GençlikGüncel

Boğaziçili öğrenciler: Öğrenci Meclisi’nde birleşelim! Saldırıları birlikte püskürtelim!

Boğaziçi Üniversitesi’nde polis saldırısı sonucu 14 kişi gözaltına alındı, basın ablukaya alınıp darp edildi.

Kayyum rektör Naci İnci’nin şikayeti ve Erdoğan’ın hedef göstermesi üzerine gözaltına alınan 7 Boğaziçi öğrencisinden 2’sinin tutuklanmasına karşı bugün Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenecek eylem öncesi kampüs polis ablukasına alındı. Bir süre sonra gözaltılar başladı. Öğrenciler, toplamda 13 arkadaşlarının gözaltına alındıklarını duyurdu.

Eylem öncesi polis, Anarşist Gençlik’ten Atakan Polat, Mısra Sapan, Rıdvan Gezegen, İlyas Seyrek, Nisa Durdu, Nergis Şen ve Meltem Çuhadar’ı gözaltına aldı.

Bu sırada okul içindeki öğrenciler de ellerinde tutuklanan arkadaşlarının fotoğrafları ile kapıya kadar yürüdü. Polis öğrencilerin çıkışını engelledi. Öğrenciler, “YÖK polis medya bu abluka dağıtılacak” ve “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı.

Gazeteciler alanın dışına itilerek ve kalkanlarla siper oluşturularak görüntü almaları engellendi.

Öğrenciler, ablukaya altına alınan ve çekim yapması engellenen basın mensuplarını “Basın buraya”  diyerek çağrıda bulundu. Öğrencilerden barikatın ardından polise “Halkın haber alma hakkını engelleyemezsiniz” diye seslenerek “Basın mensupları buraya geldiği takdirde, onlar engellenmediği takdirde basın açıklamamızı burada gerçekleştireceğiz. Bizim sözümüz var. Siz bizim sözümüzden eylemimizden korkuyorsunuz. Biz de sesimizi yükseltmek için toplandık. Arşivimizde, çöplüğünüzde sallayacak sözümüz yok bizim.” dediler.

Bunun üzerine polis tekrar saldırdı ve çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.

Saldırı ve gözaltılara rağmen basın açıklamasını gerçekleştirildi

Öğrenciler polis abluka ve engellemelerine rağmen açıklamalarını gerçekleştirdiler. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Dilşad Canbaz Kaya, Musa Piroğlu ve Zeynel Özen de öğrencilerin açıklamasına katılarak, destek verdi.

Basın emekçileri açıklamanın yapıldığı alana alınmadı. Öğrenciler açıklamalarında, “Boğaziçi Üniversitesi kayyumu Naci İnci’yi protesto eden sıra arkadaşlarımız, kayyum İnci’nin ihbarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin hedef göstermesi sonucunda polis saldırısıyla gözaltına alındılar.

Bu olayları takiben, arkadaşlarımız Berke Gök ve Caner Perit Özer hakkında apar topar tutuklama kararı verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır süren kayyum karşıtı eylemliliğin Cumhurbaşkanı’nın istediği yönde ilerlememesi bu tutuklamaların ve ardından gelmesi beklenen “esir siyasetinin” başlıca sebebidir.

Bizler, daha önce de pek çok arkadaşımızı talimatla tutsak aldıran Cumhurbaşkanının bu gayrimeşru söylemlerine, esir pazarlığı hevesine ve onun piyonlarının gerek açıktan gerekse gizli saldırılarına aşinayız. Evet aşinayız, fakat alışmıyoruz! Bize biçilen “mağdur edilmiş öğrenciler” kaftanını giymeyeceğimizi tekrar ilan ediyoruz. Tayyip Erdoğan ve onun kukla takımı bilsin ki, direnmeye devam edeceğiz.” dedi.

Açıklamanın devamında, “Kendisini, kendi efradı tarafından yazılan derme çatma hukuktan bile üstün gören Cumhurbaşkanının şimdiki uğraşı bilirkişilik oldu. ‘Böyle öğrenci olmaz…’ diyerek bizlere parmak sallayan Baş Kayyum Erdoğan bilsin ki biz neysek o’yuz, savunmaya çekilmeye, kendimizi açıklamak için düşman hukuku ile üstümüze gelenlere dil dökmeye razı değiliz.

Bizlerin kim olduğunu sıra arkadaşlarımız, hocalarımız, üniversitemizin emekçileri, ülkede demokrasi mücadelesine omuz verenler, bizimle mücadelesini ortaklaştıranlar, bu saldırılar karşısında yüreği bizimle birlikte atanlar; yani herkes çok iyi biliyor. Bu şartlar altında, ülkenin en büyük meşruiyet tartışmasının nesnesi olan şahsın bizlerden kim olduğumuzu kanıtlamamızı istemesi abesle iştigaldir.

Kendisine biat etmeyen herkese parmak sallamaya alışan bu şahsın bizlerden de ‘makul bir tebaa’ olmamızı bekliyor. Boyun eğmiyoruz, Erdoğan ve kayyum siyasetine karşı direnişimize aynen devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın, onların şahsında da atadığı kayyuma tabi olmayan herkesin ‘Üniversiteye sızmış kişiler’ olduğunu iddia eden Cumhurbaşkanı’na, ‘Üniversiteye sızmak’ fiilinin daha önce atadığı kayyum tarafından her sabah gizlice rektörlük binasında konuşlanmak biçiminde uygulandığı gerçeğini hatırlatmakta fayda görüyoruz.” denildi.

Açıklamada, “Bulduğu her fırsatta düzmece ‘üyelik listeleri’ yayınlama yarışına giren Cumhurbaşkanı’nın ve onun partili piyonlarının; ülkede üyelikleri ve aidiyetleri en çok tartışma konusu olan kişiler olması bir tesadüf değil. Kendi zayıflıklarını ve meşruiyet tartışmalarını öğrencilere ve tüm gayrimemnun kesimlere ‘Terörist’ niteliği atfederek aşabileceğini düşünen bu tartışmalı iktidar fena halde yanılıyor. Kriziniz büyüyor, sonunuz yaklaşıyor.

Ülkede demokrasi mücadelesine yönelik bu tip saldırılar tüm hızıyla sürmekteyken, bu mücadelenin içinde yer alan Boğaziçi’ne yeniden saldırılmasını bir sürpriz olarak görmüyoruz.

İki arkadaşımızın bir gecede tutsak edildiği Türkiye zindanlarında, henüz yargılamaları bile tamamlanmamış on binlerce siyasi mahkumun olması bunun açık delilidir. AKP’nin saldırılarından aldığımız pay kadar, mücadelede üzerimize düşen payın da bilincindeyiz! Ne baş kayyuma, ne de ülkenin dört bir yanına atadığı piyonlara biat etmedik, bizi tabi kılmak istediği gayrimeşru hukuka tabi olmadık.

Cumhurbaşkanı’nın “Bunlar…” diye başlayan, görünüşte iddialı ama içi kof söylemleri bizi korkutmaya yetmedi, yetmeyecek. Tutsak arkadaşlarımızın bize seslenme fırsatı buldukları ilk anda “Mücadele umuttur!” diye haykırmaları bu gerçeği apaçık gösteriyor. Daha önce olduğu gibi arkadaşlarımızı alacağız, bir kişiyi dahi geride bırakmadan ilke ve taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz. Burada hem kamuoyuna, hem de Boğaziçi Üniversitesindeki tüm insiyatiflere ve arkadaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz:

Arkadaşlarımızın tutuklanmasına ve kayyum saldırılarına birleşik mücadeleyle karşı koyalım! Anti-demokratik yönetime karşı olan öğrencilerin tamamı tarafından benimsenecek ilkeler etrafında, Öğrenci Meclisi’nde birleşelim! Saldırıları birlikte püskürtelim!”

Musa Piroğlu: Onlar Kaybedecek, hesap verecekler

Öğrencilerin açıklamasının ardından HDP milletvekilleri basının engellendiği alana gelerek, açıklama yaptı. HDP’li vekil Özen, öğrencilere yönelik polis müdahalesinin her anını gördüğünü belirterek, “Bu ceberut, işgalci iktidar üniversiteleri, belediyelerini gasp ediyor. Boğaziçi Üniversitesi bugün halklarımızın umudu olmuştur. Öğrenciler demokratik haklarını kullanıyorlardı. Görüşmeleri yaparken öğrencilere saldırarak gözaltına aldılar. 5 yıl önceki polisler nasıl hesap verdiyse bugünküler de hesap verecekler” dedi.

Açıklamada konuşan HDP Milletvekili Musa Piroğlu ise “Hakkını arayan herkes ağır polis saldırısıyla eziliyor. Bunun duyurulmaması için basın susturulmaya çalışılıyor. Bu iktidarın korkusu gerçeğin halka ulaşmasıdır. Bu ablukaları yıkacağız. Onlar kaybedecekler. Kazanan biz olacağız. Onlar kaybedecek, kaybediyorlar. Kazanan biz olacağız. Kazanan gerçek olacak. Kazanan özgürlük olacak. Boğaziçi’nin direnişi bu ülkenin onurudur; kararlılığın, diz çökmemenin göstergesidir. Bunların sorumlusu İçişleri Bakanı’dır, İçişleri Bakanı’nı orada tutan Saray’dır. Bu zulümle, bu zorbalıkla bizi durduramazlar. Bunun hesabını bundan önceki amirleri verdi, bunlar da verecek. Peşlerinde olmaya devam edeceğiz.”” diye belirtti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu