İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, kayyum darbesine karşı Şişhane Meydanı’nda bir araya geldi. “Kayyum rejimi halk iradesine darbedir, dur de!” pankartının açıldığı eyleme çok sayıda devrimci-ilerici güç katıldı.
AKP-MHP iktidarının hedef alındığı kayyum darbesine karşı sloganların “hukuksuz” olduğunu öne süren polis, sloganların sonlanması aksi takdirde saldıracakları tehdidinde bulundu.
Eylemde ilk olarak söz alan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, İstanbul’da düzenlenen kayyum darbesine karşı eylemde halkın iradesine el konulduğunun altını çizdi. Türkiye’nin birçok kentinde halkların sokakta “Kayyuma hayır” dediğini vurguladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise 12 Eylül askeri faşist darbesinin zihniyetini taşıyanların darbelerden beslenmeye devam ettiğini belirtti. İktidarın tüm demokratik haklara saldırarak Kürt halkının iradesini yok saymayı sürdürdüğünü kaydeden Temelli, asla bu darbeci zihniyete izin vermeyeceklerini vurguladı.
DEDEF Başkanı Ali Bilir ise söz alarak Dersim halkının direnişine işaret ederek şunları kaydetti:
“Dersim halkı şunu çok iyi biliyor. Yıllar önce 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünün geldiği gün Tunceli Belediyesine dönemin valisi belediye başkanlığı yapıyordu. Aradan geçen bu zamanda aynı zihniyet devam ediyor. Kayyumun atanmasının temel sebebi, Dersim’in sular altında bırakılarak insansızlaştırma politikasının bir parçasıdır. Biz bunun farkındayız ve buna geçit vermeyeceğiz”
Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin ortak basın açıklaması, Asaletin Arslanoğlu, tarafından okundu.
“Siyasi iktidar belediyeler üzerinde sallandırdığı kayyım sopasından vazgeçmiyor. Önce Hakkari, sonra Esenyurt, ardından Mardin, Batman ve Halfeti ve şimdi de Dersim ve Ovacık’ın halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını görevden almış, yerine de kayyımlar atanmıştır. Ancak halkın iradesini, seçme seçilme hakkını ayaklar altına alan kayyım politikaları yeni değil. AKP-MHP iktidarı kaç kere kayyım atarsa atasın, bu belediyeleri her seçimde yeniden daha büyük farkla kaybediyorlar. Halk iradesine daha güçlü şekilde sahip çıkıyor, kayyım politikalarını tarihin çöplüğüne gömüyor” sözleriyle başlayan açıklamada anti-demokratik uygulamalarıyla 12 Eylül darbecilerini bile geride bırakan AKP-MHP iktidarının kayyum atamalarıyla 31 Mart’ta kaybettiği belediyelere karşı gasp planlarını yaptığı ortada olduğu vurgulandı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
” Kayyım rejimi demokrasi ve hukukun askıya alınması demektir. Kayyım rejimi halka değil ihalecilere, rantçılara hizmet demektir. Kayyım rejimi iktidarın yolsuzluk düzeninin devamı demektir. Kayyım rejimi kamu hizmeti değil, sadaka düzeni demektir. Kayyım rejimi kadınların, gençlerin ve toplumun ezilen kesimlerinin haklarına sahip çıkan değil, her adımda onları kısıtlayan yerel yönetimler demektir.
Milletvekilleri türlü hukuksuzluklarla hapse atılırken, belediyelere siyasi operasyonlarla kayyım atanırken seçme seçilme hakkından söz edilemez. Seçme seçilme hakkının tanınmadığı bir durumda da demokrasiden söz edilemez. Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak iktidarın dayattığı kayyım rejimini kabul etmiyoruz.
Haklarımızın gasp edilmesine alışmayacağız. Hukuksuz operasyonlara son verilmeli, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir. Kayyım politikaları terk edilmeli, darbe politikalarından vazgeçilmeli ve halkın iradesi tanınmalıdır. Bir kez daha ilan ediyoruz. Demokrasiye, emeğe, barışa darbe anlamına gelen kayyımlara karşı hep birlikte verdiğimiz mücadeleden geri adım atmayacağız.
Kazanana kadar direnişimize, mücadelemize devam edeceğiz. İstanbul’un, Türkiye’nin dört bir yanından emek, barış ve demokrasi diyen tüm güçleri ortak mücadeleye davet ediyoruz. Bu yoksulluk ve talan düzeninin sonunu getirene kadar, başta seçtiğimiz belediye başkanlarımız olmak üzere tüm haklarımızı alıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Kayyımlar gidecek, biz kalacağız”