Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta düzenledikleri eylemlerinin 813’üncüsünü koronavirüs nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi. Bu hafta 28 Aralık 1980’de İzmir’de gözaltına alınarak cenazesi kaybedilen ve daha sonra cenazesi İzmir Bornava Hacılarkırı Kimsesizler Mezarlığında bulunan İlyas Has için adalet talebinde bulunuldu.
Açıklamada ilk olarak konuşan İlyas Has’ın kardeşi İmran Has, “Ağabeyim idam edildikten sonra cenazesi bize teslim edilmeden defin edildi. Bize bir bilgi veya bir evrak verilmedi. Bu yüzden mezarı 28 yıl boyunca kayıp kaldı. Biz bu 28 yıl içerisinde mezarını bulma mücadelemizi hiç sonlandırmadık. Aile olarak bir sonuca varamadık ama 2012’de Hüseyin Yılmaz ve Mesut Güngör tarafından mezarının İzmir Bornava Hacılarkırı Kimsesizler Mezarlığında olduğunu öğrendik” dedi.
Ağabeyinin cenazesini arama sürecinde annesi, babası ve ablasını kaybettiğini sözlerine ekleyen Has, “Onlar ağabeyimin mezarının bulunduğunu öğrenemeden aramızdan ayrıldılar. Umarım diğer kayıplar bulunur” diye belirtti.
“Bir mezarı olsun istiyordu”
Ardından 10 Haziran 1980’de gözaltına alınarak cenazesi kaybedilen Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney konuştu. Amcasının işlemediği bir suç yüzünden idam edildiğini ifade eden Güney, “Amcamın cenazesi o zaman bize verilmek üzere devlet yetkililerine verildi. Ama o devlet yetkilileri amcamın cenazesini bize çok gördüler ve bize teslim etmediler. Babaannem Zeynep Güney oğlunun başında dua edebilecek bir mezarı olsun istiyordu. Ancak ömrü buna yetmedi. Oğlunun mezarı bulunmadan yaşama veda etti. Bunun sonucunda bizler bu mücadeleyi yürütüyoruz. Ömrümüz yettiğince amcamın akıbetini sormaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Bu haftaki basın metnini ise Cumartesi İnsanlarından Ayşe Yıldız okudu. Tekirdağ Malkaralı olan Has ailesinin İzmir’de yaşadığını söyleyen Yıldız, “25 yaşındaki oğulları İlyas Has, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde gözaltına alındı. Tutuklanan İlyas Has hakkında hazırlanan iddianame ile dava açıldı. İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı İki Numaralı Askeri Mahkemesinde görülen davada iddianamedeki suçlamanın vasfı mahkeme tarafından değiştirildi. İlyas Has, iddianamede yer almayan ‘Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs’ suçlaması ile yargılandı. 18 Ocak 1982 tarihinde ölüm cezasına mahkum edildi” ifadelerini kullandı.
7 Ekim’de idam edildi
“Yerel mahkeme savcılığı, sanık hakkında Türk Ceza Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca ceza indirimi uygulanması gerektiğine dair temyiz talebinde bulundu” diyen Yıldız, başsavcılığında bu görüşe iştirak ettiğini belirtti. Askeri Yargıtay 1’inci Dairesi’nin temyiz talebini reddettiğini söyleyen Yıldız, 20 Ekim 1982 tarihinde idam kararının oybirliği ile onayladığını ifade etti. Has’ın avukatı Kasım Sönmez’in, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu dile getiren Yıldız, bu talebin de ret edildiğini söyledi. “2 yıl bekletilen dosya Turgut Özal hükümeti döneminde aniden raftan indirildi ve idam kararı hızla TBMM ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından onaylandı” diyen Yıldız, Has’ın, 1984 yılının 6 Ekim’i 7 Ekim’e bağlayan gece Buca Kapalı Cezaevi’nde idam edildiğini hatırlattı.
28 yıl önce cenazesi bulundu
İdam sonrası Has’ın bedeninin ailesine teslim edilmeden görevliler tarafından defnedildiğini sözlerine ekleyen Yıldız, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ailesi yaptığı başvurulara rağmen onun defnedildiği yeri öğrenemedi. Baba Recep, abla Fatma ve anne Rafet Has, İlyas’ın mezar yerini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. İlyas’ın idamından 28 yıl sonra İzmir’deki arkadaşları onun mezarını bulmak için uzun ve titiz bir araştırma yürüttüler. İlyas’ın izini sabırla süren arkadaşları onu, Bornova’da askeri kışlanın yanında bulunan Hacılarkırı Mezarlığı’nın kimsesizler bölümündeki isimsiz bir mezarda buldular. İlyas Has’ın idamının 28’inci yıldönümü olan 7 Ekim 2012 tarihinde arkadaşları ve İlyas’ın kardeşi İmran Has, İlyas’ın mezar yerine ulaştıklarını kamuoyuna açıkladılar ve ilk kez bir anma gerçekleştirdiler.”
“36 yıllık cezasızlığa son verin”
Bugün de zaman zaman gündeme getirilen idam cezasının yaşam hakkını ortadan kaldıran bir devlet şiddeti olduğunu ifade eden Yıldız, “Devlet eliyle taammüden işlenmiş bir cinayettir. Demokratik devletler ve demokratik toplumlar her koşulda yaşam hakkını istisnasız korumak zorundadır. İlyas Has’ı dönemin yasalarını bile çiğneyerek idam edenler ve onun bedenini kaybedenler insanlığa karşı suç işlediler. Adli ve siyasi makamlara, bu suçla ilgili 36 yıldır süren cezasızlık uygulamasına son vererek adaleti sağlayacak süreci başlatma çağrısında bulunuyoruz” diyerek Has ve tüm kayıplar için adalet talebinde bulundu.