TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeni ile sular altında bırakılmak istenilen Hasankeyf için son ana kadar mücadele edeceklerini belirterek “tüm duyarlı çevreleri Hasankeyf’i sahiplenmeye davet ediyoruz” dedi.
Basın yayın organlarında yakın zamanda Ilısu Barajı’nda su tutulmaya başlanacağına dair haberlerin yer aldığını belirten Koramaz, “Hazırlıkları 1954 yılına dek uzanan Ilısu Barajı’nın projesi 1975 yılında hazırlanmış ve kültürel miras, doğa ve sosyal yaşam üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler nedeniyle yapılan tüm protesto ve karşı kampanyalara rağmen 2000’li yıllarda yapımına başlanmıştır” dedi.
Devreye alınacak Ilısu Barajı’nın Türkiye’nin enerji kurulu gücüne katkısı yaklaşık yüzde 1.4 oranında olacağını belirten Koramaz, sözlerinin devamında şunları söyledi:
Elektrik üretiminde mevcut kurulu gücümüzün ihtiyacı fazlasıyla karşıladığı bilinmekteyken, daha fazla elektrik üretmek için binlerce yıllık tarihi ve çevreyi katledecek bir santralin devreye sokulmak istenmesi tamamen akıl dışıdır.
Koramaz sözlerinin devamında barajın devreye girmesi ile yaşanacak olası kayıpları şöyle ifade etti:
Barajın devreye girmesi ile 250’ye yakın höyük, 5 binden fazla mağara, tarihi camiler, minareler, kilise kalıntıları, sahabe kabirleri, türbeler, tarihi köprüler gibi eşsiz değerler ile henüz bilimsel kazıları yapılmamış çok sayıda arkeolojik alan ve tarım toprakları sular altında kalacaktır.
Dicle Nehri boyunca binlerce yıldır varlığını sürdüren Hasankeyf’teki eşsiz tarihsel birikim ve ekolojik sistem bir baraj için talan edilecektir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve günümüze kadar korunabilmiş 12 bin yıllık Hasankeyf, bütün itirazlara rağmen maalesef bugün yok olmakla yüz yüzedir.
Koramaz sözlerine, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) 10 kriterinden 9’unu yerine getirmesine rağmen ne hükümetin ne de UNESCO’nun Hasankeyf’in Dünya Kültür Miras listesine alınması yönünde bir girişimi olmadığını ekledi.
“Tarihi eserler tahrip edilmiştir”
Koramaz açıklamasının devamında şunları söyledi:
Her ne kadar bazı anıt eserler kamuoyunda oluşan tepkileri azaltmak amacıyla taşınmış olsa da tarihi eserlerin bulundukları yerde korunması ve sergilenmesi gerekliliği ile birkaç eseri taşıyarak yeni bir Hasankeyf inşa edilemeyeceği gerçeği, tarihi dokunun bozulmasının önüne geçildiği iddialarını yalanlamaktadır.
Öte yandan elverişsiz koşullar altında gerçekleştirilen taşıma işlemleri nedeniyle tarihi eserler tahrip edilmiştir. Binlerce yıllık Anadolu uygarlıklarının bizlere bıraktığı mirası koruyarak gelecek kuşaklara aktarmamız gerekirken, tam tersine bu değerleri yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.
“Tüm duyarlı çevreleri Hasankeyf’i sahiplenmeye davet ediyoruz”
Koramaz açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
Bu yıkıma son verilmesi için son ana kadar mücadeleye devam etme kararlılığında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, tüm duyarlı çevreleri Hasankeyf’i sahiplenmeye davet ediyoruz.