Etkin Haber Ajansı’nın haberine göre, “Faytona son, atlara özgürlük” yazılı pankartın açıldığı eylemde basın açıklamasını yapan Melike Özdemir, “Talebimiz; Türkiye’nin faytonculuk yapılan her yerinde daha az fayton veya atlar için daha iyi yaşam koşulları değil, atlı faytonların tamamen kaldırılması. Atlara özgürce yaşam hakkının, yani her canlının doğuştan sahip olduğu en temel hakkın derhal geri verilmesidir. Bizim eşit ve özgürce yaşam hakkımız onlarınkinden üstün değildir” dedi.
Özdemir, “Atlı faytonların kaldırılması yetkisine sahip olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ve seçimden önce hayvan hakları yasama izleme delegasyonunun ‘Söz veriyorum’ metnine imza atarak metnin 15. maddesinde ‘Atlı faytonları kaldırarak yerine akülü ulaşım araçları koyacağıma, kurtarılan atların etolojisine uygun geniş doğal ortamlarda rehabilite edilerek ölene kadar yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacağıma söz veriyorum’ diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bu sözünü yerine getirmesini istiyoruz. Atlara yapılan işkenceye ve adına ‘kaza’ denilen sistematik cinayetlere karşı, atlar ve yeryüzünün tüm bileşenleri için arayışımıza ses verin” şeklinde konuştu.
Eyleme katılanlardan Sait Biliz ise “İnsanlar empati kurmak istemiyorlar. Kendilerini çalışan bir canlının yerine koymak istemiyorlar ne yazık ki. Adalar kendi jeolojik durumu nedeniyle de parkurları, zor virajları ve dik yokuşları olan bir yer. Faytona 5-6 kişinin binip onun tepelerde ve zor koşullarda çalıştırılmasını insanlar empatiyle görmek istemiyorlar. Oysa bunun daha modern yöntemleri var. En basiti golf araçları, yani 100 yıldır elektrikli neredeyse. Elektrik motorlu bir araç çok rahat kamu kaynaklarıyla faytonculara tahsis ve temin edilebilir. Kredileri yapılandırılabilir. Bununla ilgili gerek hükümet gerekse Büyükşehir Belediyesi, Adalar Belediyesi ve STK’lar, yerel gruplar insiyatif alıp taraf olup bu işi çözebiliriz” dedi.
‘Nostaljik bir eğlence değil artık’
Biliz, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu iş bir fantezi değil, nostaljik bir eğlence değil artık. Bu gerçekten zulüm kokan bir iş. Adalar gibi her anlamda dokusu korunan bir bölgede sürekli bu tarz vahşi eylemlerin olması hayvanların ölmesi, insanların ve çocukların gözü önünde kötü koşullarda sürekli mağdur edilmeleri artık gerekli bir şey değil. Belki atları adaların bir dokusu olarak orada özgürleştirmek gerekiyor. Faytoncular içinde gerçekten onları mağdur etmeyecek bir sonuca, bir çözüme ulaşmak için tarafların oturup bir araya gelmesi gerekiyor.” (Haber Merkezi)