Emperyalizmin sivri ucu ”küreselleşme” masalını da, kapitalist barbarlığı da, emeğin köleleştirilmesine dayalı düzenleri de, tarihin çöplüğüne savurmada gerillanın söyleyeceği ”son söz” bitmedi; onun tetik sesleri ”dünyanın kırlarını” aydınlatmada gecikmeyecek ve kapitalist kabuk çevresiyle birlikte çatırdayıp bir doğa yasasının zorunluluğu ile parçalanacaktır. Bu parçalanmada gerilla, çağımızın savaş tarzı olarak üzerine düşeni mutlak biçimde yerine getirerek bu parçalanmayı çabuklaştıracaktır.
Yeter ki, dünya devriminin ”fırtına merkezleri”nde, ”savaşçı partiler”, ”uzun süreli ve dağınık halk gerilla savaşı”nı kendi devrimlerinin özel gelişme yoluna, kendi savaş iklimlerine bağdaştırma başarısını gösterebilsin; işte, ”kızıl kıyamet” o zaman kopacaktır!