Halkların Demokratik Partisi (HDK) 1 Mayıs’a dair bir açıklama yaparak, “Salgın, işçiler arasında hızla yayılıyor. Canı tatlı zenginler, kendilerini en uygun koşullarda ve olanaklarda karantinaya alırken, diğer yanda mülkten ve gelirden yoksun milyonlar, işe kabul edilmek için ölmeyi göze alıyor” dedi.
HDK 1 Mayıs, bütün dünya işçilerinin, ücretli emek sömürüsüne, patronların işçilere yönelik uyguladığı her türlü baskı, tahakküm ve zulme karşı yürüttükleri mücadelenin, dayanışmanın kutlandığı gün olduğu vurgulanarak, “Emekçi ve ezilen milyonların açlık, yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaktan kurtulmak için sermayeye karşı emeğin dünyasını kurma istek ve iradelerini ortaya koydukları birlik günüdür
1 Mayıs bu yıl, küresel salgın koşullarında emekçiler, kadınlar ve ezilen halklar için hayatın birkaç kat daha zorlaştığı günlerde kutlanıyor” denildi.
HDK, kapitalizm, var olduğu müddetçe işçi sınıfını sömürmekle kalmadığını, aynı zamanda ölümüne de çalıştırıldığını ve yerin yüzlerce metre altında maden ocaklarında, kavurucu sıcaklarda harman yerinde, bir şantiyede onlarca kat yükseklikte, bir tersanede gemi sökerken, bir atölyede elektrik çarpmasıyla, bir fabrikada zehirleyerek, sokağa çıkma yasağından kaçarken polis kurşunuyla canından olduğunu dile getirdi.
HDK, “Bugün burjuvazi ve onun devletleri, sömürü çarklarının dönmesi ve karlarının devamı için her şeyi göze almış durumda. İşçiler, her an COVID-19’la yüz yüze bırakılıyor ve ölüme terk ediliyor. Sağlık emekçileri, virüse karşı yeterli koruma ve önlem sağlanamadığı için yaşamlarını yitiriyor.
Hayat, işçi sınıfı için artık tam anlamıyla ölüm-kalım meselesine dönüştü: Aile hekimi Erdinç Şahin yeterli koruma ekipmanı olmadığından, Galataport’ta Hasan Oğuz üretim durdurulmadığından virüs kaparak; Adana’da Ali El Hamdani 20 yaş altı olduğu halde sokağa çıkma yasağı sürecinde çalıştırıldığı için ceza yemesin diye kaçarken, kalbinin tam ortasından polis kurşunuyla vurularak katlediliyor.
Salgın, işçiler arasında hızla yayılıyor. Canı tatlı zenginler, kendilerini en uygun koşullarda ve olanaklarda karantinaya alırken, diğer yanda mülkten ve gelirden yoksun milyonlar, işe kabul edilmek için ölmeyi göze alıyor. Emekleriyle bütün zenginliği yaratanlar, ekmek için mücadele etmek, bellerini büken işlerde sağlıklarını ve dirençlerini tüketmek zorunda bırakılıyor
AKP-MHP faşist bloğu ve iktidarı, işten çıkarmayı yasakladım yalanıyla işçileri 1168 TL ile açlığa mahkûm ediyor. Bu dünyayı, bu ülkeyi kimlerin canı pahasına ayakta tuttuğunu herkesin anladığı zamanlardan geçiyoruz. Emekçiler üretiyor, var ediyor, can kurtarıyorlar; hem de canlarını ortaya koyarak yapıyorlar bunu”dedi.
“Barışa düşmanlığından vazgeçmiyor”
HDK açıklamasının devamında, “Virüs salgınını da, “Allah’ın lütfu” olarak gördükleri kesin olanların iktidarı altında, kapitalizm, Türkiye’de savaş ve işgal, doğa talanı, hayat pahalılığı ve açlık, erkek şiddeti, polis baskısı, tutuklama furyası, intiharlar olmaya devam ediyor.
AKP-MHP iktidarı siyasî tutsakları zindanda tutuyor; katil erkeği evine gönderiyor; mafyacıları, hırsızları afla ödüllendiriyor. Kar ve rant için ihaleler düzenliyor, doğa talanı ve kıyımı devam ediyor. Göçmenleri AB emperyalistlerine karşı koz olarak kullanıyor.
Kürt halkına dönük inkarcı, asimilasyoncu, imhacı ve işgalci politikasını ve saldırganlığını derinleştirerek sürdürüyor. Halkın iradesini tanımıyor; seçilmişlerini tutukluyor, belediyelerine kayyum atıyor. Barışa düşmanlığından vazgeçmiyor” diyerek taleplerini sıraladı.
Artık Yeter! Edi Bese!
Çarkları durdur!
*Her gün kapı kapı yük taşıyan kargo işçisi,
*O şehirden bu şehre kamyonları sürükleyen nakliye işçisi,
*Bir sandalyede saatlerce çalışan büro işçisi, market işçisi,
*Hiç durmayan inşaatlarda canı pahasına tuğla döşeyen inşaat işçisi,
*Sabah akşam yollarda bitap düşen temizlik işçisi,
*Ne işte ne eğitimde olan işsiz gençler,
*Ucuz emek çarkında hayalleri öğütülen göçmen ve çocuk işçiler,
*Mahalle bakkalında borç biriktiren emekliler,
*Şiddete uğrayan, emeği görünmeyen, hiç karşılıksız ailenin bakım işlerini yapan kadınlar
*Odadan odaya koşuşturan hemşireler,
*Gece gündüz hayat kurtaran hekimler,
Bizler birlik olunca bu düzen yıkılacak! Ortak emekle yaratılan değer ve zenginliklerden bir avuç zenginin değil bütün çalışanların ortakça yararlandığı bir düzen için; toprağı, fabrikaları, atölyeleri ve makineleri bütün emekçilerin toplumsal mülkiyeti haline getirmek için; dünyanın “zenginler ve yoksullar” diye ikiye ayrılmasına son vermek için; bu düzeni yıkacak Yeni Yaşamı inşa edeceğiz.
İşçiler, emekçiler, kadınlar, ezilen halklar, göçmenler, ayrımcılığa uğrayan tüm kimlikler ölüme terk edilmeyecek.
Bu 1 Mayıs, nerede olursak olalım, hep bir ağızdan haykıracağız;
*Savaşa, işgale değil, sağlığa bütçe!
*Siyasî tutsaklar serbest bırakılsın!
*Kadınlara şiddet uygulayan erkekler derhal yargılansın!
*Zorunlu olmayan tüm işler acilen durdurulsun. İşçilere ücretli izin verilsin!
*Salgın bahanesiyle işsiz bırakılanlara asgarî ücret bağlansın!
*Su, elektrik, doğalgaz borçları silinsin, salgın boyunca bedava olsun!
*Zenginlerden servet ve pandemi vergisi alınsın!
*Başta sağlıkçılar olmak üzere, tüm KHK’liler işlerine iade edilsin!
*Özel hastaneler kamulaştırılsın!
*Tüm sağlık hizmetleri parasız olsun!
*Sağlık emekçilerine çift maaş ödensin!
*Asgarî ücrete ve emekli maaşlarına yüzde 50 zam yapılsın!
*İşsiz veya asgari ücretle çalışan bebekli ailelere mama ve çocuk bezi ücretsiz verilsin!
Dayanışma ağlarını büyütelim, kardeş aile kampanyasını destekleyelim!
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
Kapitalizm Ölüm Demektir
Gelecek Yeni Yaşam’dadır.