Nubar Yoldaş… Ölümsüzleşmesinin üzerinden koskoca 7 yıl geçmiş. İlk ölümsüzleştiği yılda birkaç yazı kaleme almıştım. Ancak bu yıl hiç olmadığı kadar onu yazma ihtiyacı hissediyorum.
Çünkü bugün hiç olmadığı kadar Ortadoğu ve Kafkas halkları emperyalistler ve bölge gerici devletlerin savaş ve işgal saldırıları altındadır. Nubar yoldaşın ayak bastığı her karış toprak, eskisinden daha fazla halkların mezarlığa dönüştürülmekte, ezilen halklar için yürüttüğü savaş ise bugün ezilenlerin elinde, kurtuluş ve özgürlük savaşına dönüşmüştür.
Halasının onun çocukluğunu tarif ederken, “Nubar’ı ağaçların tepelerinden indiremez, deniz diplerinden de çıkaramazdık” sözleri, Nubar yoldaşın yaşamı ve mücadelesinde yakaladığı derinliği ve yüksekliği göstermesi açısından çarpıcıdır. Nubar yoldaş, sınıf mücadelesinin ve ezilen halkların mücadelesinin en yükseklerine çıkmış ve en derinliklerine işlemiştir. Proletarya Partisi, nasıl ki Ekim Devrimi ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin bir parçası ise Nubar yoldaş da Türkiye ve Türkiye Kürdistanı devrimini kendine pusula yaparak Filistin’den Artshak’a, Güney Kürdistan’dan Rojava’ya uzanan tüm tarihsel süreçlerde zalimlere karşı yürüttüğü mücadele ile Proletarya Partisi’nin bir parçası ve savaş tarihi olmuştur.
Bugün her zamankinden daha fazla anlatılmaya ve anlaşılmaya ihtiyacı vardır, Nubar yoldaşın. Çünkü Filistin, Kürdistan, Artshak, Ermenistan ve Türkiye halklarının uğradığı sınıfsal ve ulusal baskıların, topraklarının işgal edilmesinin, katledilmelerinin ve tüm bunlar karşısında gösterdikleri fedakarlıkların direnişin daha fazla anlatılmaya ve anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Sadece bu mu? Tabi ki değil. Ve elbette esas olan ezilen halkların mücadelesini desteklemek ve pratik tutum almak, mücadelelerin bir parçası olmak gerekir tıpkı Proletarya Partisi’nin üyesi Halk Ordusu’nun en değerli komutanlarından Nubar Ozanyan gibi… Her dilden bir adı olan ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımayan Nubar yoldaş, sadece Proletarya Partisinin komünist kimliğini taşıdı. Tüm yaşamı boyunca kimliğine yakışır yaşadı ve ölümsüzleşti.
89-91 yılları arasında İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında Filistin halkıyla omuz omuza savaştı. Filistin ulusal direnişi Hamas öncülüğünde 14 direniş örgütünün katıldığı ve “Aksa Tufanı” ile işgalci ve ilhakçı Siyonist İsrail devletine tarihi bir ders verdi. 7 Ekim 2023 günü Filistin davasının artık tasviye edildiğini düşünen emperyalistlere ve bölge gerici devletlere karşı unutulamayacak bir tarih olarak yerini aldı. Birinci yılını dolduracak olan Filistin’deki direnişte on binlerce insan katledildi, yerleşim yerleri yerle yeksan edildi. Bu süreçte dost düşman ayrımı daha da netleşti. Filistin halkının gerçek dostlarının tüm dünyadaki ezilen halkların devrimcilerin ve komünistlerin olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Tıpkı Nubar Ozanyan ve partisinin olduğu gibi. Özellikle Filistin’de kullandığı çok sayıda roketatarla büyük hasar gören Nubar yoldaşın kulakları Filistin’deki muazzam direnişi ve dünyanın çeşitli yerlerinde Filistin için yükselen sesleri çok iyi duydu.
Çocukluğu Ermeni yetimhanelerinde geçen Nubar yoldaş, okulda başarılı bir öğrencilik geçirmedi ancak halkının soykırım gerçekliği ve nedenleri üzerine cesaretle yürüyen ve açıkça dile getiren Komünist İbrahim Kaypakkaya’nın en başarılı ve cesur öğrencilerinden biri oldu. Bir Ermeni olarak 91-92 yılları arasında gerici Azerbaycan devletinin Artshak’a yönelik işgal saldırılarına karşı gelişen direnişte yerini aldı. O gün Artshak halkı, Monte Melkonyan, Leonid Azgaldyan Nubar Ozanyan gibi kendi ulusundan devrimcilerin ve komünistlerin öncülüğünde topraklarını savunabildi. Ancak geçtiğimiz yıl devrimci hareketlerden ve öncülerinden yoksun Artshak’taki Ermeni halkı, Azerbaycan gericiliğinin TC faşizmi ve İsrail Siyonizmi destekli işgal saldırısı ve Paşinyan hükümetinin teslimiyetçi çizgisiyle birleşince binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kaldı. Yüz sekiz yıl sonra Ermeni halkına bir kez daha soykırım dayatılan Artshak Ermenilerinin özgürce ayrılma hakkı yok sayıldı. Yüzbinlerce insan tüm dünyanın gözü önünde canlı yayın eşliğinde yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda bırakıldı.
Ermenistan’dan bir genç, yoldaşın ölümsüzleşmesinin ardından verdiği bir röportajda şunları ifade etmişti. “Nubar abi bu savaşın halkın savaşı olmadığının da farkındaydı. Bana bir gün şöyle bir şey demişti. ‘Biz 90’larda savaş halindeyken Ermenistan devleti Azerbaycan’a elektrik satıyordu.’” Nubar yoldaş sınıf bilinçli bir proletarya olarak Ermeni ulusal burjuvazisini de teşhir etmiş, o gün ile bugün arasındaki benzerliği ortaya koymuştur.
Nubar yoldaşın mücadele yaşamının son direniş duraklarından olan Medya Savunma Alanları ve Rojava toprakları faşist TC devletinin işgal ve ilhak saldırıları altındadır. Faşist TC devleti Irak hükümetini arkasına alarak KDP’yi de bizzat sahaya sürerek Irak Kürdistanı’nda işgal alanlarını genişletmeye ve gerillayı tasfiye etmeyi amaçlamaktadır. Gerillanın insan iradesini zorlayan direnişinin yanında özellikle Newroz’da açıklanan İHA ve SİHA’ları etkisiz hale getirecek askeri teknik kapasiteye sahip olmaları savaşı büyük oranda gerillanın lehine çevirdi. Nubar yoldaşın aramızdan ayrıldığı süreç boyunca eminim en mutlu olacağı heyecanlanacağı haberlerden biri olacaktı. Çünkü Nubar yoldaş, ülkede maalesef düşmanın eline geçen ve düşmanın dahi tanımlayamadığı, adı gazete manşetlerinde “TİKKO Füzesi” olarak geçen güdümlü füzeyi ilk kez ülkeye getiren bir yoldaştır. O askeri olarak muazzam bir tecrübeye, yeteneğe, akla sahipti. Ölümsüzleştiğinde henüz Rojava’da TC destekli DAİŞ çeteleri ile mücadele sürüyordu. DAİŞ yenilince çıkarları bozulan TC devleti, 2018’den beri bizzat kendisi Rojava topraklarını işgal ve ilhak ediyor. Bu yıl, kendini örgütleme düzeyinde önemli bir aşama kaydeden Rojava Ermenileri onu anma çalışmalarını “Faşizme ve işgal saldırılarına karşı Nubar Ozanyan çizgisinde birleşelim” şiarı altında çalışmalarını sürdürüyor.
Onun tüm yaşamı boyunca parçası olduğu Kürt, Arap, Ermeni, Türk, Süryani, Asuri ve Ezidi halklarının mücadelesi kendi 40 yıllık mücadele tarihinde toplayan Nubar yoldaş, bu halkların mücadelesini tek bir devrimde bir parçada toplayan Rojava’da ölümsüzleşti.
Onun mücadele tarihi, ezilen Ortadoğu ve Kafkas halklarının mücadele tarihidir. Bütün yaşamı, proletaryanın ve ezilen halkların savaşmaktan başka gerçek kurtuluşunun olmadığının ispatıdır.
“…
Bütün haklı kavgalarında dünyanın
dövüştüm, diyebildiğim zaman
Okudum bütün kitapları, bütün şiirleri yazdım
Ve topladım bütün dillerin en güzel sözlerini,
sıraladım tek bir sözlükte
Bütün mayınları, bütün dikenli telleri
ayıkladım sınırlardan
Ve bir tek zorba çıkmadı önüme.
Bu dünyada acı çeken tek bir insan yoktur,
diyebildiğim zaman…” (Ahmet Erhan)
İşte o zaman ölecek Nubar yoldaş…
Sefagül Aslan