1921 Anayasası’nda Kürt halkının temel haklarının muhtariyet düzeyinde güvence altına alınmaya çalışılırken, 1924 Anayasası ile başlayan inkar ve ret politikalarının Kürt halkını “isyanlar süreci” olarak nitelendirilebilecek bir mecrada haklarını arama ve bunun için mücadele etme yoluna sevk ettiğini vurgulayan HDP Yürütme Kurulu açıklamasında şunları belirtti:
“Devletin kurucu aklının barışçıl talepleri karşılamak yerine, şiddetle bastırma yolunu tercih etmesinin sonucunda Kürt halkı sistematik olarak katliam ve sürgünlere maruz bırakıldı. 1926’da başlayan, 1927 ve 13 Temmuz 1930’da Van’ın Erciş ilçesi sınırları içerisinde bulunan Zilan Deresi’nde gerçekleşen insanlık dışı uygulamalarla 10 binlerce insan katledildi, yüzlerce köy yakılıp yıkıldı. İmha operasyonunun devamında Kürt halkı yüzlerce yıllık topraklarından sürüldü; bölge nüfus politikaları ve siyasi mühendislik faaliyetleriyle adeta etnik bir temizlikten geçirildi.
Zilan Katliamı salt tarihin bir döneminde gerçekleşmiş ve o dönemde kalmış bir uygulama değildir. Bu politikalar, bugün de siyasi iktidar tarafından sürdürülmektedir. Dün olduğu gibi bugün de Kürt halkının temel hakları ve talepleri şiddetle bastırılmaktadır.
13 Temmuz 1930’da Van’ın Erciş ilçesi sınırları içerisinde bulunan Zilan Deresi’nde gerçekleşen ve 10 binlerce Kürt’ün katledilmesiyle sonuçlanan katliam, bu ülkenin yüzleşmesi gereken büyük bir kırım ve insani trajedi olmuştur. Katliamın etkileri bugün de bölge halkının kolektif hafızasında büyük bir yara olarak durmakta, dilden dile ve nesilden nesile aktarılmaktadır.
Yapılması gereken, Zilan başta olmak üzere binlerce insanın katledilmesiyle sonuçlanan süreçlerle yüzleşmek ve ülkenin demokrat ve aydınlık geleceğinin tesisi için harekete geçmektir.
89’uncu yıldönümünde Zilan Deresi’nde kadın, erkek, yaşlı, çocuk katledilen on binleri saygı ve rahmetle anıyor, acılarını yüreğimizde hissediyoruz. Sorumluları tarih ve toplum önünde mahkum etmeye yönelik mücadelemiz güçlü bir şekilde devam edecektir.” (Haber Merkezi)