Adli Tıp Kurumu (ATK), Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İskenderun Devlet Hastanesi tarafından yüzde 96 engelli raporu verilen eski Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 76 yaşındaki Hasan Budak’a, sadece itirafçıların ifadesiyle 6 yıl 3 ay hapis verildi. Budak, suçun isnat edildiği dönemde, başkasının yardımı olmadan yaşamını sürdüremeyecek durumda olduğu üç ayrı raporla sabit olmasına rağmen hapis verildi.
15 yıl hapis istemiyle dava açıldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında, itirafçılara fotoğraflar üzerinden teşhis ettirilen Hasan Budak, 15 Mart 2018’de gözaltına alınarak, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. 1991 yılında geçirdiği kısmi felç nedeniyle başkasının yardımı olmadan yaşamını sürdüremeyen Budak, Adli Tıp Kurumu ve Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ile Araştırma Hastanesi ile İskenderun Devlet Hastanesinin verdiği yüzde 96 engelli raporu sonrası tahliye edildi. Ancak, Budak’ın “yaşamını tek başına sürdüremeyeceği raporu” yargılamasını durduramadı. Gözaltına alındığı iddiayla hakkında Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 ile 15 yıl arasında değişen hapis istemiyle dava açıldı.
2 kişi ifadesini geri çekti
Davanın iddianamesinde, “pişmanlık yasası”ndan yararlanan 3 kişi ile bir açık tanığın fotoğraf teşhisi üzerinden yaptığı beyanlarına yer verildi. İddianamede, Budak, itirafçıların beyanları doğrultusunda 1991’de Diyarbakır’ın Dicle ilçesi Kırkpınar (Herîdan) köyü devlet güçlerince boşaltılan ve kimsenin dönüşüne izin verilmeyen köyde, “örgüt üyelerine sebze yetiştirmekle” suçlandı. Dosyada ifadesi bulunan itirafçılar, eski TİP üyesi olan Budak’ın “Komünist” kod adını kullandığı ileri sürdü. Dosyada Budak, aleyhine ifadesi bulunan Süleyman Şimşek ve Mehmet Cahit Çelik, polis yönlendirmesiyle böyle ifade verdiklerini belirterek, daha sonra ifadelerini geri çekti.
‘TİKKO üyesidir’
Fotoğraf teşhisiyle alınan beyanında Pişmanlık Yasası’ndan faydalanan ve birçok dosyada ifadesi bulunan Zerdeşt kod adlı Ercan Tuci, dağdayken köydeki evine gittiği Budak’ın “kendilerini örgütlediğini” öne sürdü. Tuci, dosyadaki ifadesinde, el yapımı patlayıcı yapımı için Budak’ın kendilerine piknik tüpü getirdiğini ve köyde kendileri için sebze yetiştirdiğini ileri sürdü. İddianamede, Ruhat kod adlı Mehmet Çelik ve Agir kod adlı Ekrem Demir de dosyalarındaki ifadelerinde Budak’ın Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) üyesi olduğunu ve örgüt içerisinde “Komünist” kod adını kullandığını, köydeki bahçesinde yetiştirdiği meyve ve sebzeleri kendilerine verdiğini iddia etti.
İfadeler dışında bir delil yok
İtirafçıların ifadesi dışında başka bir deliliğin bulunmadığı dosyada, savcı PKK’nin milis yapılanmasıyla “illegal sivil savunma teşkilatlanmasıyla” kendisine örgütsel taban yarattığı ve Budak’ın da milis/işbirlikçi olduğu değerlendirmesi yaparak, Budak’ın “örgüt üyesi olmak” suçundan cezalandırılmasını istedi.
Yatalak olması nedeniyle hakkında açılan davanın duruşmalarına katılamadığı için torununu mahkeme kararıyla vasi tayin eden Budak’ın davasının dün görülen karar duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı, iddianamedeki, suçlamaları yineleyerek, Budak’ın “Örgüt üyesi olmak” suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Avukat: İşlem hukuka aykırı
Esas hakkındaki savunmasını yapan Budak’ın avukatı Mehdi Özdemir, dosyada aleyhte ifadesi bulunan Süleyman Şimşek ve Pişmanlık Yasasından faydalanan Mehmet Cahit Çelik’in polis yönlendirmesiyle böyle ifade verdiklerini beyan ederek ifadelerini geri çektiğini hatırlattı. Fotoğraf teşhis işleminin usule aykırı yapıldığını ve bu işlemin esas alınmamasını isteyen Özdemir, yapılanın sadece teşhis olmadığını ve açık tanıkların ifadesinin alındığını, bu işlem yapılırken yasal olarak bir avukatın bulundurulması gerektiğini belirterek, yapılan işlemin tamamının hukuka aykırı olduğunu dile getirdi.
‘Köy yerleşime kapalıdır’
Müvekkilinin 76 yaşında olduğunu ve yüzde 96 engelli raporu bulunduğuna işaret eden Özdemir, başkalarının yardımı olmadan müvekkilinin yaşamını sürdüremeyeceğini, bu haliyle köye giderek tarla ekip biçmesi, örgüte bu şekilde yardım etmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Bahsi geçen köyün 1991 yılında zorunlu olarak boşaltıldığını, özel güvenlik bölgesi ilan edildiğini ve müvekkilinin orada şu anda evi bulunmadığını ifade eden Özdemir, “Köyün yakınında bir karakol vardır. Yerleşime kapalı bir köydür. Özel güvenlik alanı ilan edilmiştir. O köye gidip birilerinin zorunlu ihtiyaçtan bile olsa ev yapması ikamet etmesi mümkün değildir. Özel güvenlik bölgesi ilan edildiği dönemlerde de askeri operasyon yapılmaktadır. Bu yaşta birinin köye gidip yaşaması mümkün değildir” sözleriyle esas hakkında savunmasını yaptı.
Müvekkilinin Diyarbakır’da ikamet ettiğini ve başkasının yardımı olmadan yaşamını sürdüremediğini kaydeden Özdemir, beyanların yalan olduğunu belirterek müvekkilinin beraatını istedi.
Budak’ın “Silahlı terör örgütüne üye olma” iddiasının sabit olduğu kanaatine varan mahkeme, 7 yıl 6 ay hapis verdi. Mahkeme, yargılama sürecinde Budak’ın iyi halini göz önüne alarak hapsini 6 yıl 3 aya indirdi.