90’lı yıllar Kürdistan’da kaçırmaların, katliamların ve katledilmelerin yılları oldu. O dönemde katledilen Kürt siyasetçilerden biri de Demokrasi Partisi (DEP) Mardin milletcekili Mehmet Sincar’dı.
Demokrasi Partisi (DEP) Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, 4 Eylül 1993 yılında Parti Meclisi üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç’ın “faili meçhul” bir şekilde katledilmesine dair incelemede bulunmak amacıyla gittiği Batman’da, İl Örgütü yöneticileri olan Metin Özdemir ile birlikte Elma Sokak’ta uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Cinayetin hemen ardından Batman’da sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, dönemin Devlet Bakanları Necmettin Cevheri ile Mehmet Gölhan cinayeti işleyen tetikçinin 24 saat geçmeden yakalandığını duyurdu. Benzer şekilde dönemin Başbakanı Tansu Çiller de faillerin yakalandığını açıklarken, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ise, yapılan açıklamaların aksine “İşi batırdılar. Çıkacak işi batırdılar. Biraz susalım” şeklindeki açıklaması ile faillerin yakalanmadığını duyurdu.
Akabinde daha önce failin yakalandığı söyleyen hükümet yetkilileri tek tek faillerin yakalanmadığı yönünde açıklamalar yaptı.
Üzerinden 27 yıl geçen cinayeti ilk olarak Türk İntikam Tugayları (TİT) olarak anılan paramiliter yapı üstlendi. İşlenen cinayete dair bilgiler ise, üç yıl sonra 3 Kasım 1996 tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde yaşanan ve devlet, siyaset, mafya üçgeninin açığa çıktığı “Susurluk Kazası” ile ortaya çıktı.
Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Kutlu Savaş tarafından “Susurluk Kazası” ile ilgili hazırlanan raporda, Sincar cinayetinin “Yeşil” olarak bilinen Mahmut Yıldırım ile itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu tarafından işlendiğine yer verildi. Rapor, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a iletilirken, bahsi geçen isimlerden JİTEM kurucularından Mahmut Yıldırım’a hiçbir zaman ulaşılmadı.
İşlenen cinayetten Hizbullah tutuklusu Cihan Yıldız ve firari sanık Ejder Arpa sorumlu tutuldu. Yıldız yapılan yargılamada müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Firari sanık Arpa’ya ise hiçbir zaman ulaşılamadı. Diğer faillerin araştırılmadığı dosya tutuklu tek sanık olan Cihan Yıldız üzerinden kapatılmak istendi.
Yıldız’ın avukatının yeniden yargılama talebi Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından Mart 2019’da kabul edildi. AYM’nin “Askeri mahkemelerde yapılan yargılamalarda hak ihlali yaşandığı ve ihlalin yeniden yargılama ile giderilebileceği” yönündeki değerlendirmesi ile Yıldız’ın tahliyesine karar vermesi ile dosya yeniden görülmeye başlandı.
Tutuklu kimsenin kalmadığı dosyada yeniden yargılama 2 Ekim 2019’da Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Görülen ilk duruşmada sanık Cihan Yıldız’ın tutuklanmasına dair talep reddedildi. Davanın ikinci duruşması pandemi tedbirlerinin yoğun olduğu Haziran ayına denk geldiği için görülmedi. 2 Kasım’da görülecek duruşmada da karar çıkması beklenmiyor.
27 yıldır karanlıkta kalan Mehmet Sincar cinayeti dosyasına dair “Türkiye’de hiçbir şey değişmedi” diyerek, geçmiş ile yüzleşilmesi gerektiğini söyleyen kardeşi Ali Sincar ise HDP Mardin İl Eşbaşkanı iken gizli tanık ifadeleri gerekçe yapılarak tutuklandı.
Hala tutuklu bulunan Sincar, ağabeyinin katledilmesinin yıldönümünde talebimiz doğrultusunda kaldğı cezaevinden avukatı aracılığıyla mesaj gönderdi.
Cinayetin faillerinin 27 yıldır korunduğunu, kendilerinin ise hukuksuz gerekçelerle tutuklandığını dile getiren Ali Sincar, “Daha önce dediğim gibi Türkiye’de hiçbir şeyin değiştiği yok. Mehmet Sincar dosyasında adaletin sağlanması, faillerin ortaya çıkarılması ancak Türkiye’nin geçmişle yüzleşmesi ile mümkündür. Bu dosya Türkiye’nin karanlık dönemlerinin aydınlatılması için bir başlangıç olabilir” ifadelerini kullandı. (MA / Ahmet Kanbal)