İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları ve Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (Ege TUHAYDER), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği, İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), İMECE Dostluk Dayanışma Derneği (İMECE-Der) Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde ayakta sayım dayatması ve işkenceye ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. İHD İzmir Şubesi’nde gerçekleştirilen toplantıda avukat Şükran Öztürk konuştu.
‘Darp ederek sayım gerçekleştirdiler’
Hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlülerin aileleri, avukatları ve sivil toplum kuruluşları (STK) aracılığıyla ciddi hak ihlallerin yaşandığının ortaya koyulduğunu belirten Şükran, avukatların, Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulan müvekkilleri ile yapmış oldukları görüşmeleri aktardı. Şükran “5.11.2018 tarihinden itibaren cezaevi idaresi, ayakta sayım uygulamasını dayatmaktadır. Mahpuslar, sayım esnasında ortak alanda oturur vaziyette bulunmaları halinde de sayımın yapılabileceği, ayakta sayıma zorlanmanın insanlık onuruna aykırı olduğu gerekçesiyle sayımlar sırasında ayağa kalmayı reddetmektedirler. Her sayım işlemi sırasında infaz koruma memurları ortak alanda oturur vaziyette bulunan hükümlü ve tutukluları zorla ayağa kaldırıp, darp ederek sayım işlemini gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca mahpuslara haksız yere çeşitli disiplin cezaları verilmiştir” açıklamalarında bulundu.
‘İşkence cezaevi idaresince görmezden gelindi’
Bu uygulamaların 2018 yılından bu yana devam ettiğini, tutsakların şikayet ve suç duyurularının sonuçsuz kaldığını söyleyen Şükran, 12 Mart’ta Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki infaz koruma memurlarının A-22 koğuşunda ayakta sayım işlemini yapmak istediğini, itiraz eden tutsakların darp edildiğini belirtti. Şükran “Ayrıca tutuklu Adem Bozkurt ile hükümlü Mehmet Tekin koğuş dışındaki koridora zorla götürülerek ağır şekilde işkenceye maruz kalmışlardır. Mahpuslar darp edilirken ‘yüzümüze bakmayın’ denilerek tehdit edilmişlerdir. Olay sırasında kurum birinci ve ikinci müdürleri ile başgardiyan gelmişlerdir. Ancak olayı bizzat görmelerine ve mahpusların ‘müdahale edin’ taleplerine rağmen olay yerini terk etmişlerdir. Sonrasında mahpuslar yüzükoyun yere yatırılmışlar, kafalarına uzun süre basılarak bekletilmişlerdir” dedi.
‘Darp raporu verilmedi, disiplin cezası verildi’
Hapishanedeki gardiyanlar tarafından ağır işkenceye maruz kalan tutsakların vücutlarında ciddi yaralanmalar, doku ezilmeleri olduğunu söyleyen Şükran “13 Mart tarihinde Adem Bozkurt Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi’ne götürülmüştür. Ancak kendisine herhangi bir bilgi ve rapor verilmemiştir. 13 Mart tarihinde infaz koruma memurları A-22 koğuşuna gelerek arama yapmışlar. Odada bulunan her şeyi dağıtmışlar ve mahpuslara yönelik tehditlerini devam ettirmişlerdir. Yine aynı gün A-22 koğuşunda bulunan mahpuslara ‘sayım yapılmasına karşı çıkmak ve görevini yapan personele karşı tehdit’ sebebiyle disiplin cezası verilmiştir” diye konuştu.
Hapishane müdüründen avukatlara tehdit
Müvekkilleri ile görüşmek üzere avukatların cezaevine gittiğini ancak burada kapalı görüş dayatması ve cezaevi ikinci müdürünün “zorları dışarı atılma” tehdidiyle karşılaştıklarını ifade eden Şükran, “Kurum ciddiyetinden uzak, tamamen keyfi ve zor kullanma yoluyla dayatılan bu tutumun kabulü mümkün değildir” diye vurguladı.
Şükran şöyle devam etti: “Yaşanan sağlık sorunları sebebiyle alınan tedbirlerin hele ki cezaevleri gibi kişilerin hak ve özgürlüklerinin sınırlandığı bir kurumda keyfiyete ve inisiyatife bırakılması düşünülemez. Hiçbir tedbir kişilerin Anayasal güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerinin özüne aykırı olamaz. Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda avukatların maruz kaldığı bu uygulamanın orada yaşanan işkence ve kötü muamelenin açığa çıkarılarak etkin bir soruşturma yürütülmesini engelleme çabası olduğu açıktır. Buradan Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda görevli olan kurum müdürleri ve infaz koruma memurlarına işkence ve kötü muamelenin mutlak olarak yasak olduğunu hatırlatır, yaşanan bütün işkence ve kötü muamelelerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.” (Kaynak: Jinnews)
