GüncelKadınMakaleler

YORUM | Gin Gyank Azadutyun-Jin Jiyan Azadî

"Yaşadığımız topraklarda, Hrant Dink’in dediği gibi hem Ermeni hem solcu olmak en belalı iş ise aynı zamanda hem Ermeni hem kadın olmak belaların yedi türlüsü demektir."

Sermaye, kanlı kılıcıyla işçileri, kadınları sömürür ve zulüm altında köleleştirir. Sermaye, dünyanın yegane efendisi olduğu sürece ne zulüm ne özgürlük ve kurtuluş mücadelesi sonlanmayacaktır. İtiraz ve karşı koyuşlar, söz ve eylemler devam edecektir. Bu mücadelede, hakikate ulaşmak için varlığını özgürlüğe adayanlar hem kendi sınıfına ve cinsine hem de toplumun tümüne gerçek aşkı yaşatacaktır.

İçinden daha az yara alarak çıkmayı başardığı toplumu ve kendini yaşadığı sayısız yenilgilerle şaşırtacak olan emekçi kadınlardır. Her kadın, sözlerin ötesinde bir hikaye taşır. Yaşadığı sayısız zulmün gölgesinde hayat bulmaya çalışan kadınlar, acıların yükünü taşıyarak sadece karanlıkta değil aydınlıkta da gelip kendisini bulan zulme ve korkuya karşı mücadele eder.

Her türlü acının yükünü omuzlarında taşıyan, kanatları kırık kuş olmayan emekçi kadınlar defalarca düştükleri yerden ayağa kalkarak umudunu kaybetmeden hakikati aramaya devam ediyor. Görünmezlik içinde karanlıkta saklı bırakılmak istenen bütün inkar imha saldırılarına, asimilasyon zincirlerine karşın ezilen Ermeni kadınların direniş ve kahramanlık hikayeleri yeterince bilinmemektedir. Yazılmamış, bilinmiyor olmaları direnmedikleri anlamına gelmez.

Hem Ermeni Hem Kadın Olmak

Yaşadığımız topraklarda, Hrant Dink’in dediği gibi hem Ermeni hem solcu olmak en belalı iş ise aynı zamanda hem Ermeni hem kadın olmak belaların yedi türlüsü demektir. Eğer bir de bilinçli aydın bir öncü ise ölümlerden ölüm beğenmeye baştan hazır olmak demektir.

Ermeni öncü kadınlar, özgürlük mücadelelerinin bir parçası olarak İstanbul ve Batı-Ermenistan topraklarında “Ermeni Kadınlar Birliği” isimli bir örgüt kurar. Soykırım sonrası Ermeni halkının varlığını savunmak aynı zamanda başta Ermeni kadınlar olmak üzere tüm kadın haklarının savunulması temelinde gelişme göstermiştir.

Türk resmi tarihi, her konuda olduğu gibi kadın özneleri ve hareketleri konusunda da Türk müslüman kadınlar üzerinden bir tarih yazılımı ve anlatımı yapmaktadır. Toplumun her alanında Türk müslüman kadınların yeri, önemi, yaptıkları üzerinden bir yazılım yaparak Ermeni, Rum, Süryani kadınların varlığını ve yaptıklarını inkar edip yok saydıkları gibi bugün de Kürt kadınların varlığını, yaptıklarını ve mücadelesini inkar edip görmezlikten gelerek yok saymaktadır. Ancak teknolojinin bilimin ve hakikatin araştırılmasında ileri doğru atılan adımlarla gerçekler ortaya çıkmakta, yalan-inkar ve yok sayma hükmünü yitirmeye başlamaktadır.

Türk şovenizmine ve resmi tarihine sadece Kürt kadın varlığı mücadelesi darbe vurmamaktadır. Aynı zamanda tarihte gizli ve saklı bırakılmak istenen Ermeni kadınların yapıtları, özgürlük mücadelesindeki belirgin emek ve varlıkları da büyük darbe vurmaktadır. Unutmamak gerekir ki, soykırım aynı zamanda kadın özgürlük hareketine, birikimine ve geleneğine vurulmuş en büyük darbeydi.

Çok zaman gerek adına Türki cumhuriyet denilen devlet tarafından ve gerekse kendisine sol-sosyalist-feminist diyen kesimler tarafından olsun Ermeni kadınların özgürlük mücadelesinde oynadıkları rol görünmezlikten, bilinmezlikten her şeyden önemlisi anlaşılmamaktan gelinmiştir. Kadın özgürlük mücadelesi ve öznelerinin anlatımında, kendileri dışında var olan, yaşanmış ve yaşanmakta olanların görünmemesi, anlaşılmaması ne tesadüfi bir olgudur ne de bilmemezliktir.

Kırıldığı yerden çiçek açan parçalanıp katledildiği yerden ayağa kalkmasını bilen dikenli ve tel örgülü yollarda kırılmayan bir halkın ve onun üretken yaratıcı Ermeni kadınların varlığı ve mücadelesi bilinip anlaşılmadan var olan kadın özgürlük mücadelesi yeterince anlaşılamaz. Ermeni kadın özneleri yaşamın, sanat ve edebiyatın, bilimin birçok alanında sayısız eserler yaratarak geride değerler bırakmış kadın özgürlük mücadelesinin yapıcıları ve sürdürücüleri olarak tarihe not düşmüşlerdir. Binlerce kötülüğün kol gezdiği dünyada ülkemizde bakış duruş ve sadelikleriyle en iyileri arasında yer almışlardır.

Kadınların bilinç ve olgunlaşması kolay olmamıştır. Kadınların en güzel duygularını en ruhsuz insanlar öldürmeye çalışmıştır.

Son söz

Soykırımcı zalimlere sesleniyoruz; Zulüm sadece karanlıkta gelmedi. Gün ortasında da sardı her yanı. Zulmün gölgesinde mutluluğu yaşamasına müsaade ettiğiniz Ermeni kadınların kökünü yok etmek istediniz. Ama başaramadınız. Yıldızlar gibi dünyanın dört tarafına dağıttınız. Yine başaramadınız. Dünyanın neresine gitseniz de yine gelir karşınıza çıkarlar.

Kadın askeri komutan ve öncüler olan Khanım Ketenciyan, Mariam Çilingiryan, Yeğisabet Yotıyeğparyan; yazar şair ve kadın özgürlük mücadelesinin değerli öncüleri olan Zabel Eseyan, Silva Gabudikyan, Nvart Telian, Ester Malian,  Aguline Khandjıan; feminist hareketin öncüleri olan Hayganuş Mark, Sırpuhi Düşap, Zabel Asadur Elbis Gesaratsyan; zulmün içinden sağ çıkmayı başaran, yenilgileriyle zalimleri şaşırtan güneşten önce uyanan Ermeni kadınlar sadece Ermenistan’da değil dünyanın birçok ülkesinde siyasal, sosyal, kültürel, bilimsel yaşama damga vurup isimlerini emek, üretkenlik ve fedakarlıkla yazmışlardır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu