Güncel

AÇIKLAMA | Ezilen Suriye Halkını ve Rojava Devrimini Savunalım!

Proletarya Partisi Suriye'de cihatçı çetelerin saldırılarına yönelik bir açıklama yayımladı.

“Genel olarak Suriye halkı özel olarak Rojava Devrimi, bir kez daha emperyalistlerin, faşist ve gerici devletlerin, DAİŞ artığı çete gruplarının katliam tehdidi altındadır. Siyonist İsrail’in Lübnan’daki ateşkes anlaşmasına paralel olarak Suriye İdlib’te üslenen DAİŞ artığı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve faşist TC devletinin denetiminde olan Suriye Milli Ordusu (SMO) ve diğer çete grupları Esad Rejimi’nin denetiminde olan Haleb şehrine yönelik büyük bir işgal saldırısı başlattı ve şehri işgal ettiler. Bir milyona yakın Haleb’li yerinde edildi. Haleb ve çevresinde Afrin’den göç ettirilmiş Kürt halkı katliam tehdidi altındadır. Yine Haleb’de başta Kürt mahalleleri olmak üzere, Hristiyan ve Ezidi halk, DAİŞ artığı çetelerin katliam tehdidi altındadır.” sözlerine yer verilen açıklamada Haleb’e yönelik işgal saldırısına ilişin değerlendirmelerde bulunuldu.

“Çetelerin Haleb’e yönelik saldırısının doğrudan ABD-İsrail ve TC ortaklığıyla gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır”

tkpml.com sitesinde yer alan “Emperyalist Saldırganlığa, İşgal Saldırılarına ve Katliamlara Karşı Ezilen Suriye Halkını ve Rojava Devrimini Savunalım!” Türkiye Komünist Partisi Siyasi Büro açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Haleb’e yönelik işgal saldırısı, bir NATO üyesi olan TC devleti, ABD emperyalizmi ve siyonist İsrail’in bölgesel politikalarından bağımsız değerlendirilemez. Bu saldırı bölgede hakim olan emperyalistler arası güç mücadelesi ve pazarlık unsurlarını içinde barındırsa da somut olarak; Esad rejimini düşürmek, Hizbullah için İran’dan Lübnan’a giden tedarik yolunu kesmek, İran’ı geriletmek ve Rusya’yı Suriye’deki mevzilerini savunmak için Ukrayna’dan güç ayırmaya zorlamayı hedeflemektedir.

ABD ve AB emperyalistleri, Ukrayna aracılığıyla DAİŞ artığı çetelere İnsansız Hava Aracı kullanımı da dahil olmak üzere “danışman”lar sağlamıştır. TC devleti, çetelere her türlü lojistik desteği sunmuş ve dahası saldırıyı sevk ve idare etmiştir. Siyonist İsrail ise görünüşe göre patlayıcı çağrı cihazı/telsiz saldırısını Suriye’ye de uygulamış ve DAİŞ artığı çetelerin saldırısında Esad rejiminin taktik komuta ve kontrolünü bozmuştur.

Her fırsatta İsrail’i lanetleyen ve Filistin halkının yanında olduğunu propaganda eden faşist TC devleti, bir yandan İsrail’le başta petrol sevkiyatı olmak üzere her türlü ticareti sürdürürken diğer yandan eğitip donattığı ve İdlib’te koruma altında tuttuğu çeteleri aracılığıyla Haleb’i işgal edip elini güçlendirmek istemektedir. Bu hamle aynı zamanda DAİŞ artığı çetelerin iplerinin salınmasıyla siyonist İsrail’e dolaylı destek anlamına gelmektedir.

Bu çetelerin Haleb’e yönelik saldırısının doğrudan ABD-İsrail ve TC ortaklığıyla gerçekleştirildiği, hem çete unsurlarının paylaşımlarından hem de TC havuz medyasının propaganda yayınlarından anlaşılmaktadır.”

“Rojava Devrimi, DAİŞ benzeri yeni bir tehlike ile karşı karşıyadır.”

Açıklamada TC devletinin Suriye’deki hedefinin Kuzeydoğu Bölgesel Özerk Yönetimi olduğuna dikkat çekilen açıklamada  Rojva Devriminin ve Kürt hareketinin tasfiye edilmesi amacının stratejik bir hedef olarak belirlendiği vurgulandı.

Açılma şu sözlere yer verildi:

“Batı emperyalizmi, DAİŞ artığı çeteleri “Esad rejimi muhalifleri” olarak propaganda ederken, TC devleti kendisinin de “terör örgütü” olarak tanımladığı HTŞ ile Haleb saldırısında ortak iş tutmaktadır. Yandaş medya, “Haleb, Türk yurdudur” propagandası eşliğinde DAİŞ artığı çeteleri “Esed rejimi muhalifleri” olarak pazarlıyor. TC faşizminin, çetelerle koordineli hareketi bir sır olmamakla birlikte Haleb’e yönelik son işgal saldırısı bu gerçeği bir kez daha teyit etmiş durumdadır.

TC devletinin Suriye’deki işgal saldırılarının bir diğer hedefi de Kuzeydoğu Bölgesel Özerk Yönetimi’nin tasfiye edilmesidir. TC faşizmi açısından Rojava Devrimi’nin ve Kürt ulusal hareketinin kazanımlarının tasfiye edilmesi, stratejik bir hedeftir. Yani TC faşizminin eğitip donattığı, sevk ve idare ettiği DAİŞ artığı çetelerin saldırısının bir hedefi de Rojava Devrimi’dir. Nitekim SMO denilen Türkiye kontrolündeki cihatçı çeteler, Özerk Yönetim’in denetimindeki bölgelere karşı “Özgürlük Şafağı” adını verdikleri bir saldırı başlattılar. Rojava Devrimi, DAİŞ benzeri yeni bir tehlike ile karşı karşıyadır.

ABD ve İngiltere’nin başını çektiği NATO ekseni; HTŞ ve SMO gibi çete gruplarından DAİŞ yaratma ve bunun üzerinden Suriye’nin bütününde hakimiyet kurmak istemektedirler. Diğer yandan bu senaryonun sahada aktif olarak yer alan aktörü TC faşizmi de çeteler eliyle Rojava topraklarını işgale soyunmuş ve Şehba Tıl Rıfat hattında bunu fiili olarak başlatmıştır. Bu bölgede onbinlerce insan doğrudan TC faşizminin sevk ve idaresinde DAİŞ artığı çetelerin katliam tehdidi altındadır.

Bütün demokrat, yurtsever, devrimci ve ilerici kesimler, ezilen Suriye halkının yanında olmalı, Rojava’nın ve Kürt ulusunun kazanımlarının savunulması için seferberlik çağrısına kulak vermelidir.

 

Kahrolsun Her Türden Emperyalist Saldırganlık, İşgal ve İlhak Siyaseti

Suriye halkını ve Rojava Devrimi’ni Savunalım!

Yaşasın Rojava Devrimi!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu