PKK ve PAJK dava tutsakları, 27 Kasım’da 2023’te, İmralı yaşanan tecride, Kürt sorununun çözümsüzlüğüne ve hak gasplarına karşı başlattıkları açlık grevini yeni bir aşamaya taşıdı.
“Tutsaklar olarak, ırkçı, ayrımcı ve faşist özellikleri fazlasıyla teşhir olan, Kürt realitesi söz konusu olduğunda kendi yasalarını dahi tanımaz hale gelen sömürgeci mahkemeleri boykot, haftalık telefon ve aile ziyaretlerine çıkmama kararımız bu ihtiyacın bir sonucu olarak şekillenmiştir” sözleriyle yeni sürece ve direnişe ilişkin açıklama yapan tutsaklar, “4 Nisan’dan itibaren ‘Önder Apo’ya özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm’ hamlemizi, ‘Önderliğimizle aynı koşullarda yaşama’ şiarıyla mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotlarıyla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, halka tutsakların direnişini sahiplenme çağrısı yapıldı.
Öte yandan Silivri Hapishanesinde bulunan tutsak Partizanlar ise, İmralı’da ve tüm hapishanelerde uygulanan tecride tepki göstermek, Kürt sorununda Türk devletinin ortaya koyduğu ırkçı-faşist tutumu ve hapishanelerde yaşanan hak gasplarını protesto etmek amacıyla destek ve dayanışma temelinde direnişe geçtiklerini duyurdu:
“31 Mart yerel seçim sonuçları, Kürt ulusunun AKP-MHP iktidarında simgeleşen tekçi, ırkçı ve faşist politikalarına yönelik tavrını, direnişini ortaya koymuştur.
Türk devleti bu tutuma yanıt olarak kayyuma sarılmış ve hiç vakit kaybetmeden halkın iradesini gaspa yönelmiştir. Ancak bu saldırı Kürt halkının ve devrimci, demokratik güçlerin direnişi ve mücadelesiyle püskürtülmüştür. Türk devleti, halkın bu sarsılmaz iradesi karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır.
Bu tablo, Kürt ulusunun kazandığı mevzilerin daha güçlü korunması ve direnişin geliştirilmesi, TC’nin Kürt ulusuna yönelik olası daha kapsamlı saldırıları karşısında direniş iradesi ve duyarlılığının her daim yüksek tutulması gerektiğini göstermiştir.
Türk devletinin Kürt ulusuna yönelik yaklaşımının ölçülerinden biri de İmralı’da, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrid de karşımıza çıkmaktadır.
İmarlıda ve tüm hapishanelerde giderek tecridi koyulaştıran TC devleti, biz siyasi tutsakların en temel insan haklarını gasp etmekte, keyfi gerekçelerle infazlarımızı yakmakta, hasta tutsakları ölüme terk etmektedir.
Hapishanelerde yaşanan bu zulme ve hukuksuzluklara karşı içeriden ve dışarıdan direnişin geliştirilmesi bir zorunluluktur.
Bu temelde biz, Silivri hapishanesinde bulunan tutsak Partizanlar olarak, PKK-PAJK dava tutsaklarının başlattığı direnişi destekliyor, dayanışma ve birlikte mücadele temelinde sürecin bir parçası olacağımızı ilan ediyoruz.”
Tutsak Partizanlar, 3 ay boyunca telefon, mahkeme ve görüşe çıkmayacaklarını duyurdu, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.