Urfa’nın Suruç ilçesinde, 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları, Şenyaşar ailesine ait işyerinde aile fertlerine silahlı saldırıda bulundu. Saldırıda, Celal, Adil, Ferit, Fadıl ve Mehmet Şenyaşar kardeşler yaralandı. Şenyaşar ailesine yönelik saldırı Suruç Devlet Hastanesi’nde devam eden saldırıda ise çocuklarını görmeye giden Hacı Esvet Şenyaşar ile oğulları Adil ve Celal Şenyaşar katledildi, diğer kardeşler ise ağır yaralandı. Şenyaşar ailesine yönelik işyerinde başlayan saldırıdaki soruşturmada, kameralara da yansıyan Celal ve Adil kardeşleri katleden İbrahim Yıldız hakkında “arama kararı” çıkarıldı, ancak 5 yıldır bulunamadı. İbrahim Yıldız’ın 16 Mart’ta özel bir hastanede mide ameliyatı olduğu sırada yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Yıldız’ın 5 yıl firari olduğu dönemde AKP milletvekilli İbrahim Halil Yıldız’ın yeğeniyle evlendiği ve çocuk sahibi olduğu da ortaya çıktı.
MA’dan Mahmut Altıntaş’a konuşan Şenyaşar ailesinin avukatlarından ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şube Eşbaşkanı İbrahim Halil Öyke, İbrahim Yıldız’ın 5 yıllık firari döneminde hiçbir zorluk yaşamadığını, bununda etkin bir soruşturma yürütülmediğinin en büyük göstergesi olduğunu ifade etti.
Yıldız’ın firari durumundan dolayı dosyanın tefrik edilerek ayrı bir dosya olarak devam ettiğini belirten Öyke, Yıldız’ın yakalama kararından dolayı dosyada hiç bir işlemin yapılmadığını söyledi. Yıldız’ın hakkında arama kararı olmasına rağmen evlenip çocuk sahibi olabildiğine dikkat çeken Öyke, “5 yıldır hakkında yakalama kararı olan bir kişi hayatını gayet normal bir şekilde idame etmiş, son olarak da basından hayatını kaybettiğini öğrendik. 5 yıl boyunca şahıs hiç bir olumsuzluk yaşamamış, evlenmiş çocuk sahibi olmuş. Yani normal hayatını sürdürmüş, en sonda hastanede mide ameliyatı olacağı zaman yaşamını yitirmiş” şeklinde konuştu.
Yıldız’ın 5 yıldır firari olmasına rağmen normal hayatını devam ettirmesinin cezasızlık politikasının bir sonucu olduğunu söyleyen Öyke, “Burada asıl önemli olan, hakkında yakalama kararı olmasına ve ciddi bir suç faili olmasına rağmen yakalanmamış olması. Biz yakalanamadı demiyoruz, yakalamadılar aslında. Bilerek yakalamadılar, dosyanın tamamında gördüğümüz cezasızlık politikalarını burada da görüyoruz. Şahıs yıllarca korundu bir şekilde ve normal hayatını sürdürdü. Farklı kimlikler kullanarak normal hayatını sürdürdü, sağlık problemlerini halletti, yani hiç bir sorun yaşamadan normal hayatını sürdürdü” ifadelerini kullandı.
‘Etkin bir soruşturma yürütülmedi’
Şenyaşar ailesi soruşturma dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmediğine değinen Öyke, şöyle konuştu: “Dosyanın tamamına baktığımız zaman diğer failler açısından da cezasızlık politikasının bir devamı olduğunu görüyoruz. Dosyadaki birçok failin ifadesi 4’üncü yılın sonunda alınmıştı, gözaltılar 4’ünücü yıllın sonunda olmuştu. Burada hakkında yakalama kararı olan bir şahsın normal yollarla sağlık problemlerinden dolayı hayatını kaybetmesi, etkin bir soruşturmanın olmamasının en bariz örneğidir. Şahsın yakalama kararına rağmen 5 yıl boyunca farklı farklı kimlikler ve farklı şehirlerde yaşadığı iddiası da var. Buda şahsın hiçbir şekilde etkilenmediğini, normal bir hayat yaşadığını ortaya çıkarıyor. Buda dosyada gerek kolluk kuvvetlerinin, gerekse savcılığın etkin bir soruşturma yürütmediğinin en bariz göstergesi.”
‘Sürekli yardım edilmiş’
Yıldız’ın sahte kimliklerle farklı şehirlerde yaşadığının da ortaya çıktığını aktaran Öyke, “Şahıs sadece sahte bir kimlik kullanmış, kimliğin kendisine temin edildiği de ortada. Yani kendisine yardım edildiğini gösteriyor. Kendisine başka kimlikler temin edilebilmiş. Firar döneminde kendisine yardım edenlerin olduğu da ortaya çıkıyor. Etkin bir soruşturma yürütülmediğinden dolayı şahıs hiçbir şekilde kendisini kamuflaj etme gereği duymamış. Rutin hayatı neyse onu yapmış, bir zorlukta yaşamamış. Sürekli kendisine yardım edilmiş” dedi.
