Ankara Gar’ında 10 Ekim 2015’te düzenlenen “Barış ve Demokrasi Mitingi”ne yönelik DAİŞ’in bombalı saldırıda yaşamını yitiren 103 kişinin ölümüne ilişkin açılan davanın 18’nci duruşması, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
DAİŞ’li Erman Ekinci ve diğer firari 16 sanığın “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, “kasten öldürme”, “nitelikli şekilde kasten öldürme”, “resmi belgede sahtecilik”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “tasarlayarak öldürme” ve “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçlarıyla yargılandığı davanın duruşmasına, katliam failleri Erman Ekinci, İbrahim Murat Akca, Talha Güneş, Hacı Ali Durmaz ve Resul Demir, Ses ve Görüntü Bilişim sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı odalar, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 10 Ekim Barış Derneği (10 Ekim-Der) ve Emekçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’nin de izlediği duruşma, kimlik tespitinin ve belgelerin okunmasının ardından başladı.
Duruşmada, Erman Ekinci’nin avukatının davadan çekilmesi gerekçesiyle savunması alınmadı.
Duruşmada söz alan Av. İlke Işık, “Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ’ın dinlenmesi ve haklarında suç duyurusunda bulunulması yönünde talepte bulunduk. Savcılık işleme koymama kararı verdi, soruşturmaya kısıtlılık kararı koydu. Karşımızda İŞİD’liler ve onları araştırmak söz konusu olunca, 2-3 yıldır işlem yapmayan bir savcılık var. Heyetin başvuru yaptığı bir soruşturmada kısıtlılık kararı vermenin anlamı yok. Bu katliam 8 ay boyunca kısıtlılık kararı ile soruşturuldu. Karşımıza saklanmış dosyalar çıktı. Evraklar saklanmıştı ve evraklar kısıtlılık kararı altında yürütülen soruşturma ile saklandı. Aynı savcı konu Fincancı (TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı) olunca 13 günde iddianame yazdı. 10 Ekim konusunda adım atmayan emniyet Sibel Tekin’i, Mezopotamya Haber Ajansı’ndaki (MA) arkadaşlarımızı tutuklayabiliyor. Ne işlem yapıldığının ayrıntılı olarak anlatılmasını istiyoruz. Bu dosyada neden kısıtlılık kararı alırsınız, sorularımıza ilişkin müzekkere yazmanızı talep ediyoruz” İfadelerini kaydetti.
Diyarbakır’da Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik saldırının sorumlusu DAİŞ sınır emiri İlhami Bal’ın 10 Ekim davasındaki rolü hakkında yürütülen soruşturmanın yetersizliğine değinen Av. Tonguç Cankurt, soruşturmanın bilinçli şekilde eksik yürütüldüğünü belirterek, “İlhami Bal’ın bu tür faaliyetleri 2014-15 yılı boyunca dinlendi. İlhami Bal hakkında eksik soruşturma yürütülmesinin sebebi, savcının çarpıtması sonucu bu konuşmaların dosyaya eklenmemesi. 7 yıl geçmesine rağmen hala yeni bilgi ve belgelerin toplanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Ardından söz alan Av. Senem Doğanoğlu, 10 Ekim yargılamasında adli ve idari soruşturma açılması amacıyla yargılama makamının görevini yerine getirilmesinin engellendiğini belirtti. MİT’den gelen raporlar ve bilgilerin iddianame inşasında bir delil olduğunu vurgulayan Doğanoğlu, MİT’in elde ettiği delilleri yargı kurumları ile paylaşması gerektiğini, bunu yapmadığı taktirde delileri kararttığının altını çizdi. Doğanoğlu, “Beyaz ayakkabı ile katliamı aydınlattığını belirten emniyet, kamera kayıtları ile bir şey bulamadık diyemez. Olay anının yeniden canlandırılması konusunda yeniden karar almanızı talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Av. Oya Aydın ise duruşmada, “İstihbarı bilgiler delil gibi kullanılarak temel hak ve özgürlükleler kısıtlandı. Söz konusu durumun mağdurlar aleyhine okunması, sanıkların yanında yer alındığının göstergesidir. Polisin görevinin kanunun ikinci maddesinde verilen bütün emirleri yerine getirmek ve suç işlediği kişilerin yakalanması görevinin olduğu hatırlatılarak bu bilginin tekrar istenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Avukatların beyanlarının ardından savcı mütalaasını sundu.
Tutuklu tek sanık Erman Ekici’nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti 19’uncu duruşmayı 23 Mart 2023 tarihine erteledi.
‘10 Ekim’i kimse unutturmayacak’
Duruşmanın sona ermesinin ardından davayı takip edenler Ankara Adliyesi önünde “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “AKP halka hesap verecek” sloganlarıyla açıklama yaptı. Polis 10 Ekim ailelerinin slogan atmasını engellemeye çalıştı.
10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun, 8 yıldır değişen bir şeyin olmadığını, katliamda yaşamını yitirenlerin kanının halen yerde olduğunu ve ‘gerçek adaletin’ bir gün geleceğini söyledi. Coşkun, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada nerede bir katliam varsa orada bir acı var, Türkiye’de ise zulüm var. Yıllardır evlerimizde huzursuzlukla, mutsuzlukla yaşıyoruz. Derdimiz acının sağaltılması. 10 Ekim’i kimse unutturmayacak. Biz bu mahkeme salonlarını doldurmaya devam edeceğiz.”