Marmara Üniversitesi’nde Yurtsever arkadaşlarla hem gezi direnişini hem de ana dilde eğitimin önemini tartıştığımız bir form örgütledik. Formda Kürtçe şiirler ve türküler söylendi ve süreci değerlendiren bir tartışma yürütüldü. Daha sonra YDG’ li yoldaş konuşma yapmak için söz istedi. ‘’Bir ulusun dili bir halkın kimliğidir. Devlet Kürt Ulusuna yıllardır zulmetmekte ve Kürt halkını katletmektedir. Ya Türk olacaksın ya da öleceksin politikasını sürdüren Kemalist düzen bugün farklı Osmanlı Oyunları ile karşımıza çıkmaktadır. Barış süreci adı altında asimilasyon politikaları hızla devam etmektedir. Bugün Rojava’da katliam yapan devletin barış kelimesini ağzına alması ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. Ülkemizde sadece Kürtlere değil Aleviler başta olmak üzere tüm farklılıklara aynı muamele yapılmaktadır. Kurtuluş birleşerek faşizme karşı savaşmaktan geçmektedir. Bir Türk olarak Kürt halkı özgürleşmeden Türk halkı özgürleşemez şiarını haykırıyorum. Gözlerimizin, Tenlerimizin renkleri ayrı olsa da gözyaşlarımızın rengi aynıdır. Bir ananın yaktığı ağıtın Türkçe, Kürtçe ya da Arapça olması bir şeyi değiştirmez. Esas olan o sesi duyabilmektir. Bugün faşizme karşı savaşmaktan başka çaremiz yoktur. Davanız davamızdır’’ sözleriyle konuşmasını bitirdi. Konuşmasından sonra güçlü bir alkış geldi. Daha sonra hazırladığımız pankartımızla yürüyüşe geçtik ve okulumuz önünde basın açıklamamızı yaptıktan sonra eylemimizi sonlandırdık.
Marmara Üniversitesi’nden bir YDG’li.