinde ifade etmek istediler. Buna yönelik bizimde çalışmalarımız oldu.
—Peki, materyallerden bahsettiniz. Nasıl bir çalışma planladınız, bahsettiğiniz kitleye nasıl ulaşacaksınız?
— Bir info kartımız var, bunlardan 25 bin adet çoğalttık. Önünde logo olan, arkasında da HDP’nin barajı aşması ve aşmaması durumunda meclisteki milletvekili dağıtımı gösteren bir kart bu. Bu materyalleri görünürlük sağlamak amacıyla kullanıyoruz. Bunlar asla ikili temasta anlatılacak şeyler değil. Arabaların camına, evlerin önüne bırakılabilecek materyaller. Bunun dışında bildirilerimiz var. ‘Ama HDP’ diye bir broşür çıkaracağız. 10 maddelik. Ondan Sonra’ya karşılık gelen. 10 maddede “Ama HDP bölücü, ama HDP şöyle” gibi sorularına karşılık gelen, gerçekleri gösterecek kısa cümlelerle insanlara anlatan materyallerde oluşturacağız.
—Birebir temasa girecek misiniz peki?
—Birebir temasa da gireceğiz, standlar açmayı planlıyoruz, şenlikler düzenleyeceğiz. Ama bu tip materyaller ile de insanların kafasında bir şeyler uyandırmak istiyoruz.
—Peki, 10’u aştıktan sonra, yani HDP seçim barajını aştıktan sonra 10dan Sonra’nın rolüne olacak?
—Aslında şöyle, bu işin içerisinde barajın aşılmasından sonra bir şeyler yapmak isteyen insanlar var. Hiç olmayan da var ama. Yani tek derdi HDP’nin 7 Haziran’da barajı aşması olan arkadaşlarımız da var. Homojen bir yapı değiliz. Çok çeşitli insan var. O yüzden öyle bir karar yok, seçimden sonra napılır gibi bir karar yok. Ancak belli insanları HDP’ye oy vermeye ikna etmişse 10dan Sonra Seçim İnisiyatifi, o nedenin takipçisi olmak ister. Örneğin Kadın sorunu, LGBTİ bireylerin sorunu… Ve seçimlerden sonra bunun takipçisi olmak için bir baskı unsuru olabilir, böyle bir niyette var. Ancak tüm enerjimizi 7 Haziran’da barajı aşmaya odakladığımız için 8 Haziran’ı pek de düşünmek istemiyoruz. Nasıl bir sabaha uyanacağımızı öncesindeki sabahlar belirleyecek.
—Peki, Gezi Parkı’nda ortaya çıkan muhalefet, HDP’de karşılık buluyor mu?
—Aslında Gezi dediğimiz muhalefet biziz aslında. Hatta Gezi benim, Gezi biziz diyebiliyorum rahatlıkla. Çünkü en başından sonuna kadar yer aldık. Sonuçta Gezi, milyonlarca insanın sokaklara döküldüğü ve gerçekten farklı bir şey yaratmak adına Ortadoğu ve Balkanların en önemli meydanını işgal ettiği bir eylem. Tabi o günden bu güne çok fazla şey değişti. 15 Haziran’da polis meydana saldırırken orada duran insanların pek çoğu park boşaltıldıktan sonra mücadeleye devam ettiler. Yoğurtçu Parkı Forumu’nda, Abbasağa’da vs. mücadele etmeye devam ettiler.
—Caferağa Dayanışması gibi dayanışmalar da bu süreçten sonra var oldu…
—Evet. Ve bunları örgütleyen insanların pek çoğu seçimlerde aslında HDP’ye oy verecek. Ve HDP’ye oy verecek pek çok insanı ben Gezi’de de gördüm. Aslında o yüzden ben ‘HDP Gezi’ye destek vermedi’ eleştirisini doğru bulmuyorum. Çünkü zaten Gezi’yi oluşturan, beklide Gezi’nin en büyük nedeni şu an HDP’ye oy veren, şu an 10dan Sonra’nın içinde bulunan, HDP’ye oy isteyen insanlar… Biz ‘Ama HDP’ broşürümüzdeki on maddeden birine bunu söyleyeceğiz zaten.
—Peki, bu faaliyetin yolu 10dan Sonra mıydı? Bu inisiyatifi kuran ekip HDP’ye üye olupHDP’nin seçim faaliyetine girmeyi düşünmedi mi mesela?
—Bu ilk başta karşılaştığımız sorulardan biriydi. 8 kişi yaptığımız toplantılarda da bu gündem vardı. Daha sonradan da ‘madem bunları savunuyorsunuz niye HDP içinde faaliyet yürütmüyorsunuz’ denildi. Şimdi HDP’nin ‘Yeni Yaşam Bildirgesi’ var ve buna yönelik parti olarak bir politika yapılıyor. Fakat parti olmasından kaynaklı belirli sınırlar içinde yapıyor. Belki de Türkiye’nin en esnek partisidir HDP ama yine de bu faaliyet için yine parti olduğundan bu esnekliği gösteremeyebilir. Bizim avantıjımız bu. İkincisi biz HDP’li olmayan insanlara, HDP dışından bir çalışma ve yol göstermek istiyoruz. Çünkü bağımsız çalışma yapmak çok önemli. HDP direkt temas kuramayabiliyor. Önyargıyı kırmak kolay değil. Kaldı ki biz önyargıyı yıkmak için de büyük bir çalışma yapıyor değiliz. Önyargıyı iki ay içinde yıkmak kolay değil. Biz insanların farklı bakabilecekleri bir algı yaratmak istiyoruz. Ve sadece 10dan Sonra değil, Barajı Yıkmak için +1 Kampanyası var, “HDP’ye Oy Ver, Barajı Yık” kampanyası var biliyorsunuz. Biz mümkün mertebe bu kampanyaların kendi çalışmasını yapmasını istiyoruz. Hepsi başka bir ihtiyaca karşılık geliyor. Belli bir noktalarda da ortaklaşarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Nedir mesela? Bizim Barajı Yıkmak için +1 Kampanyası’yla da, HDP’ye Oy Ver, Barajı Yık Kampanyası’yla da ilişkilerimiz var. Daha önce görüşmelerimiz oldu. Ve bizim HDP’ye Oy Ver, Barajı Yık kampanyasıyla görüşmemizde şunu gördük: Biz genç, dinamik, sosyal medyayı yoğun kullanan ve genel olarak merkezlerde orta yaşa kadar olan insanlara hitap eden bir kampanyayız. Ve daha dinamik araçlar kullanıyoruz. O kampanya ise daha geleneksel yoldan yapmaya çalışan, aile ve çevre ilişkileri üzerinden yapmaya çalışan bir kampanya. İçerisinde çok uzun süre örgütlü politika içerisinde bulunan insanların bulunduğu bir topluluk ve kampanyayı ona dönük yapıyor. +1 Kampanyası ise sadece AKP’yi geriletme konusunda aydınlardan destek isteyen bir kampanya. Hepimiz ne kadar oy kazandırabilirsek kazandıralım. Bunu istiyoruz. Ama birlikte bazı etkinlikler yapılması çok önemli. Büyük bir şenlik, büyük bir miting yapılması çok önemli.
—Nasıl destekler buldunuz?
—Biz bu konuyu ilk açtığımızda dayanışmalardan, mahalle çalışmalarındaki arkadaşlara sunduk. Bu dayanışmaların içerisinde politika üreten arkadaşlar vardı. HDP-HDK bileşenlerinde yer alan arkadaşlar da vardı, Başlangıç, Ayak Takımı veya Karşı Radyo’dan olan arkadaşlarımız da vardı. Ve bu toplantılar geliştikçe etkin olarak faaliyetin içine girdiler. Sonuçta şöyle bir şey var, genel olarak bağımsız bireylerin yoğun olduğu bir kampanya bu. Sonuçta mahalle dayanışmalarının içerisindeki insanlar da bağımsız insanlar. Pek çok bağımsızın bulunduğu bir yerde siz birkaç siyasi aktörden biriyseniz görünen yüz olmanız çok normal. Ama biz mümkün mertebe başka siyasi aktörlerinde katılmasını istiyoruz. SYKP, SDP, EMEP, ESP vs. bunlar HDP faaliyeti yapacak sonuçta. Ancak bütün üyeleri bu kampanyanın içinde olamayacak bir şekilde. Her bir partiden gücünü buraya verebilecek, etkin olabilecekleri böyle bir alan var. Bakırköy, Caddebostan gibi HDP’nin ulaşamadığı yerlere daha esnek bir çalışmayla gidebilirler.
—10dan Sonra’da buna imkan tanıyor zaten…
—Aynen, direkt buna imkan tanıyor ve buna yönelik faaliyet de sürdürüyor. 10dan Sonra’nın siyasi partiler içeride bulunamazlar gibi bir kaygısı yok. Tam tersi olsunlar istiyoruz.
—Peki, HDP’nin oyunun en az olduğu yer Karadeniz’dir herhalde… 10dan Sonra’nın Karadeniz’de bir faaliyet planlama gibi düşüncesi var mı?
Evet var. Karadeniz’de HDP çok rahatlıkla sokağa çıkamıyor. Özellikle Giresun, Artvin, Rize’yi düşündüğümüzde sokağa çıkmak direk çatışmayı göze almak demek oluyor. Provokasyona çok müsait ortamlar var…
—İlk defa Rize’de Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Necmettin öğretmen stand açtı ve saldırıya uğradı…
—Evet, şu anda da Necmettin Durmuş 1. sıra vekil adayı. İkincisini de biliyoruz, Selda Karafazlı Kurşun’u akrabaları reddetti. Çok enteresan bir durum. Şimdi böyle bir durumda insanlar hiç sokağa çıkamıyorlar, ancak Selahattin Demirtaş Karadeniz’de oylarını yüzde 200, 300 arttırıyor. Şimdi bu baskıya karşı insanlara HDP bir umut olmuş durumda. Her yerden de cevap geliyor. Kampanya yapmadan bu insanlardan oy toplanabiliyor. Şimdi mesela 10dan Sonra gibi gerçekten insanlarda rahatsızlık uyandırmayan, Karadeniz’e özgün materyallerle oraya ulaşmak çok daha kolay olur. Oralarda HDP olarak sokağa çıkamıyorsunuz. Evet bir çok insan baskıya karşı yeter diyip sandıkta oy veriyor ama daha çok insana ulaşmak için sokağa çıkmak gerekiyor. Şu an Samsun, Giresun ve Trabzon üzerinden ilişkilerimiz var, 1 Mayıs’tan sonra orada daha aktif bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz 10dan Sonra Karadeniz olarak…
İstanbul’da 3 bölgeye böldük, ancak ihtiyaç olursa bu bölgeler alt bölgelere ayrılabilir. 10dan Sonra Üniversite diye bir oluşum kuruldu. Toplantılar da alıyorlar. Üniversitelerde HDP’ye oy toplamak için bir faaliyet başladı.