GüncelMakaleler

Mao’da Felsefenin Temel Sorusu-1

"Filozofların dünyayı yorumlamaya başlamasından bu yana tartışılagelen “madde-düşünce” ilişkisi ve hangisinin öncel olduğuna yanıt, diyalektik materyalist felsefeyle son nokta Marx ve Engels tarafından konmuştur. Mao da burada bu felsefenin açılımını yapmaktadır."

İnsanlığın bilgi düzeyinin gelişim aşamalarının tarihi de olan felsefede kapitalizmin ortaya çıkışından itibaren, materyalistler ile idealistler arasındaki tartışmada; idealistlerin düşünceyi öne çıkaran anlayışlarına karşı materyalistlerin maddeyi öne çıkarmalarının anlaşılır bir yanı vardı.

Çünkü, idealistler, önce düşünce, sonra madde diyorlardı. Maddeyi yaratanın düşünce (ide), yani tanrı diye adlandırdıkları “doğaüstü bir gücün” olduğunu ileri sürüyorlardı. Her şeyi o “ulu varlığın” yarattığını ileri sürüyorlardı. Marksizm’in kurucuları Marx ve Engels ise binlerce yıl insan bilincine egemen olan idealizme (düşüncecilik) karşı; “hareket maddenin varoluş biçimi ve düşüncede bu hareketin en yüksek yansımasıdır” önermesini, bilimsel olarak kanıtlamak için uzun ve yorucu mücadele vermek durumunda kaldılar.

Tartışmanın odağı, felsefenin temel sorunu; madde mi düşünce mi öncel ya da bir başka söylemle “varlıkla bilincin ilişkisi” olunca, maddenin hareketinin yansıması olan düşünce üzerinde durma yerine, onun çıkış noktası olan madde üzerinde durma ve onu öne çıkarmak gerekiyordu. Marx ve Engels de bunu yaptı. Yine Lenin, “Materyalizm ve Ampriokritisizm” adlı ünlü eserinde Rus idealistlerine karşı maddi yaşamın belirleyiciliğini öne çıkardı. Yine Mao, Çin’de, özellikle de o zaman ÇKP içinde egemen olan ve idealist felsefeden beslenen dogmatizme ve öznelciliğe karşı savaşmak zorunda kaldı.

Ülkemizde E. Hoca’cı akımlar,[1] felsefenin temel sorununa Mao’nun idealistçe yanıt verdiğini çok “iddialı” bir şekilde ileri sürerler. Mao’nun, bu soruya verdiği yanıt ile Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in verdiği yanıtlar arasında bir ayrım var mı?

Bu soruların yanıtını, bu kısa makalede vermeye çalışacağız. Troçkistler ile Hocacı akımlar arsında bu “iddia”da bir ortaklığın olduğu söylenebilir. Troçkistlerin, Mao düşmanlığının kaynağının Mao’nun anti-Troçkist olmasından kaynaklı oluşunun kolayca anlaşılabilir bir yanı vardır.

“Marksist-Leninist” olduklarını ileri süren Hocacıların, Troçkistler ile olan bu yakınlıklarının kaynağı ise onların, felsefi olarak, mekanik materyalist olmalarından kaynaklı olduğu da bir o kadar aşikardır. Hocacılar, Mao’yu sonradan inkar etmişlerdir ve Mao karşıtlıkları inkarcılık şeklinde sürdürülmektedir. Troçkizm’in de en önemli özelliklerinden birinin inkarcılık olduğunu anımsatarak, felsefenin temel sorusu konusunda Mao’nun görüşlerini inceleyebiliriz.

Maddi yaşamın belirleyiciliği, Marx, Engels, Lenin, Stalin’de de vardır. Onlar bunun temel alarak bunun üzerinden diğer sorunları çözmeye çalışırken, yorumlama ve değiştirmeyi de bu çerçevede ele almışlardır.

Maddi hayatın –der Marx- üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen şey, toplumsal varlıklarıdır.”[2]

Marx’ın bu önermesi; diyalektik materyalist felsefenin açıklanması ve temel teorik formülüdür. Marksizm’in diğer klasikleri gibi Mao da görüşlerini, Marx’ın bu önermesi temelinde temellendiriyor ve geliştiriyor.

Madde madde sıralayalım ki, Mao’yu çarpıtanların ve soruna mekanikçe yaklaşanların yanlışları daha iyi görülebilsin.

  1. a) “Marksistler, her şeyden önce insanın üretimdeki faaliyetini en temel pratik faaliyet olarak, insanın bütün diğer faaliyetlerinin belirleyicisi olarak görürler.”[3]

Yine Mao’dan:

  1. b) “Bütün sınıflı toplumlarda farklı toplumsal sınıfların bireyleri de farklı biçimlerde belirli üretim ilişkilerine girerler ve maddi ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretimde bulunurlar. İnsan bilgisinin serpilip boy attığı ana kaynak budur.”[4]

Sadece yukarıdaki iki alıntı, Mao’nun, felsefenin temel sorusuna nasıl yaklaştığının yazılı belgesini oluşturmaya yetmektedir. Filozofların dünyayı yorumlamaya başlamasından bu yana tartışılagelen “madde-düşünce” ilişkisi ve hangisinin öncel olduğuna yanıt, diyalektik materyalist felsefeyle son nokta Marx ve Engels tarafından konmuştur. Mao da burada bu felsefenin açılımını yapmaktadır.

Mao’ya “idealist” ya da “eklektik” diyenlerin, Mao’nun bu belirlemelerini yok saymaları gerekiyor. Mao, “gerçeğin olgularda aranmasını” söyler. Aynı zamanda, Lenin ve Stalin’den örnekler vererek “devrimci teori olmadan devrimci pratiğin olmayacağını” alıntılar ve bunun açıklamasını yapar. Gerçeğin olgularda (maddi yaşamda) aranması, düşüncenin pratikten üretilmesi materyalist diyalektiğin kendi nesnelliğidir. Burada maddenin, onun hareket yasalarından, üretim mücadelesi, sınıf mücadelesi, bilimsel tecrübe pratiğinden özümsenen sınıf teorisinin önemi vurgulanır.  Bu dolaylı bilginin reddi değil, (kaldı ki o da pratikten geliyor) esas olanın, pratikten gelen bilginin öncelliğinin vurgulanmasıdır.

  1. a) “Marksistler, insanın dış dünyaya ilişkin bilgisinin doğruluğunun biricik ölçütünün, insanın toplumsal pratiği olduğunu savunurlar. Aslında insan bilgisinin doğruluğu ancak, önceden beklenen sonuçlara toplumsal pratik süreci (maddi üretim, sınıf mücadelesi ya da bilimsel deney) içinde varıldığı zaman kanıtlanmış olur.”[5]

Mao, insan bilgisinin ana kaynağının maddi üretim ilişkileri içinde olduğunu, Pratik Üzerine adlı klasikleşmiş felsefi makalesinde defalarca örnekler vererek vurgularken nasıl oluyor da “idealist” oluyor, açıklaması, ikna edici olmayan bir zorlama olarak sırıtmaya devam ediyor. Ayrıca Mao’nun bu makalesi, Marx, Engels ve Lenin’de olan bilgi teorisinin geniş bir açıklamasına yer verir. Bilginin diyalektik gelişim serüvenini açıklar.

  1. a) “Dış dünyada maddenin bağımsız ve bilinçten ayrı olarak varlığının kabul edilmesi materyalizmin temelidir.”[6]

Mao, “ben böyle düşünüyorum” diyor, bir başkaları da kalkıp; “hayır sen öyle düşünmüyorsun”, “düşünceyi birinci veri, maddeyi de onun yansıması olarak ele alıyorsun” dercesine Mao’yu, Mao’ya rağmen yalanlamaya çalışıyorlar. (Devam edecek)

 

1- Enver Hocacı akımlar, Hoca’nın adını kullanmaktan vazgeçmelerine karşın, onun dönekliğinden sonra oluşturduğu revizyonist-mekanik düşüncelerini devam ettiriyorlar.

2- K. Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, s. 25, Dördüncü Baskı, Sol Yayınları

3- Mao Zedung, Seçme Eserler C 1, s. 376, Pratik Üzerine, Kaynak Yayınları, İkinci Baskı, 1979

4- Mao, age, s. 377

5- Mao, age, s. 378

6- Mao Zedung, Teori ve Pratik, s. 31, Sol Yayınlar

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu