1980 askeri darbesi döneminde ağır işkencelerin yaşandığı Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde iş makineleriyle yıkım işlemleri başladı. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 1972 yılında yapımına başlanan hapishane, 4 Temmuz 1980’de açıldı ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra “Sıkıyönetim Askeri Hapishanesi” olarak kullanıldı. Hapishane, 12 Eylül’ün simge mekanlarından biri haline geldi ve askeri darbe döneminde yüzlerce tutuklu ağır işkencelerden geçirildi.
Diyarbakır Hapishanesi, “Dünyanın en kötü şöhretli 10 hapishanesi” arasında yer alıyor. 2021’de “Müze ve Kültür Alanı” olması kararlaştırılan hapishane, 11 Ekim 2022’de Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan protokolün ardından Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’ne devredildi. Hapishanenin tabelası 24 Ekim 2022’de indirilerek, hapishane boşaltıldı.
Kurumların taleplerine yanıt verilmedi
Boşaltılmasının ardından, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, alanın özüne uygun müze yapılmasını istedi. Ancak dönemin tanıklarının taleplerine herhangi bir yanıt verilmedi. Hapishane, 49 bin 204 metrekarelik alanda 5 bloktan oluşmakta olup, ana bina, spor kompleksi, iş atölyeleri ve açık futbol sahası gibi yapılar içermektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi’nin müzeye dönüştürülmesi projesinin ihalelerini gerçekleştirdi. Yıkım işlemleri, 14 Eylül 2024 tarihinde başlaması planlanan proje kapsamında iş makineleriyle devam ediyor.
Tescilli yapıda iş makinasıyla çalışma
Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1. Grup Korunması Gereken Kültür Varlığı olarak tescillenen Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde iş makinelerinin çalışması tepkilere neden oldu. Çivi dahi çakılmasının yasak olduğu yapıda iş makineleriyle çalışma yapılması, birçok kesim tarafından eleştiriliyor.
Ertak: Hapishanedeki hafıza yok edilmemeli
Askeri darbe döneminde Diyarbakır Hapishanesi’nde kalan ve o dönemin tanıklarından 78’liler Derneği Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ahmet Ertak, 2007’den sonra buranın İnsan Hakları Müzesi olması için büyük çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Ertak, “Bütün siyasi partilerle görüştük ve müze olmasına karar verildi. Ancak projenin ihaleye verilmesinin ardından bu olaya dahil olamadık. Oradaki hafızanın yıkılmasını istemedik. Hafızanın içi boşaltılırsa oradaki insanlık dışı işkence gizlenir. Bu bir resim olarak her zaman hafızalarda kalmalıdır” ifadelerini kullandı. (MA)