Nubar Ozanyan Kültür Merkezi çalışmalarının geldiği aşama itibarıyla açığa çıkan yayın ihtiyacının ürünü olan Baykar dergisi geçtiğimiz ay yayın hayatına başladı.
Derginin ilk sayısında soykırımın 109. yılı ana tema olarak alındı. Bu sayıda Ermeni tarihi, soykırım ve bu soykırımın bugün hala devam eden etkilerine değinilen söyleşilerin yanında Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı Komutanlığı ile yapılan röportaj da yayınlandı. Derginin ortaya çıkışı ve örgütlenmesi süreci ile ilgili yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz.
– Merhaba. Yayınlamaya başladığınız dergi, Rojava Ermenileri açısından nasıl bir ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktı? Baykar isminin özel bir anlamı var mı?
– Öncelikle belirtmeliyim ki, Nubar Ozanyan Kültür Merkezi bünyesinde yürüttüğümüz kültürel faaliyetler ışığında bu gazeteye kesinlikle ihtiyaç vardı. Çeşitli kültürel faaliyetlerimizi ve siyasi yönelimlerimizi anlatabilmek, Ermeni kültürünü ve Ermeni tarihini yaymak için bu gazeteye ihtiyaç vardı. Ermeni Soykırımı meselesinde farkındalık ve bilinç yaratmanın da bir aracı aynı zamanda Baykar Gazetesi. Bu nedenle bu gazetenin kurulması bizler için önemli bir adım.
Gazeteye Baykar’ın adının verilmesine gelince… Baykar Ermenice’de mücadele anlamına geliyor. Arapça’da nidal, Kürtçe’de tekoşin…
Biz Ermenilerin bu isimde bir yayın ile yüz yıldan fazla bir geçmişimiz var, çünkü Ermeni ulusu tüm zulüm ve baskılara rağmen kendi edebi kültürünü bugüne kadar geliştirebildi. Ermeni devleti kurulana kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nda (ve daha sonra Türkiye’de), Rus Çarı altında, İran’da ve bulundukları her yerde gazete, dergi vb. yayınlamaya devam ettiler. Bugün, Ermenistan dışında yaşayan diğer Ermeniler gibi, Rojava’da yaşayan Ermeniler olarak biz de bu geleneği sürdürüyoruz.
Baykar isimli gazetenin ne zaman yayın hayatına başladığını tam olarak bilmiyoruz ama Türk Genelkurmay arşivlerine baktığımızda 1914 yılında Hınçak Partisi’nin yargılanmasında Baykar’ın gazetesiyle ilgili bir not düşülmüş. Bu not şu şekildedir: “Baykar, Avrupa’daki genç Ermeni üniversite öğrencileri tarafından Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermenilerin durumu hakkında yayınlanan günlük bir gazetedir.”
Baykar’ın Ermeni ulusunun bağımsızlığı için mücadele eden ve dönemin devrimci fikirlerinden etkilenen bir grup Ermeni aydın ve öğrenci tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır. Bir yandan Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere yapılan zulme dikkat çekerken, diğer yandan da sosyalist fikirlerin yayılmasına yardımcı olmuştur. Paramazların idam edildiği döneme baktığımızda bunu daha net görebiliriz. 1880’lerden sonra Armenia ve Jamanak gibi gazeteler de yayımlandı. Bu gazetelerde Türk ve Kafkas Ermenilerinin sorunları ve devrimci fikirler işlenmiştir. Çünkü bu dönem ulusların bağımsızlığı fikrinin yayıldığı bir dönemdir. Bu fikirler Ermeni öğrenci gençler arasında hızla yayılmıştır.
Türk gazetecilik tarihine ilişkin akademik arşiv araştırmalarına baktığımızda, 1930’larda birçok Ermeni gazetesinin Türkiye’ye girişinin yasaklandığını görüyoruz. Bu bizzat Mustafa Kemal’in emriyle yapılmıştır. Kahire’de yayınlanan “Arev” gazetesi, Beyrut’ta yayınlanan “Ararat” gazetesi ve Amerika’da yayınlanan “Yibrat”, “Hayastan Goshnak” ve “Baykar” gazetesi. Yine Baykar 1930’lu yıllarda da yayınlanmaya devam etmiştir.
1960’lı ve 1970’li yıllarda birkaç Ermenice gazete yayımlanmıştır. Bunların arasında Artar, Kedak, Gavroş, Nairi ve Baykar vardır.
1970’lerde Türk devletinin faşizmine karşı mücadele doruk noktasındaydı. Diğer ezilen halklar gibi Ermeni halkı da bu mücadeleye katıldı. Ermeni ulusunun devrimcilerinin çoğu 1972 yılında İbrahim Kaypakkaya tarafından kurulan TKP-ML saflarında örgütlenmiş. Armenak Bakır gibi Nubar Yalımyan da Proletarya Partisi saflarında örgütlü bir devrimciydi. Nubar Yalımyan 1978’in başında Hollanda’ya gider ve Mart 1979’da aylık Baykar dergisini çıkarmaya başlar. Nubar Yoldaş aynı zamanda Ermeni Gençlik Birliği’nin de kurucusuydu. Baykar, mücadelesine kaldığı yerden devam eder. Ancak 1980 yılında faşist askeri cunta büyük bir anti-komünist saldırı başlattığında Nubar Yalımyan ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Nubar Yalımyan 5 Kasım 1982’de Hollanda’da Türk faşizmi tarafından öldürüldü.
Bu tarih Bekar’ın yakın tarihe kadar sürekliliğinin olduğunu görmemiz açısından önemlidir. Ama daha önemlisi Baykar mücadele içinde daha büyük bir devrimci bilinçle yayın hayatına başladı. Gazetenin proletarya partisi ile en doğru çizgiye gelmesini sağlayan Nubar Yalımyan yoldaş olmuştur.
Bugün yayınladığımız Baykar, 100 yıllık tarihsel deneyimin ve özellikle 1972’den bu yana Türkiye topraklarında ortaya çıkan devrimci bilincin etkisinin sonucudur.
Baykar bizim için ezilen halkların özgürlüğü mücadeledir!
– Derginin ilk sayısı Soykırımın başlangıç günü olan 24 Nisan günü çıkarıldı. Dergiyi Soykırım bağlamında nereye koyuyorsunuz?
– Evet, gazetenin ilk sayısı Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde, Ermeni Soykırımı’nın varlığını ve hakikatini kanıtlayan yürüyüşler ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla, özellikle Baykar aracılığıyla, her düzeyde var olduğumuzu kanıtlamak için yayınlandı. Bu sayı soykırımın 109. yılını ana tema olarak aldı ve bu topraklarda soykırım konusunda bir bilinçlenme çalışması olarak ele aldık.
– Derginin içeriğine ve yazarlarına dair bilgi verir misiniz?
– Gazetenin ilk sayısı, Ermeni tarihi, soykırım ve bu soykırımın bugün hala devam eden etkileriyle yüzleşme ihtiyacı hakkında konuştuğumuz birkaç röportaja odaklandı. Kültür Merkezi çalışmaları ile Nubar Ozanyan Ermeni Tugayı komutanlığı ile yapılan röportaj yayınlandı. Burada amaç, Ermeni halkının Rojava Devrimi ile ilişkisini ortaya koymak açısından da önemlidir. Zira Tugay cephede konumlanarak Türk işgalciliğine karşı aktif bir duruş içindedir.
– Baykar’ın yayınlanması genel olarak Ermeni basımı açısından oldukça önemli. Bu anlamda, Rojava Ermenilerinin buradaki mücadelesi ile Türkiye-Kürdistan’daki Ermenilerin mücadelesi-varlığı arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Mücadele nasıl birleştirilebilir?
– Ermeniler tek bir ulustur, ancak soykırım koşullarının bir sonucu olarak Ermeniler dünyanın her yerinde bir diaspora haline geldi. Bu nedenle Rojava’daki Ermeniler, Anadolu Ermenileri ve nerede olurlarsa olsunlar; Ermeniler arasında iletişim kanalları kurmak için ciddi çalışmalar yapılmalı ve herkes kendi konumu ve yetenekleri doğrultusunda Ermeni ulusuna, Ermeni halkına hizmet eden ve bu halk ve onun diğer halklar ve kültürler arasında dağılmasının ve kaybolmasının ana nedeni olan soykırım hakkındaki gerçeği gösteren ortak bir hedefe ulaşmak için çalışmalıdır.
Baykar gazetesinin ana temaları Ermeni Soykırım gerçekliği, Ermenistan tarihi ve coğrafyası hakkında bilgiler, ezilen tüm halkların özgürlük mücadeleleri, özgürlük mücadelesi uğruna yaşamlarını feda eden devrimci figürlerin yaşamları ve kadınların özgürlüğü ve toplumdaki rolleri olmaktadır. Özellikle Ermeni kadın tarihi ve soykırım sırasında maruz kaldıkları asimilasyona dair konular üzerinde durulacaktır.
Baykar isminin özel bir anlamı var ve bizim için ezilen halkların özgürlüğü için savaşmış ve hala savaşmakta olan her devrimcinin mücadelesi anlamına geliyor.
İlk gazetemizi 24 Nisan sürecinde çıkardık ve insanları Ermeni Soykırımı ile tanıştırmak için halka dağıttık. Tüm makalelerimiz Ermeni Soykırımı ve (Filistin, Artsakh ve Rojava’da) gerçekleşen yeni soykırımlar hakkındaydı.
Evet, Baykar Ermeni basını için önemli. Hedefimiz aynıysa, aramızda ilişkiler kurabilir ve adalet, eşitlik ve ezilen halkların kurtuluşu için birlikte mücadele edebiliriz.