Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Dersim’de 18-24 Haziran tarihleri arasında yapacakları ziyaretlere ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim İl Örgütü’nde açıklama yaptı.
“Faşizme karşı direnişi büyütelim” pankartının açıldığı açıklamada DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz konuştu.
HDP’ye gerçekleştirilen saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı anarak sözlerine başlayan DTK Eşbaşkanı Berdan, demokratikleşme için büyük fedakarlıklarla uzun yıllardır mücadele ettiklerini söyledi. Berdan, “Kısa sürede saldırılar yoğunlaştırıldı, ‘Tasfiye edeceğiz, bitireceğiz’ anlamında birçok şey söylendi. Bugüne kadar bir sonuç alamadılar. Haklı bir dava yürütüyoruz. Kürt halkı için tek değil, Türkiye coğrafyasında yaşayan tüm halkalar için eşit özgür bir şekilde yaşamak dışında bir şansımız yok” dedi.
‘Öneriler doğrultusunda bir adım atacağız’
Dersim’in tarih boyunca direniş içinde olduğuna işaret eden Berdan, “Dersim, sistem yok etmeye çalışsa da hiçbir zaman boyun eğmeyen bir bölgedir. Seyit Rıza ve yoldaşlarının tarihe adını ve miras bıraktığı bir yerdir. 6 günlük bir programımız var. Ailelerimiz ve halkımızla bir araya geleceğiz. Onların görüşleri, önerileri varsa onları alacağız. Önümüzdeki süreçlerde de bu öneriler, görüşler doğrultusunda bir adım atacağız” ifadelerini kullandı.
“Herkes tecrit altında”
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise “Dersim’in direngen ve asi kişiliği Sakine Cansız’ı” anarak sözlerine başladı. “Sakine Cansız’ın verdiği mücadeleyle Dersim ve Kürdistan tarihinin mücadele alanına dönüştürüldüğüne” dikkat çeken Saliha, “Biz HDP, BDP, TJA, DTK olarak uzun bir süredir Kürdistan ve Türkiye’de yaşayan siyasal süreci, baskı iklimini, tecrit politikalarını, katliam ve savaş politikalarını ve Türkiye’yi getirdiği aşamayı halkımızla buluşarak anlatıyoruz. Türkiye’de son 6 yıldır yaşananların sebebi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit. Bu tecrit İmralı’daki işkence sistemiyle başlayıp, bütün cezaevlerine sonra da topluma yayıldı” şeklinde konuştu.
Çözümsüzlüğü dayatanların tecridi daha çok ağırlaştırdığının altını çizen Saliha, şunları kaydetti: “Bunun üzerinden de savaş politikasını, Türkiye’yi faşizmle kurumsallaştırmayı önlerine koyuyorlar.
Sayın Abdullah Öcalan 22 yıldır tecrit altında fakat eşi benzeri olmayan bu tecride rağmen Öcalan’ın sesini bir şekilde toplumla buluşturduğunda, toplumsal barışın, umudun oluşacağını defalarca yaşadık. Sayın Abdullah Öcalan’ın önü açılırsa ‘bir haftada çözerim’ sözleri çok kıymetli ve önemlidir. Sayın Abdullah Öcalan Kürt sorunu çözümünde birinci aktördür. Tecride karşı Kürt ve Türkiye halkları olarak birlikte mücadele etmeliyiz.”
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşılık başlatılan açlık grevlerinin 204 gündür devam ettiğine işaret eden Saliha, “Açlık grevlerinin birinci amacı tecridin kırılması ve Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması. Biz de bunu Newroz ve 8 Mart alanlarında çok net söyledik. Bu an
lamda Dersim’de mahalle, köy, ev, STÖ’ler ile halkımıza bir araya geleceğiz. Hem süreç tartışacağız, hem de karşılıklı görüş alışverişinde bulunacağız” dedi. (Jinnews)